Baluken: AKP polisiye anlayışa zimmetlendi
Baluken, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “terörle mücadele yeni konsepti” adı altında Kürdistan’ın cadde ve sokaklarının polise zimmetleneceğini açıklamasına tepki gösterdi.
Baluken, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “terörle mücadele yeni konsepti” adı altında Kürdistan’ın cadde ve sokaklarının polise zimmetleneceğini açıklamasına tepki gösterdi.
HDP Grup Başkanvekili ve İmralı Heyeti üyesi İdris Baluken, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “terörle mücadele yeni konsepti” adı altında Kürdistan’ın cadde ve sokaklarının polise zimmetleneceğini açıklamasına tepki gösterdi. ANF’ye konuşan Baluken, Ala’nın açıklamalarının AKP zihniyetinin polisiye bir anlayışa ve güvenlik politikalarına zimmetlendiğini gösterdiğini vurguladı. 40 yıl içerisinde Kürt meselesini polisiye ve güvenlik politikalarıyla ele alan pek çok hükümetin gelip geçtiğini hatırlatan Baluken, “Eğer AKP de bu politikalarda ısrar ederse, diğer hükümetler gibi tarihte hak ettiği yeri alacaktır” diye konuştu. Newroz mesajı da veren Baluken, “AKP’nin zorla, savaşla, katliamla, zulümle sonuç almaya çalışan politikaları Newroz’da ayağa kalkacak Kürt halkının ve tüm Bölge halklarının iradesine takılacak” dedi.
Baluken, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın güvenlik konsepti adı altında Sur, İdil, Cizre gibi ilçelerde cadde ve sokakların polise zimmetleneceği yönündeki açıklamalarına cevap verdi. Öne sürülen bu konseptin aslında AKP zihniyetinin polisiye bir anlayışa ve güvenlik politikalarına zimmetlendiğini gösterdiğini vurgulayan Baluken, AKP tarafından sanki yeni icat edilmiş bir öneri gibi piyasaya sürülen bu konseptten sonuç çıkmayacağını AKP ve İçişleri Bakanı Ala tarafından gayet iyi bilindiğini ifade etti. Baluken, hükümetin iki yıllık çözüm sürecinden güvenlikçi politikalar noktasına savrulmuş olmasının, önümüzdeki dönemde de savaş konseptinin devam edeceğine işaret ettiğini söyledi. Halkın özyönetim talebi gerekçesiyle 6 aydır illeri terörize eden, yaşam alanlarını tahrip eden bir hükümetin Ankara’dan yine Kürt halkı adına kararlar aldığına dikkat çeken Baluken, devlet ablukası nedeniyle evleri ve hayatları yıkılan, canlarını kaybeden Kürt halkının bu konsepte rıza göstermeyeceğini hatırlattı.
‘POLİS, KARAKOL YERİNE DEMOKRASİ ALANLARINI GENİŞLET’
Kürdistan’daki uygulamaların tamamının hukuk dışı olduğuna işaret eden Baluken, “Bir kent merkezinde 100 gün süren sokağa çıkma yasağı uygulamaları, kent ve mahallelerin harabeye çevrilmesi, insanların en temel hakkı olan yaşam, sağlık, eğitim hakları başta olmak üzere birçok hakkın gasp edilmiş olması AKP’nin hukuktan ne anladığını ortaya koyuyor” diye konuştu. Baluken, hukuku çiğneyerek aylardır sıkıyönetim ve darbe anlayışıyla hareket eden AKP hükümetinin, şimdi devreye soktuğu düzenlemelerle yaşanan katliamlara, zulme meşruiyet zemini yaratmaya çalıştığını belirtti.
Kürdistan sokaklarının paramiliter çetelerin alanı haline getirilmesinin, çokça vurgulanan “kamu düzeni” açısından da büyük sıkıntılara yol açacağını belirten Baluken, “Yapılması gereken her sokak başına bir polis dikmek, kent merkezlerine yeni karakollar inşa etmek değil, tam tersine oradaki demokrasi alanlarını genişletmek, halkın özgürlük talepleriyle ilgili yükselen sese kulak vermek ve Kürt halkının eşit statü temelinde talep ettiği özyönetim hakkının anayasal güvenceye kavuşmasını sağlamaktır” dedi.
‘FEZLEKENİN AMACI ZULME KARŞI PASİF HALE GETİRMEK‘
Savaşla birlikte legal siyasetin de önü kapanmışken, HDP’li 5 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için fezlekelerin meclise gönderilmesini değerlendiren Baluken, “Bir yerde zulüm politikası varsa, bu politikalara karşı haklı itirazların ve meşru direnişlerin gelişmesi eşyanın tabiatı gereğidir” diye konuştu. HDP’nin, gerek Kürt halkına gerek Türkiye halklarına dayatılan AKP zulmüne karşı ayakta duran, direnen tek adres konumunda olduğunu belirten Baluken, AKP’nin HDP’yi susturarak yaptığı zulüm ve katliamların gerek ulusal kamuoyunda gerekse dünya kamuoyunda görünür kılınmasını engellemeye çalıştığına dikkat çekti. HDP’ye yönelik medya sansürü, miting alanlarının bombalanması, genel merkezin yakılması gibi yöntemlerle bunun denendiğine işaret eden Baluken, bunlarla başarılı olamayınca şimdi de halkın iradesini temsil eden milletvekillerine yöneldiklerini belirtti. “AKP, tıpkı diğer muhalefet partilerine yaptığı gibi HDP’yi de savaş politikalarına eklemeyi amaçlıyor” diyen Baluken, savaş politikaları yürürlükteyken, fezlekelerle HDP’nin pasif, edilgen, ses çıkartamaz bir pozisyona çekilmeye çalıştığını kaydetti.
