Sistemden köklü bir kopuş gerçekleştirerek bugünün devrimci tohumlarını genç yaşta Türkiye topraklarına eken ve işkencede öldürülen ’71 devrimci hareketinin önderlerinden Ýbrahim Kaypakkaya ile Kürt özgürlük mücadelesinin önderlerinden Haki Karer ve Dörtler öldürülmelerinin yıldönümünde anıldı.
Türkiye devrim mücadelesinde ’71 devrimci hareketinin önderlerinden Ýbrahim Kaypakkaya, işkencede öldürülmesinin 39’uncu yılında etkinliklerle anıldı. 78'liler Girişimi, BDP, DHF, Partizan, ESP, EHP, EMEP, Alınteri, ÝHD Ankara Şubesi ve DYGM’nin çaðrıcılıðında, sistemden köklü bir kopuş gerçekleştirerek bugünün devrimci tohumlarını genç yaşta Türkiye topraklarına eken Ýbrahim Kaypakkaya’yı anmak amacıyla Yüksel Caddesi Ýnsan Hakları Anıtı önünden Sakarya Caddesi’ne yürüyüş gerçekleştirildi.
“Ýbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür“ yazılı ana pankartın açıldıðı eylemde sık sık “Faşizme karşı omuz omuza“, “Katil devlet hesap verecek“, “Bıji bıratiya gelan“ sloganları atıldı. Sakarya Caddesi’ne gelindiðinde burada devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından 'Ser verip sır vermeme' geleneðinin yaratıcısı Ýbrahim Kaypakkaya'yı katledenlerin, Mahirleri Kızıldere'de, Denizleri daraðacında katledenler olduðu ifade edilen eylemde Ruken Çelik açıklama yaptı.
Kürt özgürlük mücadelesi önderlerinden Haki Karer’in 18 Mayıs 1977’de ve yine 18 Mayıs 1982'de Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Eşref Anyık ve Mahmut Zengin'in Diyarbakır zindanlarında direniş ateşini yaktıðını hatırlatan Çelik, devrimcilerin Mayıs’ın 18’ini direnişle karşıladıðını ifade etti. “Bizler ölümsüzlük yıl dönümlerinde Haki Karer’i, Dörtleri, Ýbrahim Kaypakkaya’yı, mücadeleye olan kararlılıðımızla, inancımızla ve bilincimizle anıyoruz, sahipleniyoruz” dedi.
“Onları unutmak zulme sessiz kalmaktır” diyen Çelik, Kaypakkaya’nın Kürt ulusuna yönelik imha, inkar, asimilasyon politikalarına karşı mücadeleyi, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını komünist bir önder olarak proleter bakış açısıyla ifade etmekten geri durmadıðını ifade etti.
Ýbrahim Kaypakkaya’nın düşüncelerinin, egemenler için tehlike olduðuna işaret eden Çelik, “Egemenler düzenlerini başlarına yıkacak ‘tehlikeli’ fikirlerin korkusuyla pervasızlaşmaktadır. 18 Mayıs 1973’te Kaypakkaya’yı katleden sistemin sahipleri bu gün de bu fikirleri sahiplenenleri-savunanları ‘yargılamaya, suçlamaya’ devam ediyor” diye konuştu.
Diyarbakır zindanlarında bedenlerini ateşe vererek Kürt ulusunun özgürlük ateşini tutuşturan Dörtlerin, Kürt özgürlük mücadelesinin gelişmesinin, yaygınlaşmasının ve halka mal olmasının adı olduklarını söyleyen Çelik, “Diyarbakır zindanında Dörtler’in bedenleri ile tutuşturduðu ateş Kürt ulusunun direnişinde meşale, serhıldanlarında zılgıt, çocuk gülüşlerinde özgürlük özlemi olmaya ve bu günü aydınlatmaya devam ediyor” ifadesini kullandı.
Çelik, 18 Mayıs 1977 de “hiç bir şey baðımsızlık ve özgürlükten daha deðerli deðildir” diyerek Kürt özgürlük mücadelesine atılan Haki Karer’in Antep’te bir kahvehanede bir komplo sonucu katledildiðini hatırlatarak, Karer’in Türk ulusuna mensup bir devrimci olarak zulme karşı direnişin, ezilenin yanında olmanın, sömürüye başkaldırmanın ve fedakârlıðın adı olduðunu ifade etti. Ve ekledi: “Binlerce Kürt gibi özgürlük yolunda bedel ödeyen, can bedeli topraða tohum olan, Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin, Necmi Öner, Haki Karer bu gün Şerzan oldular, Ceylan oldular.”
‘FAŞÝZMÝN DEMOKRASÝSÝ DE BU KADAR OLUYOR!’
“Dün olduðu gibi bu gün de devam eden, bu faşist devletin kurulduðu günden bu yana mayasını teşkil eden sömürü ve zulüm çarkı dönmeye devam ediyor” diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: “Egemenler, bir yanda ‘ileri demokrasi’ naraları atarken, diðer yandan en temel hak taleplerini dahi bastırmaya çalışmaktadır. Halka zulüm etmek noktasında sınır tanımamakta, kendi yasalarını dahi çiðnemektedir. Faşizmin demokrasisi de bu kadar oluyor! Bu zulüm, sömürü düzeni devam ettiði sürece ezilenlerin, sömürülenlerin mücadelesi devam edecektir. Ýbrahimlerin çizdiði özgür, eşit bir dünyaya giden yol karartılamaz, suç sayılamaz, yargılanamaz, cezalandırılamaz.
Bu çelik aldıðı suyu unutmayacak. Ne biz vazgeçeceðiz onları anmaktan ne de adalet dileyeceðiz sizlerden. Eðer onları anmayı suç sayıyorsanız varın öyle belleyin. Biz bu onuru ısrarla taşıyacaðız, onları anmaktan da fikirlerinden de vazgeçmeyeceðiz!”
Çelik’in açıklamasının ardından söz alan TOGO işçisi Ercan Kurban ise, sendikalı oldukları için işten atıldıklarını ve 17 gündür direnişte olduklarını hatırlattı. Kurban, “TOGO işçileri olarak, Ýbrahim Kaypakkaya’nın mücadelesi önünde saygı ile eðiliyoruz” dedi.
ANF NEWS AGENCY