ÝHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından düzenlenen oturma eyleminde, cezaevlerinde 39uncu gününe giren açlık grevlerine dikkat çekildi. ÝHD Diyarbakır Şube Bşakanı Raci Bilici, cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıranların taleplerinin gayet meşru ve insani olduðunu belirterek, Bedenlerini açlıða, ölüme yatıran bu insanların taleplerine kulak verilmesini istiyoruz. Çok öfkeliyiz ve çok hassasız. Geceleri artık yatamıyoruz. Cezaevlerinden her an için ölüm haberi gelebilir korkusuyla yaşıyoruz dedi.
ÝHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın sloganıyla her hafta düzenlediði oturma eylemi 193üncü haftasında devam etti. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen ve her hafta olduðu gibi kaybedilen yakınlarının fotoðraflarını taşıyan kayıp yakınlarına ÝHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri Ýnisiyatifi, MEYA-DER, TUHAD-FED, Diyarbakırda bulunan kadın kurumlarının temsilcileri ve KESKe baðlı sendikaların temsilcileri de katılarak destek verdi.
Oturma eylemi öncesi bir konuşma yapan ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Hiçbir hafta geçmiyor ki ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıyoruz. Öyle sorunlar yaşıyoruz ki, gerçekten bu ülkenin geleceðini belirleyen sorunlardır bunlar dedi.
Sadece son bir hafta içerisinde yaşanan çatışmalar sonucu iki taraftan 23 kişinin yaşamını yitirdiðini, 38 kişinin de yaralandıðını kaydeden Bilici, Yaşanan bu savaşın bedelini çok aðır ödüyoruz. Çatışmaların artmasıyla birlikte cezaevlerinde tecrit uygulamaları baş gösterdi. Bu tecrit politikasının sonucunda cezaevlerinde süresiz dönüşümsüz açlık grevleri başlatıldı. Biz bu alanlarda defalarca haykırdık. Sizin uyguladıðınız bu politikalarla, tecritle, savaşla, askeri/siyasi operasyonlarla sonuç alınamayacaðını belirttik. Yol yakınken Sayın Öcalanın üzerindeki tecridin sonlandırılmasını, diyalog ve müzakerelerin kesildiði yerden tekrar başlamasını talep ettik. Ama maalesef bu çaðrılara kimse kulak asmadı. Bunun sonucunda cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran süresiz ve dönüşümsüz açlık grevleri başladı ve 39uncu gününe girdi. Artık yavaş yavaş ölümlerin yaşanabileceði bir noktaya gelinmiş bulunmaktadır diye konuştu.
Cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran tutsakların taleplerinin gayet meşru ve insani talepler olduðunu vurgulayan Bilici, şunları söyledi: Bu bir fırsattır. Bedenlerini açlıða, ölüme yatıran bu insanların taleplerine kulak verilmesini istiyoruz. Artık bu coðrafya ölümlere doymuştur. Daha fazla ölüm istemiyoruz. Onun için cezaevlerinden yükselen bu sese kulak verilmesi gerekir. Bakın tekrar ediyorum; bir hafta içerisinde 23 tane can kaybetmişiz. Bunların her birisinin ayrı ayrı hikayesi vardır. Biz bunları geri getiremeyeceðiz belki ama bunların üzerine daha fazla sayı eklenmemesini saðlayabiliriz. Biz bu alanlarda sürekli olarak geçmişle yüzleşilmesi çaðrısı yaptık. Kayıplarımızı bulun, bunların faillerini yargılayın çaðrısı yaptık. Eðer bunlar olsaydı, bu ülkenin sorunları çözüm sürecine girecekti. Geçmişte olup bitenlerin hesapları verilseydi belki de bu ölümler yaşanmamış olacaktı. Çok öfkeliyiz ve çok hassasız. Geceleri artık yatamıyoruz. Cezaevlerinden her an için ölüm haberi gelebilir korkusuyla yaşıyoruz. Çünkü böyle bir şey yaşanırsa, bunun sonucunda bizi nelerin beklediðini biliyoruz.
GÖZALTINDA KAYBEDÝLEN ÝLBASAN VE AYDIN'IN HÝKAYESÝ ANLATILDI
Bilicinin konuşmasının ardından 1993 yılında Şırnakın Cizre Ýlçesinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Mehmet Ýlbasan, Mustafa Aydının kaybediliş hikayesi eşleri Kadriye Ýlbasan ve Nedime Aydın tarafından anlatıldı.
Ýlbasan ve Aydın, kaybedilen eşlerinin sorumlusunun dönemin Cizre Jandarma Komutanı Cemal Temizöz ve korucubaşı Kamil Atak olduðunu belirterek, bu kişilerin işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırılmalarını istedi. Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaparak, eylemlerine son verdi.