Batı Türkiye’de öðrenci tutuklamalarına ilgisiz

Batı Türkiye’de öðrenci tutuklamalarına ilgisiz

Kanada’da okul harçlarını protesto eden öðrencilerin başlattıðı eylemler tüm dünyanın gündemine düşerken, Türkiye’de gözaltı ve tutuklama kıskacından çıkamayan öðrenciler görmezden geliniyor.

Kanada’nın Quebec bölgesinde Eyalet Meclisi’nin üniversite ücretlerini 5 yıl içinde yaklaşık iki katına çıkaracaðını açıklamasının ardından okul harçlarını protesto eden öðrencilerin başlattıðı eylemler tüm dünyada yankı buldu.

Quebec Hükümeti’ne karşı öfkesini gösteren çok sayıda öðrenci gözaltına alınırken Türkiye’de ise her gün öðrenciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Son olarak 6 Haziran günü Ankara Merkezli olarak 7 ilde yapılan operasyonlarda Saðlık Emekçileri ve Sosyal Hizmetler Sendikası (SES) ile Türk Tabipler Birliði (TTB) Öðrenci Komisyonu öðrencileri gözaltına alındı. KCK adı altında yapılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 46 öðrenciden 13 tutuklandı. Ancak Türkiye’de gözaltı ve tutuklama kıskacından çıkamayan öðrenciler görmezden geliniyor.

AKP, KÜRESEL SERMAYENÝN TAŞERONU

SES Genel Başkanı Çetin Erdolu ANF’ye yaptıðı deðerlendirmede öncelikle öðrencilere yönelik gözaltı ve tutuklamaları kınayarak başladı. Türkiye’de mevcut olan sistemi, küresel sermayenin oluşturduðu ve yönettiði bir sistem olduðuna işaret eden Erdolu, AKP Hükümeti’ni küresel sermayenin taşeronu olarak nitelendirdi. Erdolu, “Küresel sermayenin temsilcisi olma noktasında ülkeyi yönetmeye çalışan AKP, sermayenin yanında olan emeðe karşı tavrını her alanda ortaya koyuyor. Bu doðrultuda teorik ve pratik politikalar geliştiriyor” ifadesini kullandı.

AKP’nin geliştirdiði politikalar içerisinde yasal mevzuat ve uygulamalar açısından da problemler olduðunun altını çizen Erdolu, bu yasal mevzuat içerisinde yer alan Terörle Mücadele Yasası (TMY) ve Özel Yetkili Mahkemeler’e (ÖYM) dikkat çekti. TMY ve ÖYM’nin 12 Eylül döneminin kalıntıları olduðunu ifade eden Erdolu, “ÖYM 12 Eylül döneminde oluşturulan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) devamıdır. DGM’ler her ne kadar kaldırıldıysa da onların yerine kurulan ÖYM’ler DGM’leri aratacak duruma gelmiştir. Bu yürütülen politikalara karşı sesini yükseltecek tüm muhalefetin önünü kesmek yönünde uygulamalar da yapıldı. Bu çerçevede yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişki tamamen ortadan kalktı” dedi.

YÜRÜTME, YARGI VE HÜKÜMET KOYUN KOYUNA

Türkiye’de yürütme, yargı ve hükümetin hem yargının hem de Meclis’in görevini yaptıðına dikkat çeken Erdolu, “Meclis, hükümetin söylediði her şeyi büyük ölçüde yerine getiriyor. AKP ve sermaye sadece bu siyasal alanı şekillendirmiyor aynı zamanda toplumsal alanı da şekillendiriyor. Bunun başında ise medya yer alıyor. Sermayenin tekelinde işleyen bir medya var ve bu medya ideolojik olarak sermayenin yanında duruyor. Böylece, parasız eðitim talebinden puşi takmaya kadar birçok şey suç sayılarak yargılanıyor” diye konuştu.

Erdolu, bu yargılamaların, büyük ölçüde Kürt sorunun çözümüne yönelik mücadele üzerinden yürütüldüðünü ancak bununla sınırlı olmadıðını söyledi ve “Devlet, her muhalifi ilişkilendirebileceði bir örgüt buluyor. Ve yine bu ilişkilendirme doðrultusunda insanlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor” diye ekledi.

Türkiye’de etkili bir sol, sosyalist siyasetin olmasının emek mücadelesi açısından etkili olacaðını söyleyen Erdolu, Yunanistan ile başlayan ve daha sonra Ýtalya, Fransa gibi ülkelere kadar yayılan isyanlara da dikkat çekerek, Türkiye’nin de böylesi bir isyana gebe olduðunun altını çizdi.

ANF NEWS AGENCY