Evin Cezaevindeki tutsaklar: Özgürlük halkların örgütlü mücadelesiyle mümkün!

Evin Cezaevi’ndeki siyasi tutsaklar, İran halklarının özgürlüğünün halkların örgütlü mücadelesi ve toplumsal güçlerinin seferberliğiyle mümkün olabileceğini ifade etti

İran'ın başkenti Tahran’daki Evin Cezaevi’nde rehin tutulan siyasi tutsaklar Werîşe Muradî, Reyhane Ensari, Sakine Pervane ve Gulrokh İraei, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına ilişkin bir mektup yayımladı. Mektupta İsrail’in İran’a yönelik saldırıları kınanarak, halkların örgütlü mücadelesinin önemi vurgulandı.

Mektup, dün (18 Haziran) Golrokh İraei’nin dijital medya (X) platformundakihesabında paylaşıldı. 

Tutsakların yazdığı mektupta şunlar belirtildi:

“Sömürü, işgal, savaş ve katliamla kazanç elde etmeye çalışan güçlerin, bu bölgeye yıkım ve yeni sömürgecilikten başka bir şey getirmeyecekleri açıktır.

Katliam ve cinayetle varlık kazandı, işgalle ev sahibi oldu; yaşamı boyunca ise saldırı ve soykırımla Ortadoğu’yu bitmeyen savaşların sahasına çevirdi.

İsrail, Ortadoğu’da ABD’nin bir karakolu, İkinci Dünya Savaşı sonrası süper güçlerin bölgedeki temsilcisi olarak sahneye çıktı ve başta Filistin, ardından Irak, Afganistan, Suriye, Yemen ve son olarak Gazze’deki soykırımla vahşetini tüm dünyaya gösterdi.

Bu ülkelerin hiçbirinde ne nükleer bomba vardı ne de zenginleştirilmiş uranyum hazırlığı…

Soykırımın mantıklı bir gerekçeye ihtiyacı yoktur. Ancak Batı demokrasisi, sürekli uyguladığı vahşeti haklı göstermek ve sözde demokratik imajını korumak için daima bir bahane arar.
ABD’nin ve “faşist İsrail rejiminin” kimliği saldırganlık ve çocuk katliamıyla şekillenmiştir ve göz diktikleri her ülkeye sadece savaş ve yıkım getirmişlerdir.

İran’a yönelik saldırı, sivil halkın katli ve altyapının yok edilmesi, ‘Siyonist rejim’ ve Amerikan destekçileri tarafından yapılmış bir suçtur ve tıpkı Ortadoğu’daki diğer suçları gibi kınıyoruz.
İsrail’i desteklemek ya da onun yıkıcı gücüne bel bağlamak da her kimden gelirse gelsin, hangi hayal ya da siyasi hedefle olursa olsun, rezilliktir.

İran halkının özgürlüğü, dış güçlere umut bağlamakla değil, halkın örgütlü mücadelesi ve toplumsal güçlerin seferberliğiyle mümkündür. Bölgemizi yıllardır sömüren, savaşla çıkar peşinde koşan bu güçler bize sadece yeni bir sömürgecilik ve daha fazla yıkım getirecektir.

Suriye’nin altyapısını yok ettikten sonra Esad sonrası aynı senaryoyu İran’da da uygulamak istemeleri, İsrail’in zayıf ve kontrol altında bir Ortadoğu’ya olan açlığını ortaya koyuyor.
Yeni Ortadoğu tasarımında, sadece İsrail’in bölgedeki egemenliğini koşulsuz kabul eden rejimlerin yaşamasına izin verileceği çok açıktır.

İran’a, Ortadoğu halklarına ve yıllardır verilen özgürlük mücadelelerine ihanet edenler bilmelidir ki, bu ihanetleri İran halkının hafızasına ve tarihe kazınacaktır.

Savunmasız halkın cenazeleri üzerinde tepinenler, gelecekte daima utançla anılacaklardır.

Werîşe Muradî- Reyhane Ensari – Sakine Pervane – Golrokh İraei

Evin Cezaevi"