Beluc halkının 74 yıllık ulusal kimlik mücadelesi

Gazeteci Bahot Baloch, 1948'den bu yana Pakistan'a karşı sürdürdüğü direnişle ulusal kimliğini koruma mücadelesi veren Beluc halkının, Kürtler ile olan tarihi bağlarına dikkat çekerek, dünyanın tüm ezilen halkları Beluc halkının sesi olmaya çağırdı.

BELUC HALKININ MÜCADELESİ

Kürdistan halkıyla birçok yönden benzer özelliklere sahip olan Beluc halkı, 1948’den bu yana Pakistan’a karşı sürdürdüğü direnişle, sömürgeci güçlerin etkilerine karşı ulusal kimliklerini koruma mücadelesi veriyor.

Belucistanlı Gazeteci Bahot Baloch, Beluc silahlı örgütleri ve genel olarak Beluc hareketi üzerine uzmanlaşmış bir isim olarak Belucistan halkının tarihine, Beluc ve Kürt halkları arasındaki tarihi bağlara, Belucî kadın direnişçilere ve halkların mücadelesine ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle Beluc tarihi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Yakın zamana kadar Beluc halkının tarihinin Rind döneminde, yani 14’üncü yüzyılda başladığına inanıyorduk. Daha sonra sömürge döneminde İngilizler, çeşitli uydurma teoriler ortaya attılar ve farklı zamanlarda bizi Türkmen, Tacik, Keldani, Arap, İranlı veya Rajpût olarak adlandırdılar. Ne yazık ki biz, bu sömürgeci anlatıların körü körüne takipçisi olduk. İngiliz sömürgeciler, iktidarlarını uzatmak için ülkeyi tarihi bir kargaşa içinde tutmayı amaçladı ve başardı.

Herodot Tarihi, Herodot'un bu metinde adını verdiği yirmi kabileden çoğunun bugün de Beluciler ve hatta Kürtler arasında varlığını sürdürdüğünü ve aynı topraklarda yaşadığını göstermektedir. Belucistan'daki arkeolojik keşifler, örneğin 1977 yılında Belucistan'daki Mehrgarh'ta keşfedilen akuamarin renkli Neolitik yerleşim yeri, Belucistan'ın, Herodot'un kabile araştırmalarından önce birkaç bin yıl boyunca sürekli olarak iskân edildiğini açıkça göstermektedir.

Şair Ebu'l-Kasım Firdevsi'nin yazdığı efsanevi Pers milli destanı Şehname'de yer alan hikayeler, Kawe Ahenger (Kürtçe'de Kawayê Hesinkar) liderliğindeki Asur kralı Zahhak'a karşı verilen savaşı anlatır. Kürt folklorunda büyük önem taşıyan bu hikâye, aynı zamanda Kürt ve Beluc halklarının birliğinin büyüleyici bir kaydıdır. Zira MÖ 854 yılında Kawe Ahengar'ın gerçekleştirdiği askeri sefer, Herodot'a göre Med kabilesinin temelini oluşturduğu Med İmparatorluğu'nun kurulmasına yol açmıştır. Med kabilesi, Belucistan'da hala varlığını sürdürmekte olup Beluc dilini konuşmaktadır.

Bazı araştırmalara göre Belucların 280'li yıllarda Sasaniler döneminde Kürdistan'dan sürgün edilerek şu an yaşadıkları bölgelere getirildiği söylenmektedir. Sizce bu araştırmalar doğru mu? Ayrıca Kürdistan'da bulunan Bilic Aşireti, Beluc halkıyla aynı aşiret midir?

Arkeolojik bulgular ve tarihi literatürün açıkça ortaya koyduğu üzere, Beluc kabileleri çok eski çağlardan beri Belucistan'da yaşamaktadır. Beluc halkı, Sasaniler döneminden önce Belucistan'a yerleşmişti. Bir dönem hem Medler hem de Askani ve Kushan hanedanlarının yönetimi sırasında, Kürt ve Beluc halklarının Kürdistan'dan İndus Nehri kıyısına kadar yayıldıklarını belirtmek isterim.

