Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a düzenlenen uluslararası komplonun yıldönümüyle ilgili panelde konuşan BDP Amed Milletvekili Ayna, komplonun Öcalan şahsında tüm Kürdistan halkına yapıldığını ifade etti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye'ye getirilişine ilişkin BDP İl Binası Vedat Aydın Konferans Salonu'nda panel düzenlendi.

Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulan panelde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, 15 Şubat 1999’da uluslararası komplo sonucu Türkiye’ye getirilen ve 16 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı Adası’nda tutulmasının Başta Kürdistan olmak üzere Türkiye ve Avrupa’da yaşayan Kürtlerde yarattığı infiali anlatan belgesel gösterimi yapıldı.

BDP Amed Milletvekili Emine Ayna panelde yaptığı konuşmada, 15 Şubat 1999'da Türkiye’ye getirilen ve 16 Şubat 1999′dan bu yana İmralı Adası’nda tutulan Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun, Öcalan şahsında tüm Kürdistan halkına yapıldığını ifade etti.

“Sayın Öcalan’a sığınması için bir avuç toprak bile sağlanmadı. Kürt halkının liderine sığınabileceği bir avuç toprak bile sağlanmıyorsa, bu Kürt halkına yöneliktir” şeklinde konuşan Ayna, “Niye önderliğe böyle uluslararası bir komplo düzenlendi?” diye sorduğu konuşmasında, dünya tarihinde bir çok halka yönelik düzenlenen katliamlar ve komplolar olmasına rağmen hiçbir halkın önderliğine böyle uluslararası bir komplo düzenlenmediğini kaydetti.

Kürt Halk Önderi Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen bu komplonun Kürt Özgürlük Hareketi’nin niteliği ile ilgili olduğunun altını çizerek, “Kürt Özgürlük Hareketi’nin en önemli özelliği önderliksel, ideolojik bir hareket olmasıdır. Abdullah Öcalan önderliğinin en önemli özelliği, düşünsel, ideolojik önder olmasıdır. Yoğunlaşma düzeyinin tüm hücreleri ile sadece özgürlük için olmasıdır. Abdullah Öcalan’ın yaşam gerekçesi özgürlüktür. Bu nedenle o küçücük hücresinde bile bu kadar özgür” diye konuştu. Dünya liderlerinden örnekler verdi.

KOMPLONUN NEDENİ NE?

Ayna, Kürt Özgürlük Hareketi’nin sadece 1999 yılında ortadan kaldırılmak istenmediğini, kurulduğu günden bu yana imha ve tasfiye ile karşı karşıya kaldığını ancak bu imha ve tasfiye politikalarında başarılı olunamadığını belirttiği konuşmasında 15 Şubat uluslararası komplonun nedenini şöyle özetledi: “Uluslararası güçler bu hareketi parçalayabilmek için önderliğinden koparmak istedi. Doğrudan düşünme sistemine yöneldi. Dünya sistemlerinden farklı bir sistemi öngören ideolojik bir hareketin Ortadoğu’yu değiştirip dönüştürecek güç olarak görüyorlardı. Bu nedenle böylesi bir komploya başvuruldu.”

Kürt halkının üzerinde uygulanan imha ve tasfiye politikalarını karşı direnişinin, Kürt halkının onurlu bir yüreğe sahip olduğunu göstergesi olduğuna işaret eden Ayna, Öcalansız barış olmayacağının da altını çizdi.

Ayna, Öcalan’ın bir yılı aşkın süredir ağır tecrit altında tutulduğuna dikkat çekti ve “Bir hücrede esir alınmasına rağmen halkla bağını, üretimini engelleyemediler” dedi.

Son olarak Öcalan’ın Kürt Özgürlük Hareketi’nin kuruluşuna ilişkin “Hiç kimsenin sahip çıkmadığı, cesaret edemediği bir sorunu omuzladık” sözlerini hatırlatan Ayna, “Biz sonuç almak istiyoruz” diyerek konuşmasını noktaladı. Diyarbakır'da 4 Nisan'a kadar eylemlerin devam etmesi çağrısında bulundu.