İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, toplumsal barışın başlangıcının, tecride son vermekten ve cezaevi koşullarını düzeltmekten geçtiğini söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması için 107 cezaevinde 2 binden fazla tutsağın, süresiz-dönüşümlü açlık grevi 63. gününde devam ediyor. Sistematik hale gelen hukuksuzluğu ANF’ye değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, İmralı tecridinin iç hukuk ve uluslararası hukuk açısından suç oluşturduğu gibi, insan haklarına, demokrasiye ve toplumun en çok gereksinim duyduğu barışa aykırı bir durum olduğunu vurguladı.

TOPYEKUN BİR ÇÖZÜM BULUNMALI

Tecridin bilinçli bir şekilde; temel sorunların üstü örtülmek istendiğinde devreye konulduğunu belirten Birdal, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevleri sırasında 9 genç insanın süreci görünür kılabilmek için yaşamını feda etmesinden bir sonuç çıkartmak gerektiğinin altını çizdi. Birdal, demokratik kamuoyunun “Ne yapmalı?” sorusuna karşı topyekun bir çözüm bulması gerektiğini vurguladı.

İNSANLAR ÖLMELİ Mİ?

Cezaevindeki koşulların zaten çok ağır olduğunu hatırlatan Birdal, “Bu koşulların düzeltilmesi için cezaevinde insanların peş peşe yaşamını yitirmesi mi gerekiyor? Ses çıkartmak için açlık grevlerinin dönüşümsüz olması mı gerekiyor?” diye sordu. Tecrit ve açlık grevlerinin, gündemin başına oturması gerektiğini kaydeden Birdal, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin başka bir anlamı olduğuna işaret etti. Birdal, bu tecrit ve cezaevindeki uygulamaların Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün sonucu olduğunu vurguladı.

BARIŞ VE DEMOKRASİ KONFERANSI

Medyanın da bu konuya eğilmesi gerektiğini belirten Birdal, toplumsal bir barışın başlangıcının tecride son vermekten ve cezaevindeki koşulları düzeltmekten geçtiğinin altını çizdi. Bu konuda acilen bir barış ve demokrasi konferansına ihtiyaç olduğunu savunan Akın Birdal, oradan çıkacak yol haritasının ne yapmak gerektiği konusunda herkese yol gösterebileceği önerisinde bulundu. Demokrasinin raydan çıkmasının, toplumun kutuplaşmasının ve barıştan uzaklaşılmasının, Kürt sorununda çözümsüzlüğün sonucu olduğunu söyleyen Birdal, Kürt sorununda çözümün artık gündemin ilk maddesini oluşturması gerektiğini kaydetti.