Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik gerçekleştirdiði her saldırı sonrası, alanda yaşayan sivil insanlar için yaşam daha da zorlaşıyor. Zap alanında bulunan Sida köylüleri, sonbaharın gelişiyle birlikte olgunlaşan meyve ve sebzelerini saldırılar nedeniyle toplayamıyorlar. Meyve ve sebzelerini toplamak isteyen bazı köylüler ise bað ve bahçelerine her türlü tehlikeyi göze alarak geliyor. Saldırılardan dolayımaðdur olan köylüler Güney Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin Türkiye’ye bu nedenden dolayı tepki göstermesini istiyorlar.
Yıllar önce ayrılmak zorunda kaldıkları köylerine eskiden arada bir gelip bakım yapan Sidalılar, şimdi ise Türk devletinin artan saldırıları nedeniyle köylerine gelemiyorlar. Sida köyü gibi, gerillanın denetiminde bulunan Zap bölgesinde onlarca köy bulunuyor. Aynı durum bu köyler için de geçerli, sürekli uçakların bombardımanına ve top atışlarına hedef oluyorlar. Köylerin bulunduðu bölge her tarafta akan irili ufaklı çaylar, ormanlıklar, meyve bahçeleri ve bostanlarla adeta cenneti andırsa da, Türk devletinin yoðun saldırıları nedeniyle bölge halkına cehennem olmuş durumda. Yüzlerce yıldır bu topraklardan geçimini saðlayan köylüler, son yıllarda Türk devletinin artan saldırıları yüzünden oldukça zor günler geçiriyorlar.
Türk devletinin saldırıları yüzünden köylerinden çıkmak zorunda kalan Sidalılar, yine de köylerinden kopamamışlar. “Tehlikeli deðil mi, neden köyünüze gelip gidiyorsunuz” diye sorulduðumuzda, “Başka çaremiz mi var” diye cevap veriyorlar. Ancak her geliş korku yüklü. Nefesler tutularak ve pürdikkat havadaki sesler dinlenerek geliniyor bahçelere. Ne zaman bir top mermisinin düşeceði veya bir savaş uçaðının tepelerinden uçacaðı belli olmuyor. En çok da savaş uçaklarının tonlarca aðırlıðındaki bombalarından korkuyorlar. Duydukları her uçak sesinden veya top sesinden sonra kendilerini koruyabilecek bir yer arıyorlar.
Daha önce ailesiyle geldiði köye saldırılar nedeniyle artık sadece kendisinin geldiðini belirten Sida köyünden Azat Ýsmail, bahçelerdeki meyveler olgunlaşmasına raðmen toplayamadıklarını söylüyor. Ýsmail, Güney Kürdistan hükümetinin bu saldırılara sessiz kalmamasını istiyor. Türk savaş uçakları bombardıman yapmadıðı zaman, bu sefer Türk ordusunun top atışlarının olduðunu anlatan köylülerden Baki Salman ise yaşanan bu saldırılar yüzünden çok korktuklarını ve bahçelerine bakamadıklarını ifade etti.
Ceviz, nar, üzüm, sumak ve incir aðaçlarının birçoðunun yaşanan saldırılar nedeniyle imha olduðunu belirten Gülbeyaz Haci bombaların sürekli olarak kendi köylerine düştüðünü aktardı. Her uçak gelişinde kaçtıklarını söyleyen Gülbeyaz, “Uçaklar gittikten sonra yine gelip bahçe ve bostanlarımıza bakabiliyoruz. Ama kısa bir süre sonra bir daha uçaklar geliyor. Uçaklar gelmese top atışları yapılıyor. Yıllardır devam eden bu saldırılar yüzünden birçok köylüyü katlettiler, yine birçok köylü de yaralandı. Sürekli olarak köyümüz Türk devleti tarafından bombalanıyor. Üç haftadır bostanlarımıza gelemedik, sebzelerimizin hepsi yanmış. Son saldırılardan dolayı da aðaçlarımızın çoðu da yanmış. Bu bir zulümdür ve Allah bu yapılanları kabul etmez. Biz de Müslüman’ız ama Türk devleti her gün bize dinsizler gibi saldırıyor” diye konuştu.
Bu bað ve bahçelerin yıllardır verilen emekle yaratıldıðını söyleyen Husna Kuta isimli köylü,“Çocuklarımız çok korkuyor. Biz köyümüze gelmek istiyoruz ama saldırılar yüzünden gelemiyoruz” dedi. On günde bir köylerine gelebildiklerini söyleyen Sibel Haci ise “Her gelişimizde uçak korkusu yaşıyoruz. Bað ve bostanlarımıza bakamadıðımız için meyve bahçeleri ve sebzelerimiz yandı” diyor. Saldırılar yüzünden köydeki evlerin yıkıldıðını, ifade eden Haci, “Bizim tüm gelirimiz köyümüzdeki ekili ürünlerimizdir. Ama Türk devletinin saldırıları yüzünden bütün köylüler perişan olmuş durumda” dedi.
Türk ordusunun saldırılarının biran önce durmasını isteyen Şirin Ramazan isimli köylü de, bölgesel hükümetin bu saldırıların durması için harekete geçmesini isteyerek, “Biz gelip köyümüzde yaşamak istiyoruz” diye konuştu.
ANF NEWS AGENCY