Baluken: Diyarbakır Zindanı’nda yaşananlar açığa çıkarılmalı
Baluken: Diyarbakır Zindanı’nda yaşananlar açığa çıkarılmalı
Baluken: Diyarbakır Zindanı’nda yaşananlar açığa çıkarılmalı
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 12 Eylül Askeri Darbesi ardından Diyarbakır Zindanı’nda, özel de de Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yaşananların açığa çıkarılmasının “geçmişle yüzleşme”nin kapısını aralayacağından yola çıkarak meclis araştırmasını talep etti.
Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yaşananların açığa çıkarılması ve arkasında bıraktığı büyük travmayı anlamanın Türkiye’de darbeler tarihiyle yüzleşmek ve yakın tarihi deşifre etmek açısından turnosol görevi göreceğini de belirten Baluken, “Diyarbakır Zindanı’nda yaşanan olayların bütün boyutlarıyla araştırılması hali hazırda yürümekte olan ‘Barış ve Demokratik Çözüm Süreci’ne katkı sunacağı aşikardır. Toplumsal barış ve uzlaşı kanallarının açık kalmasını sağlayacak böylesi kararlaşmanın değeri tartışılmazdır” dedi.
Mayıs ayının sol kültürün dağarcığında önemli olayların yaşandığı bir ay olduğunun da altını çizen Baluken şunları belirtti: “Ayın ilk gününün işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanması, doğanın dirilişinin sembol ayı olması ve mücadele tarihinin yoğunluğunun bu ayda olması hasebiyle değer atfedilen bir aydır. Türkiye devrimci hareketinin mücadele tarihinde de hareketli ve tarihsel izdüşümleri olan bir aydır. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bu ayda idam edilmişlerdir; İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişi bu aydadır. Yine Haki Karer ve Halil Çavgun da bu ayda katledilmiştir.
Mayıs ayında Diyarbakır 5 Nolu Zindanı’nda yaşanan bir olay var ki Türkiye toplumsal mücadele tarihine pek çok boyutuyla ‘ilk’ olma özelliğiyle hafızalarda yer tutar. Bu olay literatüre ‘Dörtler’in eylemi olarak geçmiştir. Sadece Türkiye için değil dünyada da ilk kez olan bir eylem biçimi olması hasebiyle de hafızalarda derin bir iz bırakır.”
Esat Oktay Yıldıran ve ekibinin başını çektiği işkence ve kötü muamelelerin Diyarbakır Zindanı’nda bir istisna olduğunu da belirten Baluken, “12 Eylül Cuntası’nın siyasal devamının sağlanması adına hukukun kendini askıya aldığı yasasızlık halinin, sürekli bir hal alarak, yasasızlığın-hukuk dışılığın bir yasaya ve hukuka dönüşmüş olduğu yani yasasızlığın ve hukuk dışılığın normal bir durum haline geldiği büyük bir satıhtır Diyarbakır Zindanı. Bu satıh ‘Burası askeri bir okuldur. Bu okulun tek amacı vardır; o da sizi Türkleştirmektir’ diyen resmi ideolojinin zihniyetinden mülhem yedi yüz yetmiş dokuz bin kilometrekarelik bir sathın izdüşümüdür” dedi.
Diyarbakır Zindanı’nda yaşananların araştırılması için Meclis’in kuracağı bir araştırma komisyonunun “geçmişle yüzleşme”nin kapılarını açacağını, haksızlıkların ve mağduriyetlerin hatırlanmasında önemli bir köprü görevini göreceğini de kaydeden Baluken son olarak şunları belirtti: “Komisyonun, dönemin atanmış ve seçilmiş sorumlularının, askeri ve sivil bürokratların sorgulanmasını talep etmek ve sorumluları açığa çıkartarak mahkûm edilmelerini sağlamak hakikatle yüzleşme açısından büyük bir değer atfetmektedir. Bu soruşturma ve yüzleşme sonrası mağdur edilen kişi ve ailelerinden özür dilenmesi ve Diyarbakır Zindanı’nın müzeye dönüştürülmesi Türkiye’yi büyük bir utançtan ve ayıptan kurtaracaktır.”