Bu bağlamda, Beluc Arkeolog Raza Beloch, Muhimmat-e-Balochistan adlı kitabında, "Quetta"nın aslında "Şal" adını taşıdığını ve bu ismin Med İmparatorluğu dönemindeki Kürt lider Şalin Kurd'dan geldiğini yazıyor. Ayrıca, Bolan'ın Belucistan'da Kürt lider Bolan'ın adını taşıyan meşhur bir bölge olduğunu söylüyor. Bugün Sarı Bolan'da hâlâ Kürtlerin Bolanzeyî Aşireti yaşamaktadır. Aynı şekilde, Quetta'nın kadim halkları ve kabileleri de günümüz Kürdistan'ında bulunan halkların ve kabilelerin adlarını taşımaktadır.

Araştırmalarımıza göre Belucların milli destanı 'Navê Kurd Gel'dir. Ayrıca 'Mamesanî' gibi bazı kabileler hem Kürdistan'da hem de Belucistan'da yaşamaktadır. Kürdistan'dakiler kendilerine Kürt, Belucistan'dakiler ise kendilerine Beluc diyorlar. Belucca ile Kürtçe arasında dil yapısı bakımından da sıkı bir ilişki vardır. Buradan hareketle Beluc halkı ile Kürtler arasındaki ilişki nedir?

Aynı şekilde, Barzani Aşireti Irak Kürtleri arasında Baranzai, Beluclar arasında ise Baranza olarak anılmaktadır. Dolamari Kürdistan'da, Mari ise Belucistan'dadır. Irak'taki Mamosei ve Memeş kabileleri, Beluc bölgesindeki Mamsani ve Mamşai kabileleriyle aynıdır. Kürdistan'ın Misan ve Musani aşiretleri bizim Musilerle özdeştir; Rekani Kürtlerdendir, Reki Belucilerdendir; Kürtler arasında Zerari, Şengal Belucları arasında Zerdari olarak bilinir. Benzer şekilde, Beluclar arasında Şahvani, Kürtler arasında Şahvani adıyla anılır; İran Kürdistanı'nda Laşani, Belucistan'da Laşari'dir; Kürtler arasında Kiani, Beluclar arasında Kiazai veya Kiani'dir ve Kürtler arasında Masiyan, Beluclar arasında Mastoi ile akrabadır. Kürtler ve Beluclar bir arada yaşıyorlardı ve toprakları Kürdistan'dan İndus Nehri'ne kadar uzanıyordu. İlginçtir ki, İbn Haldun, 14’üncü yüzyılda iki halkı bir arada "Kürtler veya Beluclar" olarak tanımlıyor.

Beluc halkı, I. Dünya Savaşı'ndan (1922) sonra bir yıl kadar bağımsız yaşamasına rağmen tıpkı Kürtler gibi haksızlığa uğradı. Ülkeleri üç egemen devletin (Afganistan, Pakistan ve İran) işgali altındaydı. Peki bunun sebebi neydi?

Kambarani Belucları, 1761 yılına kadar egemenliklerini genişleterek Beluc dilinin konuşulduğu tüm bölgeleri kapsadı ve bu, Beluc ulusunun toprak bütünlüğünü deneyimlediği ilk ve tek zamandı.

Ancak 1839'a gelindiğinde İngilizlerin "böl ve yönet" stratejileri, Beluc ulusunun birliğini zayıflatmaya başladı. Beluc ulusunun bir kesimi örgütsüz bir direniş içindeydi. 1871'de Afganistan, İran ve İngiliz Hindistanı'ndaki üç noktadan geçen Goldsmid Hattı, Belucistan'ı, Belucistan yönetimine danışılmadan İran ve İngiliz kontrolü arasında böldü. Hem İngiltere'nin hem de yeni kurulan Pakistan yönetiminin onayıyla, 11 Ağustos 1947'de Belucistan bağımsızlığını ilan etti ancak Sovyetlerin genişlemesi nedeniyle İngiltere, Pakistan'ı direnmesi için 1948'de Belucistan'ı (Pakistan'ın Belucistan eyaleti haline getirerek) zorla ilhak etmeye teşvik etti. 1935 Hindistan Yasası'na göre bu antlaşmaların, İngilizlerin çekilmesiyle birlikte otomatik olarak sona ermesi gerekiyordu. Ancak İngilizler, kendi yasalarını hiçe sayarak Pakistan'ın Belucistan'ı yasa dışı bir şekilde işgal etmesinin önünü açtılar.

Beluc halkının bu üç egemen devlete karşı mücadelesi şu anda ne düzeyde, hangi yöntem ve yaklaşımlarla yürütülüyor ve örgütsel bir yapıya sahip mi?

