Bahoz Erdal: Özgücümüzü güveniyoruz, umutluyuz
Bahoz Erdal: Özgücümüzü güveniyoruz, umutluyuz
Bahoz Erdal: Özgücümüzü güveniyoruz, umutluyuz
HPG komutanlarından Bahoz Erdal, gazeteci Hasan Cemal'e verdiği mülakatta, bu sürece her iki tarafın da ne yenilgi ne de zafer olarak bakmaması gerektiğini söyledi. Devlete değil, özgüçlerine güvendikleri için süreçten umutlu olduklarını ifade eden Erdal, “Biz şimdi bugün silahı bir kenara koyuyoruz.(Gülüyor) Bu silahı bırakma anlamında değildir" diye ekledi.
Gerillanın denetimindeki alanlarda bulunan Hasan Cemal'in Bahoz Erdal ile yaptığı röportaj T24'te yayınlandı. "Bu süreci önderliğimiz başlattı. Biz de buna katılıyoruz. Devlete güvendiğimizden dolayı değil. Gece hareket ediyoruz. Çatışma riskini en aza indirmek istiyoruz çünkü" diyen Erdal, “Biz üstümüze düşeni yapıyoruz. Her gün telsizle konuşuyorum. Türk askeri de gergindir. Bir tilki geçer, bir hışırtı çıkar, kıyamet kopar. Onun için çok dikkatli olmamız lazım" şeklinde konuştu.
Hasan Cemal'e göre Bahoz Erdal’ın bu konuda Türk tarafına yönelik bazı eleştirileri var. Bu eleştiriler şöyle sıralanıyor:
(1)Dağların tepelerinde keşif uçağı Heron’ların dolaşması…
(2)Sayıları arttırılan korucular…
(3)Hızlandırılan yeni karakol inşaatları…
(4)Bölgede askeri sevkiyatın ve faaliyetin gözle görülür şekilde artmış olması…
Erdal, “Eğer fiili ateşkese devlet de uyarsa, PKK’nin silahlı unsurlarının çekilmesi büyük oranda iki ay içinde biter. Ancak bu yukarıda sıraladığım dört unsur devam ederse, çekilmenin sona ermesi sonbahar aylarına sarkar" diyor.
“Şaka yapmıyoruz. Süreci sahipleniyoruz" diyerek sözlerini sürdüren Erdal, "Savaşa nasıl ciddi yaklaştıysak, barışa da çok ciddi yaklaşıyoruz. Yoksa savaştan yorulmuş değiliz. Hem bizim durumumuz, hem de bölgesel koşullar bizim mücadelemizi çok daha ileriye götürmeye uygundur. Önderliğimiz siyasal hamleye karar verdi. Mektuplar geldi gitti, tartıştık ve önderliğimizin arkasında durmaya karar verdik" şeklinde konuşuyor.
“Süreçten umutlu musunuz” soruna ise Erdal şu yanıtı veriyor: “Barıştan umutluyuz. Ama devlete güvendiğimizden değil, önderliğimizin öngörüsüne, süreci okumasına ve kendi öz gücümüze güvendiğimiz için umutluyuz barıştan…”
”Eğer Ankara, AK Parti hükümeti, demokratikleşme konusunda barışın altını doldurma konusunda ipe un sererse, bunları yapmazsa o zaman silah, silahlı mücadele mi alternatif olacak?” şeklindeki soruya Erdal'ın verdiği cevaplar şöyle:
“1- Önderlik, bu sürece stratejik yaklaşıyor ve çok ciddidir. Devlet de böyle ciddi yaklaşmak zorunda.
2- Bu sürece her iki taraf da ne yenilgi, ne de zafer diye bakmalı. Bundan kaçınmak lazım. Her iki taraf için de kazançlı olan bir durumdur söz konusu olan çözüm süreci.
3- Çok abartılı iyimserlik de, abartılı karamsarlık da yanlıştır. Hem Türk tarafında, hem Kürt tarafında bu var. Bundan kaçınmak lazım.
4- Bizim için, PKK için, “1999’daki gibi çekilip gittiler” denmesin bu sefer. O zaman dört yıl heba oldu. Hiçbir şey yapılmadı. Bu bir daha tekrarlanmamalı. Devlet, yine 1999’daki gibi “Ben PKK’yi bölerim, etkisizleştiririm” derse, o zaman bize, Kürtlere söylenecek bir şey kalmaz. Bu bir tehdit değildir, objektif bir tespittir.
5- Bu süreçte zorlanan taraf biziz. Kadrolarımızı ikna etmekte zorlandık, zorlanıyoruz biraz.Kuzey’deki (Türkiye’deki) güçlerimizi çekilmeye ikna etmek kolay olmadı. Keşke telsizin başında olsaydınız, dinleseydiniz. Arkadaşlar bize en çok şu soruyu sordular: “Önderliğin durumu ne olacak?” Gerillanın en hassas, en duyarlı olduğu konu budur. Yani Önderliğimizin hapishane koşullarından, ev hapsinden özgürlüğe açılan yolu…
Bakın biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Ön koşulsuz ateşkes, ön koşulsuz çekilme… Devlet de bunu görmeli…”
Erdal şunları ekliyor: “Ateşkes ilan ettik. Dediler ki ‘Yetmez çekilin.’ Şimdi de çekiliyoruz. Yarın ‘Bu da yetmez, silah bırakın’ derler. Bu olursa, bu tam bir dayatma olur. Teslimiyet dayatmasıdır bu. En zor koşullarda bile teslimiyeti kabullenmek PKK için mümkün değildir. Bu konuda Murat Karayılan’ın 25 Nisan’daki basın açıklamasında söylediği altı nokta çok önemlidir.Bakın, Kürt sorunu çözülmezse, PKK bu davayı yarın bıraksa bile PKK’den 10 kat daha radikal, fanatik örgütler çıkar ortaya. En temel insan hakkı olan ana dilde eğitim tanınmadan Kürt sorunu nasıl çözülecek?.. Eğer yarın Kürtlerde derin bir hayal kırıklığı uyanırsa o zaman ne olacak?.. Mesele silahı bırakıp bırakmamak değildir. Kürt sorununu çözmektir. Dağa çıkmanın nedenlerini ortadan kaldırmaktır.”
Bahoz Erdal, “Biz şimdi bugün silahı bir kenara koyuyoruz.(Gülüyor) Bu silahı bırakma anlamında değildir" diyor.