‘Bir kişinin özgürlüklerimize el koymasına izin vermeyeceğiz’
HDK Genel Meclis toplantısında konuşan Eş Sözcü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Başkanlık sistemi ile bir kişinin gelip tüm özgürlüklere el koymasına izin vermeyeceklerini kaydetti.
HDK Genel Meclis toplantısında konuşan Eş Sözcü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Başkanlık sistemi ile bir kişinin gelip tüm özgürlüklere el koymasına izin vermeyeceklerini kaydetti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 7’nci dönem 2’nci Genel Meclis Toplantısı’nı Taksim Hill Otel’de gerçekleştirdi. Toplantıda, “Hayır çünkü; kendi kendimi yönetmek istiyorum”, “Hayır yeşilimi geri istiyorum”, “Hayır yaşamak istiyorum”, “BAŞ-KA-sı-NA ihtiyacımız yok son söz bizim hayır” ve “Biz varız, hayır diyoruz” gibi neden “Hayır” denilmesi gerektiğini anlatan gerekçeler ve bununla ilgili fotoğrafların yer aldığı slayt gösterimi izletildi. HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu toplantıda birer konuşma yaptı.
HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, 2017 yılının kendileri için özel bir anlamı olduğunu söyledi. Hamzaoğlu, “Ekim devriminin 100'üncü yıldönümünde ilk toplantımızı yapıyoruz. Ekim devriminin 100'üncü yıl değerlendirmesini yapmak ve karşılaştırmak gerekiyor. Her şey bizlerin elinde, yapmak, yapamamak ya da yapmaya kalkışmamak. Bu yıla böyle bir muhasebeyle başlanmalıdır" dedi.
HAMZAOĞLU: TÜRKİYE’DE REJİM KRİZİ VAR
Yaşanan ekonomik krizlere değinen Hamzaoğlu, “Biliyoruz ki 97 krizi, 2001 krizi bizim gibi bağımlı kapitalist ülkelerde başlayan bir kriz olarak tarihe geçti. 70'lerin başı itibarıyla yaşanan durum emperyalist ülkelerde, günümüzden çok değil yaklaşık bir 8 yıl önce 2008 sonlarında finans kapitalin ‘Bazı sıkıntılarımız var’ diye lanse etmek zorunda kalan egemenlerin krizin esasında bir buhran ölçeğin olduğu gün ışığına çok kısa zamanda çıktı. Patronlar tarihinde belki de ilk defa kendi lehlerine aşabilmek için çok özel ittifaklarda bulundular. Yaklaşık 12 trilyon dolar nakit parayı bu alana neredeyse sıfır faizle AB, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve merkezi ülkelerin merkez bankalarına aktardıklarını biliyoruz. Buna rağmen sorunların merkezine doğrudan doğruya kendilerini kurtararak bağımlı kapitalist ülkelere aktaramadılar” diyerek, sorunun çözülmediğini söyledi.
“Ülkenin çıkarını kendi çıkarı zanneden bir kitleyle karşı karşıyız” diyen Hamzaoğlu, Türkiye'de artık hem rejim krizinin olduğunu hem de kriz içinde merkezi bir yoksulluğun olduğunu belirterek, aynı zamanda devletin krizi de olduğunu dile getirdi. 15 Temmuz askeri darbe girişimini hatırlatan Hamzaoğlu, "Bu, bizlere karşı yapılan bir darbeye dönüştürülmeye çalışılıyor. O tarihten günümüze 18 KHK yayınlandı. ilkinde OHAL kararı verildi. OHAL 9 aya kadar uzatıldı. OHAL'in kalıcı olup olmaması bizim elimizde. 667 numarayla başlatılan 685 numaralı KHK’ya ulaştılar. 94 bin 867 kamu emekçisini kamudan çıkardılar. Pasaportlar iptal edildi. 30 binden fazla kamu emekçisi açıkta. Haklarında verilecek kararı beklemek durumundalar” dedi.
