Amed 8 Mart Kadın Platformu sözcüsü Fatma Gülçiçek, AKP hükümetinin politikalarını kadının cinselliği ve doğurganlığı ekseninde kurarak kadının köleliğini derinleştirdiğini söyledi. AKP’nin “Namus” adı altında işlenen cinayetlere ortaklık ettiğini vurgulayarak, “Bugün erkek şiddetinin adı ‘namus’ olmuştur” dedi.

Amed 8 Mart Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Dağkapı Meydanı’ndan Şemse Allak Yaşam Parkı’na meşaleli yürüyüş gerçekleştirdi.

"Kadının örgütlü mücadelesiyle geleceğimizi kuruyoruz" yazılı pankart taşıyan kadınlar sık sık “Jin, jiyan, azadi”, “Biji yekitiya azadi”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “AKP kadına hesap verecek” sloganları attı.

Şemse Allak Yaşam Parkı önünde kadınlar adına açıklama yapan Amed 8 Mart Kadın Platformu sözcüsü Fatma Gülçiçek, 8 Mart’ın tarihçesine ilişkin bilgi verdi. Bugün hala kadın katliamlarını ve şiddeti konuşmak zorunda kaldıklarını ifade eden Gülçiçek, “Erkek egemenlikli devlet sermaye ikilisi dünyanın her yerinde iktidarını güçlendirmek için geniş muhalif kesim olan kadına saldırmaktadır. Egemenlik sistemi, emeği sömürülen, üretimleri gasp edilen kadını iradesizleştirmek için her türlü şiddeti sistemleştirmektedir” dedi.

Bu realitenin Türkiye’deki uygulayıcısının AKP Hükümeti olduğunu söyleyen Gülçiçek, AKP Hükümeti’nin politikalarını kadının cinselliği ve doğurganlığı ekseninde kurarak kadının köleliğini derinleştirdiğini ve “namus” adı altında işlenen cinayetlere ortaklık ettiğini vurguladı, “Bugün erkek şiddetinin adı ‘namus’ olmuştur” dedi.

Kadın bakanlığının aile bakanlığına dönüştürüldüğü günden bu yana kadın cinayetlerinin bilançosunu açıklayan Gülçiçek, “2012 yılında 165 kadın katledilmiştir. 2013’ün ilk ayında 18 kadın öldürüldü. Her ay 10’un üzerinde kadın öldürülüyor ve tecavüze uğruyor” diye kaydetti.

Platform sözcüsü Gülçiçek Türk adalet sisteminin kadın cinayetlerine yönelik cezasızlığını da eleştirdiği konuşmasında, “Adeta ‘benden habersiz nefes alamazsın’ diyen AKP iktidarı katledilen, tecavüze uğrayan kadınlara karşı sağır ve dilsiz kalmıştır” ifadesini kullandı.

Paris’te PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in Kürt kadınının iradesini kırmak için katledildiğini söyleyen Gülçiçek, “Katliam hala aydınlatılmamış olsa da Türk devletinin olayda payı teşhir olmuştur. Bu katliam sonrası tüm dünya kadınlarının olay karşısındaki ortak tavır ise evrensel kadın mücadelesinin aldığı ivmeyi göstermektedir” diye konuştu.

Gülçiçek, Türk devletinin kadın politikalarını gözden geçirerek yeniden ele alması gerektiğini, sivil toplum örgütlerinin ise devleti bu sorunun çözümü için zorlaması gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.