Ayata: Panama belgeleri, çıkar çatışmasıdır

PKK Merkez Komite Üyesi Muzaffer Ayata, Panama belgelerinin ilk etkisinin İzlanda’da görüldüğünü fakat birçok çevrenin, şirketin ve devlet yöneticilerinin kirli işlere bulaştığını söyledi.

PKK Merkez Komite Üyesi Muzaffer Ayata, Panama belgelerinin ilk etkisinin İzlanda’da görüldüğünü fakat birçok çevrenin, şirketin ve devlet yöneticilerinin kirli işlere bulaştığını söyledi.

Yolsuzluk ve vergi kaçırmaların kapitalist sistemin karakteri ile ilgili olduğunu kaydeden Ayata, sistemin kara ve sömürüye dayalı olarak çalışması nedeniyle insani değerlerden çok kişinin kazanç elde etmesinin önemli olduğunu söyledi. 

Ayata, son günlerin en çok konuşulan konularının başında gelen panama belgelerinin kim tarafından ve niçin sızdırıldığının bilinmediğini fakat bu belgelerde çok fazla mevki sahibi olan insanların isminin olduğunu söyledi.

“Belgelerin neden sızdırıldığı bilinmese de bilinen bir şey var; o da devlet başkanlarının da aralarında yer aldığı birçok makam sahibi ve tanılan, bilinen insanların ciddi anlamda yolsuzluk işlerine bulaştığıdır” diyen Ayata şöyle devam etti: “Bu yolsuzluklar ve vergi kaçırmalar kapitalist sistemin karakteriyle ilgili. Yapısal bir sorundur. Çünkü sömürü ve kara dayalı bir sistem var. Toplumsal ve insani kaygılardan çok kişinin daha çok kazanç elde etmesi zengin olması önem arz ediyor. Bunun içinde bu tür kişiler her türlü yolsuzluk ve kirli işi kendileri için mubah görüyorlar.” 

‘PARAYLA BU KADAR UĞRAŞAN İNSANLAR KİRLİ İŞLERE BULAŞIRLAR’

Bu tür işleri yapanların genelde bir ağ kurup işlerini yürüttüklerini kaydeden Ayata, bazen bu ağın içinde yer alan biri ya da birileri tarafından bu durumun bilerek deşifre edildiğini söyledi. Bu durumun neden veya ne zaman patlak vereceğini kestirmenin zor olduğunu kaydeden Ayata sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşanan bu durumlar daha çok çıkar çatışmaları üzerinden açığa çıkıyor. Örneğin Rıza Zarrab Türkiye’de kara para akalama işiyle uğraşıyordu. Bunu da AKP hükümetiyle ortak yapıyordu. Amerika’nın da bu durumdan haberi vardı. Ve bundan rahatsızdı. Fakat çok uzun bir süre bu durma göz yumdu. 17-25 Aralık operasyonlarıyla bu durum deşifre edildi ve Rıza Zarrab tutuklandı. AKP hükümeti bu durma anında müdahale etti. Rıza Zarrab’ın İran’daki ortağı Zencani şimdi idamla yargılanıyor. Çünkü İran artık batıyla ilişkilerini düzeltmek istiyor. Böylesi bir durumda da bu aracılara ihtiyaç kalmıyor. İçerdekini İran ekarte etti. Ama İran’ın uluslararası piyasada mallarına el konulunca ya da ticareti durdurulunca yasa dışı yollardan para akışını bu tür paravan örgütler veya şahıslar üzerinden yapıyordu. Tabi parayla bu kadar uğraşan insanlar kirli işlere bulaşırlar, yozlaşırlar, rüşvet alıp verirler. Rıza Zarrab Türkiye’de herhangi bir insana rüşvet vermedi. Bakanlara rüşvet vererek hükümeti satın aldı. Sadece dört bakanın adı geçti ama iş bunlarla sınırlı değildi. Fakat adı açığa çıkan bakanlarla bu işin üzerini kapatmak istediler. Türkiye bu durumun üstünü örttü. Ama şimdi Amerika bunu kurcalıyor. Ne çıkar bilemiyoruz.” 

Bir ara Almanya’da vergi kaçıranların banka hesaplarının deşifre edildiğini söyleyen Ayata, “Birisi birkaç milyon dolar karşılığında veri kaçıranların isim listesini Almanya’ya sattı. Almanya o bilgileri satın alarak vergi kaçıranlardan çok daha fazla para aldı. Kapitalist sistem böyle işliyor. Daha çok para ve rüşvet üzerine işliyor” dedi. 

“Panama belgeleri de buna benzer durumları içeriyor” diyen Ayata şunları kaydetti: “Belgenin ilk sarsıntısının etkileri İzlanda’da görüldü. İzlanda devlet başkanı istifa etti. Toplumun tepkisi gelişti. Onun içinde istifa etmek durumunda kaldı. Bundan sonra nereler etkilenir, toplum ne kadar muhalefet eder, nelere yol açar çok bilemiyoruz. Ama birçok çevrenin, şirketin, devlet yöneticilerinin kirli işlere bulaştığını görüyoruz.” 

‘MANEVİYATIN TÜKETİLDİĞİ YERDE ADALET, EŞİTLİK, İNSANLIK ÖLÇÜLERİ DE BİTİRİLİYOR’

Ayata, ismi bu belgelerde geçenlerin normalinde kazandıklarının geçimleri için yeterince fazla olduğunu ifade etti. “Ama görünen o ki bu tür kişilikler doymak nedir bilmiyorlar” diyen Ayata, bu tür insanların her zaman çok daha fazlasına tamah ettiklerinden ahlak dışı yollara başvurmaktan kaçınmadıklarının altını çizerek şöyle devam etti: “Nasıl ki kapitalizm yasası daha fazla kar ise, bu sistemin yetiştirdiği insanlar da hep daha fazlasını istemektedir. İnsanlık tüketilince maddi araçlarda onun aracı oluyor. Para çoğaldıkça maddi tüketim alanları çoğalıyor. Maddi tüketim alanları çoğaldıkça manevi tüketim alanları da bir o kadar çoğalıyor. Maneviyatın tüketildiği yerde adalet, eşitlik, insanlık ölçüleri de bitiriliyor.”

Parayı kirli işlerde kullanmak yerine insanlarla paylaşsalar bu dünyada bir tek insanın bile aç kalmayacağını kaydeden Ayata son olarak şunları söyledi: “Bu dünya herkese yetecek kadar zenginlik ve bolluk üretebiliyor. Ama kapitalist sistemin çarkı bunu engelliyor. Aslında bu tür belgeler bir çıkar çatışmasıdır. Bir kısmını deşifre ederken bir kısmını da kuruyorlar. Yoksa bu tür belgelerin açıklanması saf temiz adalet duygularıyla yapılmıyor. Bu belgeler birilerini sıkıştırmak için deşifre edildi. Zaten ilk elden bir devlet başkanı istifa etmek zorunda kaldı. Sistem paraya, çıkara, sömürüye dayalı olduğu sürece onun her zaman avladığı, böyle hırsızlar, kaçakçılarda olacaktır. Sayıları azalmıyor, tersine giderek çoğalıyor. Ancak şeffaf ve demokratik ortamlarda bunlardan hesap sorulur ve ortadan kaldırılabilir.”