2'si HDP Eş Genel Başkanı olmak üzere 10'dan fazla milletvekilinin tutuklu olduğunu aktaran Hamzaoğlu, “Haklarında hiçbir hüküm olmadığı halde, Anayasa’ya aykırı olarak hem dokunulmazlıkları kaldırıldı, hem de tutsak adildiler. 14 yıldır hükümet olan bir parti belediyesini kazanamadığı Kürt il ve ilçelerindeki belediyeleri başka yollar ile almaya çalıştı. 67 belediye eşbaşkanı tutuklu halde” dedi.
“Bu referandumda bizler Türkiye'yi karanlıktan, alacakaranlığa dönüşmesine engel olabiliriz” diyen Hamzaoğlu, “Bizler HDK'deki renklerimizde olduğu gibi 'Hayır’ımızın ne anlama geldiğini tartışmadan doğrudan doğruya, 'Hayır'ı kullanmamız gerekiyor. Bunu yaparken toplumda 'Evet-Hayır' kampları yaratmamak en özenli olmamız gereken alandır. Bizler 'Hayır’ın neler kazandıracağını 'Evet’in neler kaybettireceğini zihnimizdeki ve halkların zihnindeki anlamlarını anlatmalıyız” diyerek, sözlerini “Hayır kazanacak” ile sonlandırdı.
KOÇYİĞİT: DİRENENLER KAZANACAK
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, “Bir dayatmayla karşı karıyız. Hiç istemediğimiz bir şekilde AKP, Türkiye halklarını birçoğunu kandırarak 15 Temmuz'a kadar getirdi. 15 Temmuz’dan sonra da topluma karşı yapılmış bir darbe girişimi olduğunu söyledi. Ancak 15 Temmuz'u bizlere karşı, topluma, devrimcilere, demokratlarına, toplumun ilerici olanlara karşı kullandılar. Bunu da bir Anayasa taslağıyla, bir referandumla taçlandırmak istemekteler” diye konuştu.
Koçyiğit, 7 Haziran seçimlerinde devletin kendi mekanizması, klasik refleksi ve kodlarıyla HDP’nin 80 milletvekilini ve Türkiye’nin bütün farklılıkların bir araya gelmelerini kabul etmediğini gösterdiğini söyledi. AK Parti ve MHP’nin bu akılla referanduma gitmek istediğini vurgulayan Koçyiğit, “Bu Anayasa’nın özü, HDK'nin perspektifine, mücadelesine ve verdiği bütün değerlere karşı hazırlanmıştır. HDK’nin radikal demokrasisine karşı, meclis sistemimize, yerel demokrasimize karşı örgütlenmiş bir sistemle karşı karşıyayız” diye konuştu.
Türkiye demokrasisinin çok kötü durumda olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, “AKP’nin Türkiye toplumuna yeni anlamda söyleyeceği hiçbir şey yoktur. 2002’de vaat etiklerini tek bir satırını savunamazlar. Artık herkes, oy verenler dahil olmak üzere AKP’nin nasıl bir AKP olduğunu çok iyi biliyor” dedi.
"Hayır" bildirisi dağıtan ve kampanyasını yürütenlere karşı baskı ve saldırıların olduğuna vurgu yapan Koçyiğit, “Bunların hiçbiri işe yaramayacak, dün olduğu gibi bugün de kendi ilkelerimiz ile mücadele hattımızı örgütleyeceğiz. Her birimizin bu ülkenin her bir taşında emeği var. Onun için bu ülkenin özgürlüğü en çok bizim hakkımız. Bir kişinin gelip bütün özgürlüklerimize el koyup emeğimizi çalmasını, yok etmesine, 3. sınıf bir Ortadoğu ülkesine dönüşmesini asla kabul etmiyoruz, bundan sonra da etmeyeceğiz. Mücadelemiz zorlu ama kararlıyız, başarmaya kenetlenmişiz. Haklı, doğru, meşru, güzel ve iyi bir mücadelenin sahibiyiz. Bizler, direneneler ve kazananlar olarak tarihe geçeceğiz” dedi.