GÖRÜNTÜLÜ

‘Barış umutlarının önü tıkanırsa Kürt halkı kendi yolunu çizer’

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, partilerine ve Kürt siyasetçilere karşı hayata geçirilen siyasi soykırım operasyonlarına tepki göstererek, "Siz bu halkın barış umutlarının önünü tıkarsanız, Kürt halkı kendi yolunu çizer" dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) son süreçle beraber, partileri ve Kürt Siyasi Hareketi'ne dönük gerçekleştirilen gözaltı, tutuklama, sindirme ve baskı politikalarına ilişkin basın açıklaması yaptı. DBP Amed İl Örgütü binası önünde yapılan açıklamaya DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DTK eş başkanları Hatip Dicle ve Leyla Güven, HDP Grup Başkan Vekili ve Amed Milletvekili Çağlar Demirel, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile Kürt siyasetçileri ve yüzlerce kişi katıldı. Açıklamada sık sık "PKK halktır halk burada", "Baskılar bizi yıldıramaz", "Hak hukuk adalet PKK ile gelecek" ve "Amed isyandır Gever-Nusaybin'e selamdır" sloganları atıldı.

YÜKSEK: 7 AYDA 768 KİŞİ KATLEDİLDİ 1100 KİŞİ TUTUKLANDI...

Çok sayıda gazetecinin takip ettiği açıklamada ilk olarak konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, parti binalarına yapılan baskını ve hukuksuzluğuna işaret ederek, yapılan baskınlarda DBP Amed İl Eş Başkanı Ali Şimşek ve DBP Kayapınar İlçe eş başkanlarının gözaltına alındığını hatırlattı. Yüksek, parti meclis üyeleri ve yöneticilerine dönük gözaltı ve tutuklamaların hat safhaya ulaştığını belirterek, yaşanan durumun kriminal bir operasyon olarak kabul edilemeyeceğini dile getirdi. Partilerine ve Kürt siyasetçilerine dönük yapılan operasyonların AKP iktidarı savaş konseptinin bir parçası olduğunu söyleyen Yüksek, bu operasyonların tamamen siyasi amaçla yapıldığını kaydetti. Yüksek, bir yandan Kürdistan kentlerinin Türk devleti ve AKP iktidarı tarafından tank ve toplar ile yapılan yıkıma dikkat çekerek, diğer yandan Kürt siyasetçilere dönük yeniden ısıtılarak hayata geçirilen siyasi soykırım operasyonların dalga dalga geliştiğini vurguladı. AKP'nin Suruç katliamı ile beraber başlayan katliam politikaları çerçevesinde sayı vererek resmi verilere göre; 768 sivil insanın katledildiğini kaydeden Yüksek, 7 aylık bir süre zarfında yaşanan bilançonun ise, 1100 tutuklama, binlerce gözaltı ve yüzbinlerce işkence vakasının yaşandığını dile getirdi.

'BARIŞ UMUTLARININ ÖNÜ TIKANIRSA, KÜRT HALKI KENDİ YOLUNU ÇİZER'

AKP iktidarının izlediği politikalar sonucu tüm ülkenin ekonomik çöküşün eşiğinde olduğunu kaydeden Yüksek, bu durumdan ötürü insanların yaşadığını huzursuzluğuna değinerek, "AKP'nin kirli politikaları nedeniyle ne Batı'da ne de Doğu'da insanlar evlerinden çıkamıyor. Bu vahim tablonun tek sorumlusu 3 yıl Kürt sorununun çözümüne dönük süren müzakere sürecini sona erdirip, masayı deviren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarıdır. Bu bizim kaderimiz değildir. Şimdiye kadar savaş ve zulüm politikalarıyla hareket edenler, nasıl tarihin çöp sepetine gittiyse AKP'de onlar ile aynı sonu paylaşacak" diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tüm bu baskı ve zulme karşı, hala umudumuz var. Türkiye e tüm Ortadoğu'ya barış Kürt halkının direnişi ve öncülüğüyle gelecek. Biz buradan savaş gladyosunun parçası olan hükümete sesleniyoruz. Gelin barış ve demokrasi çizgisinde bir araya gelelim. Daha önce de birlikte hareket ettikleri cemaat ile birlikte Kürt siyasetini hedef aldılar. Bu yanlış politikayı şimdi ise bize (DBP) ve HDP'ye yönelik bir operasyon gerçekleştiriyorlar. AKP'ye çağrımız demokratik siyasetin önünü tıkayan tutumlardan vazgeçmesidir. 'Biz ne yapıyorsak yapalım, ne kadar katliam gerçekleştirirsek gerçekleştirelim, eninde sonunda müzakere masasına otururuz' demeyin. Siz bu halkın barış umutlarının önünü tıkarsanız, Kürt halkı kendi yolunu çizecektir."

'BİZİM İÇİN HER ŞEY PARLAMENTO DEĞİL, HALKIMIZIN MÜCADELESİDİR'

Yüksek'in ardından konuşan HDP Grup Başkanvekili ve Amed Milletvekili Çağlar Demirel de Kürt siyasetçilerine dönük 2009'da gerçekleştirilen KCK operasyonlarını hatırlatarak, "Binlerce Kürt siyasetçi bu operasyonlarda cezaevlerine dolduruldu. Ancak bu siyasetçiler içeride ve dışarıda her zaman başları dik bir şekilde gezdi. 7 yıl sonra yine başlatılan bu operasyonların 2009 ve Kürt siyasetine karşı takınılan tavrın devamıdır. Geçmişte cemaat ile birlikte yürütülen bu operasyonlar bugün AKP'nin koltuk değnekleri olan CHP ve MHP ile birlikte gerçekleştiriliyor. Sur, Silopi, Cizre, Nusaybin, Gever ve birçok yerde katliamlara imza atılırken, sözde muhalifler bu katliamlara destek oldular. Daha Sur'da cenazeler yerde iken AKP iktidarı, evleri yıkıp rant elde etme derdine düşüldü. Fakat şunu bilmeliler ki, Amed halkı bu hukuksuzluğu asla kabul etmeyecektir. Şimdi de yapılan siyasi soykırım operasyonları ile Kürt halkının iradesini kırmak hedefleniyor. Biz, HDP ve DBP olarak bütün alanlarda bir yandan halkımız ile mücadele ederken, diğer yandan parlamentoda demokratik siyaseti yürütmek iççin mücadele edeceğiz. Şunu çok iyi bilsinler ki, bizim için her şey parlamento değildir. Asıl olan halkımızın mücadelesidir" diye kaydetti.

Açıklama slogan ve zafer işaretleriyle son buldu.

...