1948'de Agha Abdülkerim Khan önderliğinde gerçekleşen Beluc isyanı, Pakistan devletine karşı gerçekleştirilmiştir. 1958, 1962 ve 1970'lerden günümüze kadar süren isyanlar da büyük ölçüde Pakistan'a yönelik olmuştur. İşte bu yüzden Pakistan'da devam eden Beluci mücadelesi, Beluci halkının istismar edildiğini fark etmesi ve mücadele için zeminin hazırlanmasından kaynaklanmaktadır. Batı Belucistan'da (İran'da) ve Afganistan'da da ayaklanma olmadığı belirtiliyor.

Başlıca silahlı örgütleri şunlardır: Beluci Kurtuluş Ordusu (BLA), Beluci Kurtuluş Cephesi (BLF), Beluci Cumhuriyet Ordusu (BRA), Baloch Raj Aajoi Sangar (BRAS). Askeri olmayan cephede Beluc Ulusal Hareketi (BNM) ana aktör konumunda olsa da Beluc Cumhuriyetçi Partisi (BRP) ve Özgür Belucistan Hareketi (FBM) de ortak bir mücadele yürütüyor.

Basından gördüğümüz kadarıyla mücadeleye Beluc kadın Doktor Mahrang Baloch öncülük ediyor. Zilan Kurd kod adlı Mahal Beluc, etkili bir fedai eylem gerçekleştirdi. Bu bağlamda Belucistan kurtuluş mücadelesinde kadınların rolü nedir?

Dr. Mahrang Baloch, yakın zamanda Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi. Dr. Banok Kareema Baloch, 2000 yılında Beluc toplumunun ilk kadın lideri olan ve en eski, en önemli öğrenci örgütü olan Beluc Öğrenci Örgütü'nün (BSO) başkanlığını yürüttü. 30 Haziran 1996'da Dersim'in merkezinde Türk askerlerine karşı fedai eylemi gerçekleştiren Kürt kadın Zîlan’dan esinlenen, Zîlan Kurd lakaplı Mahal Beluc da öncü kadınlardandır. Devrimciler ve özgürlük savaşçıları, çoğu zaman kendileriyle aynı idealleri paylaşan tarihi şahsiyetlerden ilham alırlar. Daha önce de belirttiğim gibi, Beluclar ve Kürtler ister Mehrgarh ister Zagros tarihinden olsun, ortak özelliklere sahiptirler. Bu iki halk, binlerce yıl boyunca bir arada yaşadı, mücadele etti ve ortak çıkarlara sahipti. Mahal Beluc'un kimlik olarak Zîlan Kurd ismini seçmesinin sebebi de bu doğal ve tarihi bağlantıdır.

Onun dayanıklılığı, savunuculuk becerileri ve insanları birleştirme yeteneği, onu bugün Beluc toplumunun en sevilen ve etkili figürü haline getirmiştir. Liderliğinin ardından, Sammi Din Jan ve Dr. Sabiha Baloch gibi bir dizi Beluckadın da liderlik rolleri üstlendi.

Pakistan, Afganistan ve İran devletlerinin Beluc halkına karşı uygulamaları (infazlar, işkenceler, tutuklamalar vb.) nelerdir? Karşılaştığınız katliamları bize anlatır mısınız?

Pakistan devleti tarafından 70 binden fazla kişi zorla kaybedildi, 20 binden fazla Beluc'un parçalanmış cesetleri Pakistan ve Pakistan’ın elinde olan Belucistan'da bulundu. Pakistan ordusu tarafından köyler yerle bir edildi ve tüm topluluklar yok edildi. Ayrıca Pakistan ölüm timleri, Belucistan eyaletinde sivillere karşı etkili terör uygulamaları gerçekleştirdi; yağmaladı, öldürdü ve kaçırdı. Bu durum, binlerce Beluc'un yerinden edilmesine ve şu anda Afganistan ile İran'da yaşamak zorunda kalmasına yol açtı.

Uluslararası toplumu, Belucistan'daki gerçek durumu araştırmak üzere bir araştırma heyeti göndermeye çağırıyoruz. Aynı zamanda başta Kürt halkı olmak üzere, dünyanın tüm ezilen halklarını bulundukları her yerde seslerini bizim için yükseltmeye çağırıyoruz. Çünkü ezilenlerin acısını ancak ezilenler anlayabilir. Özellikle yurt dışında yaşayan Kürtleri, Beluc halkıyla yakın bağlarını sürdürmeye çağırıyoruz. Zira küresel dayanışmamız, dünyanın dikkatini sorunumuza çekmeye yardımcı olabilir.