Baluken AVM’ler için meclis araştırması önerdi
Baluken AVM’ler için meclis araştırması önerdi
Baluken AVM’ler için meclis araştırması önerdi
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken AVM’lerin ekonomiye ve demoratik bir bölüşüme etkisinin araştırılması, kentlerde uygulanacak her türlü projeye halkın katılımı ve idare bildiriminin sağlanması için ortaya konulacak politikaların belirlenmesi amacıyla meclis araştırması önerdi.
BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken Aktif Alışveriş Merkezlerinin (AVM) ekonomiye ve demokratik bir bölüşüme etkisinin araştırılmasını için meclis araştırması önerdi.
Kapitalist ekonomik işleyişin doğal sonuçlardınan biri olan tekelleşmenin bugün ekonomide demokrasinin önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çeken BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ”İç tüketimde özelikle küçük ve orta işletmeleri tehdit eden, bu işletmeleri iflasla karşı karşıya bırakan bu tekelleşmelerin en somut şekli AVM olarak bilinen büyük alış veriş merkezleridir.
Dünya tüketim toplumuna doğru hızla yol alırken, günde on binlerce kişinin, her türlü marka ve ürünü bulabileceği bu mekanlara sıkıştırılması, sermaye birikiminin eşitsiz gelişiminden kaynaklı olarak hem para dolaşımını anti-demokratik şekilde etkilemekte hem de toplumu bu mekanlara kapatarak, insan doğasına aykırı kendi mekânsal örgütlenmesini üretmektedir. Her şeyin tüketim üzerine kurgulandığı bu AVM’ler kapitalist sistemin ihtiyaçları doğrultusunda yeni insan insan ve insan toplum ilişkisi üreterek toplumu kendi doğasına yabancılaştırmakta ve sadece daha çok tüketmeye odaklanmış yığınlar yaratmaktadır” dedi.
Küresel ekonominin kendi çıkarları doğrultusunda örgütlendiği üretimden kopuk, emek sömürüsüne dayalı çevre ekonomilerinin bugün büyük gelir uçurumları ve sermaye tekelleşmelerinin tutsağı haline getirildiğini de vurgulayan Baluken şöyle devam etti: “Çevre ekonomileri temsil eden ülkelerde AVM’lerin her yerde açılmaları ve bir hükümet politikası olarak hoyratça teşvik edilmesi Türkiye açısından da ciddi bir sorun alanıdır.
Bugün Türkiye’nin merkez ekonomileri de aşan AVM sayıları, demokratik bir ekonomiyi olanaksız hale getirmiştir.
Türkiye'de AVM'lerin nüfusa oranı dünya ortalamasının oldukça üzerindedir. ABD'nin en büyük şehirlerinden New York'taki tüm AVM'lerin sayısı 50'yi geçmezken İstanbul'da bu sayı 100'ün üzerindedir. Türkiye, AVM sayısı açısından Avrupa ülkeleri arasında birinci sıradadır.”
Türkiye’de 48 ilde 299 AVM bulunduğunu da vurgulayan Baluken, 2011’de 264 olan AVM sayısının, 2013’te 299’a yükseldiğini de belirtti. Özellikle İstanbul’da artan AVM’lerin toplum tarafından büyük bir kaygıyla izlendiğini ve karşı çıkıldığını da belirtti.
Türkiye’de 2013 yılı içerisinde açılacak 28, 2014’de ise tamamlanması beklenen 13 AVM bulunduğunu da vurgulayan Baluken, “Ve bu AVM' ler, 2 milyon 872 bin 725 metrekare kiralanabilir bir alan kaplamaktadır. Bu rakam dahi durumun vahametini ortaya koymaktadır.
Bugün bu AVM’ lerde, üretim olmadan bu kadar yüksek oranlarda yapılan tüketimin ekonomiye verdiği ve uzun vadede vereceği zarar da politika tercihlerinde dikkate alması zorunlu hususlardır.
Taksim meydanında Gezi Parkı’nın yıkılması ve yerine AVM yapılmak istenmesine karşı demokratik tepkilerini ortaya koyan milyonlarca yurttaşın talebi, her alanda demokratik bir siyasetin hakim olmasıdır. Ancak hükümetin bu tür demokratik ve meşru protestoları dahi büyük bir devlet şiddetiyle bastırmaya kalkışması Türkiye’de bu tür sorun alanlarını daha da derinleştirmektedir” dedi.
Baluken, Türkiye’de başta eşit bir ekonomik bölüşüm ve temel demokratik standartların arttırılması, artık toplumda ertelenmesi asla kabul edilemeyecek talepler haline geldiğini de vurguladı. Her türlü yönetim alanında demokratik katılımcılığı esas alan, halkın bu karar alma süreçlerinde aktif katılımını teşvik eden bir siyasal aklın, Türkiye yönetim sistemine hakim olması gerektiğini de kaydetti. Aksi halde bugün toplumla karşı karşıya gelen, halkı yanına değil, karşısına alan yönetimlerin ayakta kalma şansının bulunmadığını da belirtti.