CPT’nin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşullarını, İmralı’ya yaptığı ziyaretten 2 yıl sonra açıklamasına tepkiler büyüyor.
ANF’ye konuşan HDP Grup Başkanvekili ve Hukukçu Meral Danış Beştaş, CPT’nin halihazırda devam eden işkenceye 2 yıl boyunca sessiz kalmasının, buna onay verdiği anlamına geldiğine dikkat çekti. CPT’nin İmralı’da olacak olan herhangi bir olumsuzluktan, işkenceyi uygulayanlar kadar sorumlu olacağını vurgulayan Beştaş, İmralı yolunun bir an önce açılması gerektiğinin altını çizdi.
‘SESSİZ KALMAK ONAY VERMEKTİR’
Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin (CPT), 28-29 Nisan 2016’da İmralı Adası’na yaptığı ziyaretin raporunu 2 yıl sonra açıklamasına bir tepki de HDP Grup Başkanvekili ve Hukukçu Meral Danış Beştaş’tan geldi. Raporun açıklanması talebiyle Meclis'e birçok kez soru önerge veren Beştaş, CPT’nin İmralı raporunu açıklamasının Türkiye hükûmeti tarafından engellediğine; bunun bir anlaşma neticesinde olduğuna dikkat çekti. CPT’nin sonuçta Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde işkenceyi önleme konusunda en üst denetleme organı olduğunu hatırlatan Beştaş, bu anlamda ziyaret ettiği ülkelerde meydana gelen işkence vakalarına karşı kendisinin de birinci derecede sorumluluğu olduğuna işaret etti. Beştaş, şöyle devam etti: “Her ne kadar hükûmet buna onay vermemiş olsa da, işkenceyi önleme konusunda en üst mekanizma görevi gören CPT’nin İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit konusunda ancak 2 yıl sonra açıklama yapmış olmasıyla; kurum olarak işkencenin devamını kendisi de kabul etmiştir. İşkenceyi önlemesi gereken bir komitenin, halihazırda devam eden işkenceye böyle sessiz kalması buna onay vermesi anlamına gelir, bu kabul edilmez bir durum."
‘GÖREVİ SİYASETE ALET OLMAK DEĞİL İŞKENCEYİ ÖNLEMEK'
Beştaş, BM’nin İşkenceyi Önleme Sözleşmesi’nin, taraf ülkelerde hiçbir şekilde işkenceye tolerans gösterilmemesi ve işkence ve kötü muamelenin tümden kaldırılması amacını taşıdığını belirterek, uluslararası hukuka göre, insanlığa karşı bir suç olan işkencenin zamanaşımının da olmadığını hatırlattı. İşkencenin yaşam hakkı ihlali ile beraber en ağır suçlardan biri olduğunun altını çizen Beştaş, “Bu yönüyle Avrupa kurumları dahil, BM mekanizmaları da uluslararası ilişkilerde maalesef siyasi bir tutum takınmaktadırlar. Halbuki BM ve bünyesindeki CPT’den beklenilen hiçbir şekilde siyasete alet olmadan işkenceyi önlemek için çaba göstermesidir. Ancak İmralı üzerinde bu yapılmamıştır ve şu anda İmralı’dan hiçbir haber alınamıyor. Sayın Öcalan, ne avukatlarıyla, ne ailesiyle, ne de siyasetçilerle görüşemiyor. Bu durum, ne Türkiye iç hukukuna, ne de uluslararası hukuka uygun” diye konuştu.
İmralı’dan haber alınamamasının hiçbir koşulda normal karşılanamayacağını vurgulayan Beştaş, CPT’nin bu durumu bildiği halde 2 yıl boyunca raporunu kamuoyuna açıklamadığına dikkat çekti. Beştaş, "CPT, İmralı’da olacak olan herhangi bir olumsuzluktan, işkenceyi, kötü muameleyi uygulayanlar kadar sorumlu olacaktır” uyarısında bulundu.
ZAMANLAMAYA DİKKAT ÇEKTİ
CPT’nin raporu açıklama zamanlamasına da değinen Beştaş, bu açıklamanın Efrîn ve Şengal gündemdeyken ve hükûmet politikalarının giderek sertleştiği bir döneme denk gelmesinin manidar olduğunu belirtti. Hükûmetin İmralı raporunun açıklanmasına onay vermesine de değinen Beştaş, “CPT zamanlamayı neye göre yaptı? Acaba Türk hükûmetiyle aralarında başka bir anlaşma daha mı var” sorularını yöneltti. İmralı’da bugün hâlâ ağırlaştırılmış tecrit koşullarının devam ettiğini hatırlatan Beştaş, avukatların görüşmek için defalarca başvurmalarına ve Avrupa ile uluslararası platformda eylemlerin devam etmesine rağmen tecridin kaldırılmadığını kaydetti.
‘İMRALI YOLU AÇILMALI'
PKK Yürütmesi Komitesi Üyesi Murat Karayılan’ın,” Efrîn’deki direnişin durdurulması için devlet İmralı’ya heyet gönderdi” açıklamasını da değerlendiren Beştaş, bu durumun kısa sürede açığa çıkması gerektiğini söyledi. Beştaş, HDP olarak hem İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit, hem de heyet gönderildiği açıklamasının üzerinde duracaklarını ve gelişmelerin takipçisi olacaklarını açıkladı. Zaman kaybetmeden İmralı’ya aile ve avukatların gitmesi ve soru işaretlerinin dağılması gerektiğini söyleyen Beştaş, "Artık bu meselede hiçbir sınır kalmadı. İmralı yolunun bir an önce açılması lazım” dedi.