Barış: Şengal'in özerkliği soykırımı engeller

Êzidî Kültür Vakfı Kurucu Başkanı Barış, "Êzidîlere yönelik etnik temizliğin sürdüğüne dikkat çekerek, "Özerk Şengal olmadan soykırım durmaz” dedi.

Êzidî Kültür Vakfı Kurucu Başkanı, Sosyolog Azad Barış, Şengal Katliamı'nın üçüncü yıl dönümü vesilesiyle ANF'ye değerlendirmede bulundu...

Katliam sonrası Êzidî halkının yaşadığı mağduriyeti, “Êzidîler şu anda topraklarından yoksun ve topun ağzında” diyerek özetleyen Barış, köyleri, evleri yıkılan ve dünyanın dört bir yanına dağılan Êzidî halkının yurtlarından uzakta, çadır kentlerde yaşam mücadelesi verdiğini aktardı. “Biz Êzidîler için kelamdan sonra en önemli kutsal unsur topraktır. Bizi toprağımızdan kopartmak öldürmek demektir” diyen Barış, “Şu anda Türkiye Kürdistanı’nda 2 bin 500’e yakın Êzidî var ve AFAD kamplarında kalanlar da dışarı atılıyor; Irak Kürdistanı’nda 200-300 bine yakın Êzidi ya çadır kentlerde ya da kendi imkanlarıyla inşaat halindeki binalarda yaşıyor. Rojava’da da 10 bine yakın Êzidî kitlesi var; diğerleri ise dünyanın her yerine dağılmış ve perişan durumda” dedi.

‘KADINLAR ÜZERİNDEN BİR HALK VE KÜLTÜR YOK EDİLMEK İSTENİYOR'

Binlerce Êzidî kadının hâlâ DAİŞ'in elinde esir bulunduğunu da hatırlatan Barış, bu durumun çok acı verici olduğunu ifade etti. DAİŞ'in elinden binin üzerinde kadının kurtarıldığına, ancak hâlâ 5 binden fazla kadın ve çocuğun esir olduğuna dikkat çeken Barış, “Bu kadınların hangi koşullarda, hangi Arap şeyhlerine köle pazarlarında satıldığını biliyoruz. Bu çok büyük bir acı. Kadının Êzidîlikte çok kutsal bir yeri var. Êzidî kültüründe kadın doğurgan ve belirleyici olandır. Kadın aynı zamanda bilgi taşıyandır. Kadınları esir ederek ve devşirerek, hem bu bilgiyi sekteye uğratmak, hem de tüm bir toplumu öldürmek istiyorlar. Çünkü bizim kültürümüze göre, kadın olduğu sürece Êzidîlik vardır. Kadın üzerinden bir halk, bir kültür yok edilmek isteniyor; bu çok bilinçli yapılan bir saldırı. Yugoslavya ve Ruanda’da da örnekleri görülmüştü” diye konuştu.

‘ÊZİDÎSİZLEŞTİRME POLİTİKASI SÜRÜYOR’

Barış, 3 Ağustos fermanından bu yana Sünni Selefi anlayışın Şengal topraklarını Êzidîsizleştirme politikasının sürdüğünü, saldırının bir etnik temizlik boyutu ile devam ettiğini söyledi. Bu durumun esas sorumlularının DAİŞ çetelerini besleyen güçlü Arap ülkeleri, Türkiye, Barzani rejimi ve Irak merkezi hükûmeti olduğunu belirten Barış, Şengal’in çetelerden temizlenmesine rağmen, KDP’nin saldırıları nedeniyle Êzidîlerin topraklarına dönemediğine dikkat çekti.

‘SOYKIRIM OLARAK KABUL EDİLMELİ'

Êzidî kurumları olarak Şengal’de yaşananların soykırım olarak kabul edilmesi için Birleşmiş Milletler (BM), Beyaz Saray İnsan Hakları Departmanı gibi birçok uluslararası kuruluşa başvurduklarını aktaran Barış, ancak tavsiye kararları dışında henüz somut bir adım atılmadığını söyledi. Katliamın üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, BM’nin hâlâ yükümlülüklerini yerine getirmediğine dikkat çeken Barış, Êzidîlerin güvenle kalabileceği bir kent yapılmadığını; Şengal’in statüsünün kabul edilmediğini vurguladı. Fermandan üç yıl sonra Êzidîlerin durumunun daha da kötüleştiğini aktaran Barış, katliam sonrası Êzidîlerin topraklarına geri dönme umutlarının, yükümlülüklerini yerine getirmeyen Irak merkezi hükûmeti ve Güney Kürdistan yönetimi yüzünden tükendiğine işaret etti. Êzidîlerin katliamın ardından kendi savunma birliklerini kurmasının Irak merkezi hükûmeti ve özellikle Barzani çizgisini rahatsız ettiğini ifade eden Barış, Êzidîlerin kendi kendilerini yönetmesi fikrinin bu ikiliyi çok korkuttuğunu belirtti.

'TEK ÇÖZÜM ÖZERK ŞENGAL'

73 Êzidî fermanının hâlâ kanayan bir yara olduğunun altını çizen Barış, bu yarayı iyileştirmenin tek yolunun, özerk Şengal olduğunu vurguladı. Êzidîlere yönelik etnik temizliğin durdurulması için Şengal’de yaşananların soykırım olarak kabul edilip, sorumluların uluslararası mahkemelerde yargılanması ve Şengal’in özerk bir bölge statüsüne kavuşması gerektiğini belirten Barış, “Êzidîler Kürt siyasi birliği içinde ve uluslararası himaye altında kendi kendilerini yönetebilmeliler ki bir daha böyle bir ferman yaşamasınlar. Bu adım acilen atılmalı. Kim buna karşı çıkarsa, Êzidîlere yönelik etnik temizlikten, soykırımdan sorumlu olacaktır” dedi.