Baba Ataş: Dayanışma ile kızımı doğduğu topraklara getireceğiz

Eylem Ataş'ın babası Mehmet Ataş, dayanışma ile kızının cenazesini Rojava'dan Adana'ya getirerek, doğduğu topraklarda sonsuzluğa uğurlamak istiyor. Baba Ataş, "Devletin niyeti ne olursa olsun, dayanışma ile kızımızı alacağız" diyor.

AKP hükümetinin hala değişmeyen Rojava politikası, evlatlarını devrimin topraklarında kaybeden aileler için işkenceye dönüştü. Kobane savunmasında evlatlarını kaybeden aileler ile Birleşik Özgürlük Gücü komutanı Aziz Güler'in ailesinin ardından şimdi de Eylem Ataş'ın ailesinin, cenazesini istediği yere defnetmesi engelleniyor.

Birleşik Özgürlük Güçleri savaşçısı olan Eylem Ataş'ın, DAİŞ çetelerine karşı savaşırken 27 Haziran'da yaşamını yitirdiği açıklanmıştı.

Kızının şehadetini 28 Haziran'da Gündem gazetesinde okuduğu haberle öğrenen Baba Mehmet Ataş, ailenin avukatı Umut Vedat Açar ile birlikte Suruç'a giderek kaymakamla görüştü. Ataş ailesi, kızlarını teşhis etmek için Rojava'ya geçiş izninin verilmesini, teşhisin ardından da cenazenin Türkiye'ye geçirilmesine izin verilmesini istedi. Aileye önce herhangi bir yanıt verilmedi. Geçtiğimiz hafta, sonuç avukat Umut Vedat Açar'a, "Geçiş izni verilmemiştir" şeklinde iletildi.

Avukat Açar, Ataş'ın ailesinin geçişine izin verilmemesine herhangi bir gerekçe sunulmadığını belirtti, “Kararda, geçiş izni verilmediği belirtiliyor. Cenazenin getirilmesine ilişkin talebe ise yanıt verilmemiş” dedi. Avukat Açar, "Son derece keyfi bir uygulama olduğu ortada. Kaymakam ile yaptığımız görüşmede de, kaymakam 'Cenazenin burada gömülü olması benim için sorun değil. Ancak benim elimde olan bir durum değil' demişti. Kaymakamlık, bakanlık ya da üst düzey kademelerden söz ile gelecek bir talimat ile bile geçiş izni vereceğini söylüyordu" dedi.

HUKUKİ BİR GEREKÇE SUNULMADI KARAR TAMAMEN KEYFİ

Ortada kendilerine gösterilen hukuki bir engel olmadığı için de hukuki girişimlerden sonuç almanın pek mümkün olmadığını, bunun yerine kamuoyunu harekete geçirmenin önemli olduğunu belirten Avukat Açar, şunları söyledi: "Biz elbette ki, hukuki tüm girişimleri yapmaya devam edeceğiz. Aziz Güler örneğinde olduğu gibi cenazelerin geçişine izin verilmemesine gerekçe olarak bir Bakanlar Kurulu kararından bahsediliyor. Ancak ortada böyle bir yazılı kararın olduğu bile muamma. Bu kararı gören kimse olmadı. Ayrıca Suriye'deki çatışmalarda ölen Türkiye vatandaşı IŞİD'lilerin cenazelerinin geçişine izin veriliyor. IŞİD'lilerin cenazeleri, hava alanlarında törenlerle karşılanıyor. Demek ki tamamen keyfi bir yasaklama var. Zaten devletin halkın cenazesine nasıl yaklaştığını Cizre'de gördük. İnsanların cenazeleri günlerce yerde kaldı. Anneler çocuklarının cenazelerini buzdolaplarında sakladı. Çok açık ki bu bir devlet politikası. Bunu değiştirmek için de kamuoyunun harekete geçmesi gerekiyor."

'BİR BABA OLARAK KIZIMIN MEZARINA SARILMAK İSTİYORUM'

Devletin çıkardığı engellere rağmen, Ataş ailesi ve yoldaşları, Eylem Ataş'ı doğup büyüdüğü Adana'da sonsuzluğa uğurlamakta kararlı. Çocuğunu istediği yere defnetmesinin temel bir insan hakkı olduğunun altını çizen Baba Ataş, "Bu nasıl bir anlayış ki, kızımı teşhis etme talebim bile kabul edilmiyor" dedi.

Kurdukları inisiyatif ile mücadele başlattıklarını anlatan Baba Ataş, "Umudumu yitirmiyorum. Bir baba olarak kızımı doğduğu, büyüdüğü, güldüğü bu topraklar gömmek ve mezarına sarılmak istiyorum" diye konuştu.

Aziz Güler'in cenazesinin 59 gün süren mücadelenin sonunda getirildiğini hatırlatan Baba Ataş, kızının cenazesini ezilenlerin dayanışması sayesinde getireceğine inanıyor.

Kızı Eylem Ataş'ın dünyanın lanetlediği IŞİD çetesine karşı savaşırken yaşamını yitirdiğinin altını çizen Baba Ataş, şunları söyledi: "Kızım gencecikti. IŞİD çetesi tarafından katledildi. Ben bunu bir gazete haberinden öğreniyorum. Kızımın mezarına sarılmak istiyorum. Biraz empati yapılmasını istiyorum. Belki 59 günden de uzun sürebilir ancak biz kızımın cenazesini, dayanışmayla Adana'ya getireceğiz" dedi.