BDP Kadın Meclisleri: Artan toplumsal şiddet kadınları etkiliyor

BDP Kadın Meclisleri: Artan toplumsal şiddet kadınları etkiliyor

BDP Kadın Meclisleri, kadına yönelik şiddetin tahümmül sınırlarını çoktan aşan bir olgu olarak, sürekli artarak devam ettiğine dikkat çekti. Türkiye’nin kadına yönelik şiddet konusunda dünya sıralamasında başı çektiği de vurgulayan BDP Kadın Meclisleri, “Devlet; kadına yönelik cinsel ve fiziksel şiddet konusunda birinci faildir. Özellikle Kürdistan coğrafyasında bir savaş politikası olarak uyguladığı taciz ve tecavüz, devletin bu coğrafyada kendini yeniden üreten mekanizmalarından biri olarak işlemektedir” dedi.

Artan toplumsal şiddetin en çok kadınları etkilediğine dikkat çeken BDP Kadın Meclisleri, “Kadına yönelik şiddet tahammül sınırlarını çoktan aşmış bir olgu olarak, sürekli artarak devam etmektedir. Şiddet istatistiklerini tutmak bile artık imkânsızlaşmıştır. Her gün mutlaka birkaç kadın katledilip, bir o kadarı da taciz ve tecavüze maruz kalmaktadır” dedi.

BDP Qers (Kars) Milletvekili Mülkiye Birtane’nin Adalet Bakanlığı’na kadınlara yönelik taciz ve tecavüzü soran önergesine verilen cevabın akılalmaz boyutlarda olduğunu belirten BDP Kadın Meclisleri şöyle devam etti: ”Sadece 2002-2008 arası 6 yıllık zaman diliminde 61 bin 469 tecavüz olayı yaşanmıştır. Bu tecavüz olaylarına 99 bin 792 kişi karışmıştır. 2009-2011 yılları arasında ise toplamda 29 bin 980 tecavüz suçu işlenmiştir. Bu tablo her sene ortalama 10 bin kadının tecavüze uğradığını ve bu tecavüzlerin çoğunun toplu tecavüzler olduğu göstermektedir.  Bu sayılar sadece adli mercilere yansımış olanlardır. Kadınların taciz ve tecavüz sonrası korkup sustuklarını, susturulduklarını, faillerin cezasız kalacağını bildiklerinden dolayı çoğu zaman intihar ettiklerini düşündüğümüzde ise, bu sayıların aslında en az ikiye katlanması gerektiğini görürüz.”

Türkiye’nin kadına yönelik şiddet konusunda dünya sıralamasında başı çektiği de vurgulanan açıklamada, “Buna rağmen kadınları cinsel ve fiziksel şiddetten korumaya yönelik ciddi bir politikası olmayan neredeyse tek ülkedir. Eğer kadına yönelik şiddeti bittirmeye ve ya en azından azaltmaya yönelik bir politikası olsaydı, bu şiddet her sene katlanarak devam etmezdi. Bu ülkede kadınlar en temel hak olan yaşam hakkından bile yoksundur.

Devlet; kadına yönelik cinsel ve fiziksel şiddet konusunda birinci faildir. Özellikle Kürdistan coğrafyasında bir savaş politikası olarak uyguladığı taciz ve tecavüz, devletin bu coğrafyada kendini yeniden üreten mekanizmalarından biri olarak işlemektedir. Devletin Kürdistan coğrafyasında Kürt halkı üzerinde varlığı inkâr, asimilasyon ve imha şeklinde, Kürt kadınları üzerinde ise taciz ve tecavüz şeklinde zuhur etmektedir” dedi.

Devletin Kürdistan’da uyguladığı taciz ve tecavüz politikasının artık tüm Türkiye için ciddi bir sorun olmaya başladığı da vurgulanan açıklamaya şöyle devam edildi: “Yıllarca göz yumduğu bu olguyu artık istese de kontrol edememektedir. Bu konudaki yargı kararlarına baktığımızda ise bu yönlü niyetinin de olmadığını gayet iyi görmekteyiz.

Örneğin daha bu hafta Van’da Yatağında boğazı kesilerek öldürülmüş halde bulunan H. G. adlı kadının, birinci fail konumundaki eşi İsmail Güzel, genç kadının gece eve giren hırsızlar tarafından öldürüldüğünü söyleyip serbest kalmıştır.  

H.G’nin yanı sıra, Mardin-Midyat’a Veli İnan ve Abdülkerim İşler adlı korucular tarafından tecavüze uğrayan N.F. korucuların tutuklanmaması ve kendisini sürekli tehdit etmesi üzerine yaşamına son vermiştir. Yine Mardin-Nusaybin’de 14 yaşındaki A.A ve Siirt-Pervari’de bir ay önce evlenen 14 yaşındaki Z.İ adlı kız çocukları yaşamlarına son vermiştir.

Gezi parkı direnişinde polisin kadın direnişçilere yönelik cinsiyetçi tutumu, özellikle gözaltılarda taciz ve çıplak aramanın dayatılmasının yanında, eli sopalı, satırlı kişilerin ilk olarak oradaki kadınlar saldırması kadınlara yönelik şiddetin başka bir boyutudur.

Bingöl’de E.A adlı kız çoğuna iki yıl boyunca tecavüz eden 8 uzman çavuştan 7’sinin hala tutuklanmaması, mağdura uygulanan en ağır şiddet türüdür.

Elazığ-Sivrice’de 80 yaşındaki H.K adlı yaşlı kadının 26 yaşındaki E.Ç’nin tecavüzüne uğraması ise, hem kadına yönelik şiddetin, hem toplumsal şiddetin hem de ahlaksal yozlaşmanın boyutunu göstermektedir.”

Sadece kadına yönelik şiddetin değil, son zamanlarda toplumsal şiddetin de tırmandığı ve bu toplumsal şiddetin de en çok kadınları mağdur ettiğini BDP Kadın Meclisleri, “Kadınların yaşadığı toplumsal baskı, şiddet ve ayrımcılığın bir kültür şeklinde işlemesi ve bundan dolayı yaşanılan hak ihlallerinin cezasız kalması biz kadınların asla kabul etmediği ve etmeyeceği bir durumdur. BDP Kadın Meclisleri olarak; gerek Kürdistan’da gerekse Türkiye’de kadınlara yönelik her türlü hak ihlallerinin karşısında duracağımızı, bu konuda bütün yasal zeminlerde demokratik tepkimizi ortaya koyacağımızı belirtmek istiyoruz” dedi.