‘HDP MİLLETVEKİLLERİNE ZATEN GEREĞİNDEN ÇOK DOKUNULDU’
Bunun boş bir çaba olduğunu vurgulayan Baluken sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP milletvekilleri olarak zaten pratikte bir dokunulmazlığımız yok. Sokak ortasında polis tarafından darp edilmekten tutun da, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı yerlerde gerçek mermilerle üzerimize ateş açılmasına kadar birçok hususta HDP milletvekillerine zaten gereğinden fazla dokunuluyor. Bu yönüyle hırsızlık, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, adam kayırma gibi her türlü yüz kızartıcı suçların olduğu fezlekelerle ilgili herhangi bir tartışma yürütmeyip, halkın sesi olmaya çalışan milletvekillerinin üzerinden dokunulmazlığın tartışılmasının AKP’nin aslında HDP’den duyduğu korkunun ne boyutta olduğunu da gösteriyor. O korkuyu duymakta, iliklerine kadar hissetmekte haklılar, çünkü bundan sonraki süreçte de HDP milletvekilleri AKP’nin savaş ve insanlık suçlarını Türkiye ve dünya kamuoyuna anlatmaya devam edecekler.”
‘NEWROZ’DA AKP’NİN ZULÜM POLİTİKALARI KÜRT HALKININ İRADESİNE TAKILACAK’
Newroz mesajı da veren Baluken, Newroz’un tarihsel olarak zulme karşı başkaldırıyı sembolize eden bir bayram olduğunu hatırlatarak, Kürt halkının 2016 Newrozu’nu büyük bir direniş ruhuyla karşılayacağını vurguladı. Kürtlerin Türkiye ve Ortadoğu coğrafyasında Newroz’u özgürce kutlamak için bugüne kadar büyük bedeller ödediğinin altını çizen Baluken, ayrıca Kürtlerin katliam ve zulümlere karşı dimdik ayakta olduklarını her Newroz’da ortaya koyduklarını hatırlattı. Özellikle 2013 Newrozu’nda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Amed Meydanı’nda okunan manifestosuyla birlikte, hem dört parça Kürdistan, hem Türkiye, hem de Ortadoğu için yeni bir sayfanın aralanabileceğinin tüm dünya kamuoyunda tartışıldığını belirten Baluken, “Sonraki 2.5 yıllık süreç de Sayın Öcalan’ın gösterdiği perspektif doğrultusunda bu umutların gelişebileceğini gösterdi. Ancak bundan kaygıya kapılan AKP hükümeti ve devlet zihniyeti zulmü artırarak, Kürt halkının özgürlük talebini, Türkiye ve Ortadoğu halklarının barış talebini karşılamak yerine kendi zora dayalı iktidarını tahkim etme yoluna girdiler” şeklinde konuştu.
Ortadoğu’da Kürt halkının en örgütlü, en güçlü ve en dinamik olduğu bir tarihsel dönemin yaşandığını kaydeden Baluken şunları belirtti: “AKP’nin zulüm ve katliam politikalarının bu kadar yükseldiği bir dönemde Kürt halkının tarihsel kesite denk düşecek bir duruş ortaya koyacağını düşünüyoruz. AKP’nin zorla, savaşla, katliamla, zulümle sonuç almaya çalışan politikaları Newroz’da ayağa kalkan Kürt halkının ve tüm bölge halklarının iradesine takılacak.”
‘TEK ÇIKIŞ NOKTASI: MÜZAKERELERE GERİ DÖNÜLMESİ’
Baharla savaşın derinleşip derinleşmeyeceği konusunda, AKP’nin mevcut politikalarındaki ısrarının maalesef bu yönde bir kaygı uyandırdığını belirten Baluken, AKP’ye savaş başka boyutlara ulaşmadan bu politikalardan derhal vazgeçme çağrısında bulundu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin son bulması, müzakere masasına geri dönülmesi, kalıcı bir barış için toplumun beklentilerinin karşılanmasının tek çıkış noktası olduğunu hatırlatan Baluken, “40 yıl içerisinde Kürt meselesini polisiye ve güvenlik politikalarıyla ele alan pek çok hükümet gelip geçti. Eğer AKP de bu politikalarda ısrar ederse, diğer hükümetler gibi tarihte hak ettiği yeri alacaktır” dedi.