BfV aşırı sağcı muhbir bulmakta zorlanıyor!

BfV aşırı sağcı muhbir bulmakta zorlanıyor!

Almanya Anayasayı Koruma Örgütü (BfV)’nin aşırı sağcı grupları takip etmek ve bilgi sızdırmak için muhbir bulmakta zorlandığı iddia ediliyor. Aşırı sağcı NSU adlı örgütün devletin takibine rağmen yıllarca cinayetler işlemesine dair skandalın ortaya çıkmasının, BfV yönetici ve çalışanlarında da bu gruplara yönelik çalışmalara isteksizlik doğurduğu da iddialar arasında.

Der Spiegel dergisinde yer alan haberde, Federal Meclis (Bundestag)’ın gizli bir belgesine dayanılarak, Anayasayı Koruma Örgütü (BfV) içerisinde aşırı sağcıların takibi konusunda ciddi sorunlar yaşandığının yer aldığı bilgisi verildi. Habere göre, Meclis’in dışarıya yansıtmadığı belgede, Temmuz ayında BfV ile görüşüldükten sonra aktarılan sorunlar yer alıyor. 

NSU’DAN SONRA KAYNAK SIKINTISI DOĞDU

Der Spiegel, BfV’nin en büyük sorununun aşırı sağcı gruplar içerisinde muhbir bulunamaması olduğu ve bu sorunun Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) skandalı sonrasında daha da büyüdüğü kaydedildi. Haberde, 1 polis, 1 Yunanistan ve 9 Türkiye vatandaşının ölümünden sorumlu olan NSU’nun ortaya çıkarılmasından sonra, aşırı sağcılar içerisinde muhbir bulma çabalarının sonuç vermediğine dikkat çekildi. NSU’nun varlığının uzun yıllar boyunca BfV tarafından bilindiği ortaya çıkmış ve kamuoyunda sıkça tartışılmıştı.

Spiegel’in iddiasına göre, aşırı sağcı oluşumlar BfV’nin kendilerine yaklaşımı konusunda bilgi sahibiler ve elemanlarını ajanlık dayatmalarına önceden hazırlıyorlar. NSU skandalının ortaya çıkması ardından, BFV’nin birçok kaynağı (muhbir) açığa çıkarken, bu kaynaklar üzerinden bilgi akışı da sekteye uğradı.

YÖNETİCİLER DAHİL KİMSE SKANDAL KONUSU OLMAK İSTEMİYOR

Spiegel’in Federal Meclis’in gizli belgesine dayandırdığı haberinde dikkat çekilen bir diğer nokta ise, BfV yöneticilerinin NSU skandalı sonrasında aşırı sağcı gruplarla uğraşarak, kendilerini ‘suçlu’ pozisyona düşürmek istememeleri. İddiaya göre, NSU’nun 10 yılı aşkın süren gizli çalışmalarından haberdar olunmasına rağmen örgütün birçok cinayet işlemesi, BfV yöneticilerinde ‘adli makamlarca cezalandırılma korkusuna’ yol açtı.

Bu nedenle, birçok BfV yöneticisi aşırı sağcı gruplardan muhbir çıkarma veya bilgi alma konusunda çokda istekli davranmıyor. Birçok alt düzey BfV ajanı da, NSU skandalı sonrası gelişen kötü imaj nedeniyle aşırı sağcı gruplara ilişkin çalışmalarda yer almak istemiyor.

2011 yılında kamuoyunda duyulmaya başlayan NSU’nun 2001 yılında kurulduğu ve en az 11 kişinin katlinden sorumlu olduğu ortaya çıkmıştı. NSU’nun kamuoyunda yarattığı tepkiler sonrasında, bazı eyalet Anayasayı Koruma Örgütleri (LfV), eyalet kriminal daireleri (LKA) ile diğer bazı güvenlik kurumlarının muhbirlerinin de cinayetlerde yer aldığı veya yardımcı olduğu anlaşılmıştı. NSU’nun devlet yetkililerince takip edilmesine rağmen birçok cinayet işlemesi, ‘NSU Skandalı’ olarak adlandırılmıştı.