Boğaziçi direnişine İsveç'ten destek

İsveç 21 bin öğretim üyesini temsil eden SULF Federasyonu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile dayanışma içinde olduğunu açıkladı.

Öğrenci ve öğretim üyelerinin AKP'ye yakınlığıyla bilinen Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne gaspçı-kayyup olarak atanmasını protesto etmelerinin biber gazı, tutuklama ve plastik mermilerle bastırılma girişimine İsveç'teki politikacı, sendikacı, öğretim üyeleri ve öğrenciler tepkili.

Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabaveh, yazılı bir soru önergesiyle konuyu parlamento gündemine getirirken İsveç haber ajansı TT, Boğaziçi Üniversitesi'ne anti-demokratik bir şekilde atanan kayyum rektöre karşı başlatılan direnişi abonelerine geçti.

İsveç'te üniversite ve yüksek okullarda görev yapan öğretim görevlilerini örgütleyen SULF Federasyonu da direnen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretim görevlileriyle dayanışma içinde olduğunu açıkladı.

BÜYÜK ÖĞRENCİ EYLEMLERİ TÜRK HÜKÜMETİNİ SARSIYOR

İsveç Haber Ajansı TT'nin abonelerine geçtiği haber 800 bini aşkın tirajıyla İsveç'in en fazla satan gazetesi Aftonbladet'te geniş yer buldu.

“Erdoğan'ın göstericilere homofobik manevrası” başlıklı haberde Erdoğan'ın eylemci gençleri terörist olarak suçladığı ve LGBTİ hareketine saldırdığı belirtildi. Son bir hafta içinde 300 civarında gösterici ve öğrencinin gözaltına alındığına ve Salı günü polis güçlerinin Ankara ve İstanbul'da Boğaziçi öğrencileriyle dayanışma için eylem yapan göstericilere biber gazı ve plastik mermilerle saldırıldığına dikkat çekildi.

TT ajansı, Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenci ve öğretim görevlerinin başlattığı eylemlerin 2013 yılında Gezi direnişinden sonra Türkiye'de ortaya çıkan en büyük eylem olduğunu ve çok sayıda aktivist ve sendika tarafından desteklendiği değerlendirmesini yaptı. Recep Tayyip Erdoğan'ın Boğaziçi direnişiyle bundan 8 yıl önce meydana gelen gösteriler arasında bağ kurduğuna ve aynı şeylerin bir daha yaşanmasına izin vermeyeceğini belirttiğine dikkat çekti.

BOĞAZİÇİ DİRENİŞİ PARLAMENTO GÜNDEMİNDE

Rojhilat Kürdistan doğumlu Milletvekili Amineh Kakabaveh, AKP hükümetinin bilim düşmanı tutumunu ve Boğaziçi öğrencilerine yönelik saldırılarını yazılı bir soru önergesiyle parlamentonun gündemine getirdi.

“Erdoğan'ın akademik araştırmanın özgürlüğüne saldırısı” başlıklı önergede Kakabaveh, öğrencilerin AKP'ye yakınlığıyla bilinen Melih Bulu'nun bilimsel temelde değil siyasi nedenlerle rektör atanmasına karşı çıktıklarını anımsattı.

Bulu'nun rektör atanmasını protesto eden öğrencilere terörle mücadele şubesinde görev yapan polislerin saldırdığını belirten Kakabaveh, “Öğrencilerin avukatlarına göre göstericilerin arasında kadınlar ve LGBTİ kişiler de vardı. Polis onları soyunmaya zorladı, tecavüz etmekle tehdit etti” dedi.

Polisin barışçıl bir gösteriyi engellemek için uluslararası yasalar ve Türkiye'nin yasalarına karşı suç işleyerek öğrencilere saldırdığını belirten Kakabaveh, Türkiye'nin gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerine şu ifadelerle tepki gösterdi.

REJİM KORKUTUCU BİR ŞEKİLDE İNSAN HAKLARI SUÇLARI İŞLİYOR

“Türkiye demokrasinin ilkelerini ve insan haklarını ilk kez ihlal etmiyor. Türk rejimi bu alanda sürekli hak ihlal eden bir devlet olarak görülmeli. Rejimin korkutucu bir şekilde insan hakları suçları işlediği not edilmeli.”

Boğaziçi Üniversite'sinin sıradan bir üniversite olmadığını ve bilimsel araştırmalar yaptığını hatırlatan Kakabaveh, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'ye Türk rejiminin bilimsel araştırmalara yönelik tutumu ve öğrenciler yönelik saldırgan tutumuna son vermesi ve tutuklu öğrenciler ve siyasi tutsakların serbest bırakılmaları için ne yapmayı düşündüğü sorusunu sordu.

Konu hakkında ANF'nin sorularını yanıtlayan Kakabaveh, Erdoğan rejiminin tıpkı İran'daki yönetim gibi rejim karşıtları ve öğrenciler üzerindeki baskı ve saldırıları yoğunlaştırdığını söyledi. İran rejimi ile Erdoğan arasındaki benzerlik ve farklılıklara “Türkiye'deki yasalardan dolayı şu anda Erdoğan göstericiler ve muhaliflere ateşli silahlarla saldırmıyor ve idam etmiyor. Ama demokrasi ve ifade özgürlüğünü sınırlandırma ve yok etmek için İran'ın diğer yöntemlerini uyguluyor” ifadeleriyle dikkat çekti.

Türkiye'deki cezaevlerinin tıpkı İran'da olduğu gibi siyasi tutsaklarla dolu olduğunu söyleyen Kakabaveh, İsveç Hükümeti ve Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki tüm siyasi tutsakları serbest bırakılması için girişimde bulunması gerektiğine vurgu yaptı.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'YLE DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ

İsveç'te üniversiteler ve yüksek okullarda görev yapan 21 bin öğretim görevlisi, araştırmacı ve bilim insanını temsil eden SULF Federasyonu, yaptığı yazılı açıklamada Boğaziçi Üniversitesi'nde direnen öğrenci ve öğretim üyeleriyle dayanışma içinde olduğunu açıkladı.

AKP ile yakın ilişkileri bulunan Melih Bulu'nun Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasına tepki gösterildiği belirtilen açıklamada “Üniversitedeki öğrenciler ve öğretim üyeleri rektörün atanmasını sert eleştiriyor ve atanmasını akademik özgürlük ve üniversitenin bağımsızlığına yönelik bir tehdit olarak görüyor” denildi

Açıklamanın sonunda “SULF tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılmalarını talep ediyor. Öğrenciler demokratik olan protesto etme haklarını kullandı. SULF, Boğaziçi Üniversitesi'nde ve tüm Türkiye'de akademik özgürlük ve üniversitenin özerkliği ve demokrasisi için müdahale eden personel ve öğrencilerle dayanışma içinde olduğunu duyurur” denildi.