Avukatların davasında çeteciler 'tanık' olacak
MİT raporunda, uzun tutukluluk nedeniyle 2013 yılında tahliye edilen Osman Nuri Ocaklı'nın davasını avukat Sezin Uçar'ın takip etmesi "suç" olarak gösterildi.
MİT raporunda, uzun tutukluluk nedeniyle 2013 yılında tahliye edilen Osman Nuri Ocaklı'nın davasını avukat Sezin Uçar'ın takip etmesi "suç" olarak gösterildi.
Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş hakkında MİT'in raporuyla başlayan soruşturma sonucunda açılan davanın ilk duruşması 7 Nisan'da görülecek. Duruşmaya, Gülsuyu Mahallesi'nde Hasan Ferit Gedik'i öldüren, ESP üyelerini yaralayan çeteciler de "tanık" sıfatıyla katılacak.
Tutuklu müvekkillerinin serbest bırakılması için yapılan açıklamalara katıldıkları, öldürülen müvekkillerinin cenaze törenlerindeki resmi işlemleri takip ettikleri için haklarında dava açılan Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar, 7 Nisan'da hakim karşısına çıkacak.
İki avukat, "Örgüt üyesi oldukları" ve "örgüt propagandası yaptıkları" iddialarıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.
DOSYADA MİT RAPORU VAR
Soruşturma süreci MİT'in hazırladığı rapor üzerine başladı.
MİT raporunda, uzun tutukluluk nedeniyle 2013 yılında tahliye edilen Osman Nuri Ocaklı'nın davasını avukat Sezin Uçar'ın takip etmesi "suç" olarak gösterildi.
Soruşturma sürecinde 7 ay boyunca avukatların telefonları dinlenerek, kayda alındı. Avukat- müvekkil ilişkisi kapsamındaki görüşmeler de kayda alınıp, "örgütsel bağ" yorumu yapıldı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Ezilenlerin Hukuk Bürosu, "Yasadışı dinleme, izleme yoluyla ve sahte evrakla delil üretmek suçlamalarından haklarında soruşturma yürütülen polisler bu davanın soruşturma safhasının da dinleme ve tespitlerini yapmışlar, yargı sürecinin belirleyeni olmuşlardır" dedi.
MÜVEKKİLİNİN CENAZE TÖRENİNE KATILMAK SUÇ
Soruşturma boyunca, avukatların, müvekkillerinin serbest bırakılması için yapılan eylemlere katılması, öldürülen müvekkillerinin definlerine ilişkin resmi süreçleri takip etmeleri ve cenaze törenlerine katılması "örgüt üyeliğinin delili" olarak dosyaya konuldu.
Avukatlar Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş'ın Rojava'da ölümsüzleşen müvekkilleri Serkan Tosun'un cenazesini Urfa Ceylanpınar'dan alarak, otopsi işlemlerini takip etmesi, Gazi Mahallesi'ndeki defin işlemi ile cenaze törenine katılması da suç olarak gösterildi.
İki avukat, müvekkilleri Yılmaz Selçuk'un cenazesini şehit düştüğü Güney Kürdistan topraklarından getirip, İstanbul Gazi Mahallesi'ndeki defnedilme işlemine katıldıkları, müvekkilleri Yasemin Çiftçi'nin anma törenine katıldıkları için de suçlandı.
CUMARTESİ EYLEMİNE KATILMAK SUÇ
İki avukata yönelik suçlamalara delil olarak gösterilen diğer demokratik eylemler ise şöyle:
"Gözaltında kaybedilerek katledilen Hasan Ocak için Galatasaray Meydanı'ndaki Cumartesi Anneleri'nin oturumuna katılmak.
Emniyet amiri Sedat Selim Ay hakkında işkence ve taciz, tecavüz suçundan şikayette bulunan kadınlara hukuki destek vermek ve açıklamalarında yer almak.
Kamuoyunda 'Gaye davası' olarak bilinen ve 8 sosyalistin yaklaşık 8 yıl tutuklu kaldığı MLKP ana davada 5 yıllık tutukluluk süresinin dolmasına rağmen reddedilen tahliye istemi karşısında yargıda çifte standarda son verilmesini isteyerek, adliye önünde aileleri ile adalet nöbeti tutmak.
AİHM'in yeniden yargılama kararına rağmen infazının durdurulmasına karar verilmeyen Gazi ayaklanmasının tek tutsağı müvekkili Hasan Polat'ın hukuki sürecini takip etmek, sokak eylemlerine katılmak.
Gezi ayaklanması sebebiyle tutsak edilen Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yöneticisi ve üyesi 34 müvekkilleri için aileleri ile birlikte adliye önünde adalet nöbeti tutmak;
Tutsak müvekkilleri Hatice Duman ve Gülizar Erman için dayanışma eylemi yaparak adalet isteyen kadın örgütleri ile Galatasaray Meydanı'nda olmak.
Denizli'de tecavüze maruz kalan müvekkilleri H.İ.'nin davası öncesinde dayanışma eylemi yapan kadın örgütleri ile İstiklal Caddesi'nde yürümek.
İstanbul Gülsuyu Mahallesi'nde uyuşturucu çeteleri tarafından silahla yaralanan müvekkillerinin sürecini takip etmek ve telefon görüşmelerinde 'çeteciler' demek."
ÇETECİLER TANIK OLDU
MİT'in isteği, polisin fezlekesi doğrultusunda hazırlanan iddianamede dikkat çeken noktalardan biri de; dosyanın tanıkları arasında Gülsuyun'da Hasan Ferit Gedik'i öldüren, Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin üyelerine silahlı saldırı düzenleyen çetecilerin "tanık" olarak dinlenecek olması.
Çeteci "tanıklar" 7 Nisan'daki duruşmaya "tanık" sıfatıyla katılacak.
'BİLDİĞİMİZ GİBİ DEVAM EDECEĞİZ'
Ezilenlerin Hukuk Bürosu, soruşturmayı, "büro faaliyetleri, ezilenlerden yana savunmanlık pratiği ile özgürlük ve adalet mücadelesine dönük bir müdahale" olarak değerlendirdi.
"Bildiğimiz gibi devam edeceğiz" diyen Ezilenlerin Hukuk Bürosu açıklamasında şunları belirtti: "Siyasi polisin hukuk kalıbına soktuğu saldırının hedefi; 2008 yılından bugüne, işçi cinayetleri davalarında, kadın katliamları davalarında, taciz ve tecavüz davalarında, siyasi soykırım davalarında, devlet-çete işbirliğine karşı duran mahallelilerin davalarında, Gezi ayaklanmasında yaralananların, katledilenlerin, tutuklananların davalarında, devrimci basının davalarında üstlendiğimiz savunmanlık pozisyonudur. Avukatlık mesleğini dayatılanın aksine adliye ve bürolara, yasal metinler ve taleplere sığdırmayışımız, sokağın, ezilenlerin adalet ve özgürlük için mücadele sahası haline getirişimizdir."
Siyasi iktidarın avukatlara yönelik saldırılarına dikkat çeken Ezilenlerin Hukuk Bürosu, "Büromuzu kurarken de belirttiğimiz gibi; 'İnsanların kendi deneyimleri üzerinden hukuku anlamaya çalışmaları, bir grup körün bir fili tanımaya çalışmasını anlatan eski hikâyeye benzer. Elbette sırtında yolculuk edenlerin fil hakkındaki deneyimleri ayakları altında ezilenlerden farklıdır. Kapitalizmin hukuku altında ezilenlerin ve ona karşı direnenlerin safındayız' şiarıyla ezilenlerin savunmanlığına devam edeceğiz" dedi.