AYM’nin kararı sadece ‘teknik eksiklik’ değil

AYM’nin HDP kapatma dosyasını iade etmesini değerlendiren Avukat Doğan Erbaş, Yüksek Mahkemenin iddianamedeki “Odak olma” meselesine dikkat çekerek bunun teknik eksiklik gerekçesi olmadığını söylüyor.

HDP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan kapatma dosyası Anayasa Mahkemesi tarafından Yargıtay’a iade edildi. AYM henüz resmî olarak gerekçeyi açıklamamış olsa da birçok eksiği ve somut bilgiye dayanmayan bilgi içeren iddianame kamuoyunda günlerce eleştirildi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in hazırladığı ve 609 sayfadan oluşan iddianamede HDP, “PKK-KCK’yi açıkça desteklemekten öteye geçerek onun bir organı gibi faaliyette bulunmakla” suçlanıyor. AYM’nin henüz resmî olarak yayınlanmayan fakat Anadolu Ajansı tarafından duyurulan iade kararında ise “partinin yetkili organlarının eylemleriyle Anayasa’nın 68 ve 69. maddesinde düzenlenen ‘odak olma’ fiili arasında gerekli ilişkilendirmelerin yapılmadığı” tespiti yer alıyor. Bu tespitin ne anlama geldiğini sorduğumuz avukat ve HDP MYK üyesi Doğan Erbaş durumu ANF’ye değerlendirdi.

HENÜZ RESMİ AÇIKLAMA YAPILMADI

HDP MYK üyesi Erbaş, AYM’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP’yi kapatmaya yönelik dosyasını iade ederken sadece tekniğe bakmadığını işaret ediyor bu odak açıklamasıyla: “Anayasa mahkemesi henüz resmi gerekçesini açıklamış değil. Kendi sitesinde açıklamak zorunda normalde misal Ömer Faruk Gergerlioğlu gerekçesi resmi olarak açıklandı fakat HDP’ye dair henüz bir şey yok. AA’da geçen habere göre tam usulden de ret var diyemeyiz. İlginç bir gerekçe ki tam açıklandığında göreceğiz; ama orada sadece kimi teknik eksiklerin olduğundan söz etmiyor, sunulan haliyle iddianamede adı geçen yönetim organlarının fiilleriyle partinin ‘odak olması’ arasında bir bağ kuramadığını söylüyor. Bir bakıma aslında esasa da girmiş gibi görünüyor. Bu biraz yeni bir durum çünkü normalde teknik inceleme yapması gerekirdi. Kamuoyunda çok konuşulan ölmüş kişilerin de iddianamede geçmesi gibi bazı kişisel bilgilerin yer almaması vb. gibi ama bunlarla yetinmemmiş ve bunu da aşan bir değerlendirme yapmış gibi duruyor. Elbette yineliyorum özellikle tam resmi açıklamayı görmek lazım fakat Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesini esasa girmeden ama çok kuvvetli bir şekilde reddetmiş oluyor.”

‘BAHÇELİ HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASI LAZIM’

HDP’ye açılan bu kapatma davasının siyasi baskılarla hazırlandığının sadece HDP tarafından değil birçok hukukçu ve çevre tarafından da dile getirildiğini vurgulayan Doğan Erbaş: “Alelacele hazırlanmış bir iddianame var ortada bunu sadece biz değil, saygın birçok hukukçu dile getirdi. Öte yandan kanıksanmış gibi duruyor ama bir siyasi partinin genel başkanı Bahçeli nerdeyse bütün grup konuşmalarında HDP’nin kapatılmasını konuşuyor. Oysa mevzuata göre başka bir parti yani MHP de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na kapatılma yönünde başvurabilir ama bunu yapmayıp adeta talimat veriyordu yargıya. Bu ters tepmiş görünüyor. Tabii diğer taraftan süreç devam ediyor. Bu ne kadar sürer bilemiyoruz, belirtilen eksiklikler giderilerek bir raportör görevlendirilmesine gidilecek gibi. Öte yandan Bahçeli’nin ‘AYM kapatılmalı’ sözü AYM’ye de Yargıtay’a da çok ağır bir saldırıdır. Derhal hakkında soruşturma başlatılması lazım. Anayasanın 138’inci maddesi var bu konuda ve gayet açık, kimse hakimlere talimat veremez hatta imada dahi bulunamaz diye bir düzenleme var. Eleştirilerimiz ve Anayasa anti-demokratiktir demek ayrı ama mevcut haliyle de uygulanması lazım. Dolayısıyla Devlet Bahçeli’nin diğer ithamlarından daha ağırdır. Sonuçta kendi iç işleyişinde belli eksikler gördüğü kararına varan bir kuruma dahi tahammül edemeyen, açıkça kendini her şeyin üstünde gören, hiçbir yasal kurumu ve hükmü tanımayan kelimenin tek anlamıyla darbe pratiğidir bu” sözlerini dile getiriyor.

‘BİZİ HAKLI ÇIKARDI’

Son olarak siyasi partilerin kapatılmasının tarihte kalması gerektiğini söyleyen Erbaş şöyle konuşuyor: “AYM’nin geri göndermesi bizim tespitlerimiz de haklı çıkarıyor. Böylesi bir iddianame ile parti kapatılamayacağını söyledik. Zaten siyasi partiler kapatılamaz onlara bu meşruiyeti veren halkın desteğidir. Siyasi partilerin kapatılmasının tarihte kalması lazım. Ama biz bunun dışında da iddianameyi ilk gördüğümüzde de bu değerlendirmeyi yapmıştık: Bu siyasi bir metindir. Dolayısıyla kapatılmaması gerekir ve kapatılamaz mücadelesini de sürdüreceğiz.”