Dicle Üniversitesi'nde yaşanan cemaat kadrolaşması sonucu uzaklaştırılan öðretim üyeleri yaptıkları ortak basın açıklamasında uygulamayı protesto ettiler. Açıklamada, Cemaat dışında hiç kimsenin Dicle Üniversitesi'ne öðretim üyesi olarak girebilmesine Rektör Ayşe Jale Saraç tarafından izin verilmediði belirtildi.

Dicle Üniversitesi'ndeki kadrolaşma sonucu uzaklatırılan öðretim üyeleri adına açıklama yapan Doç. Dr. Ferruh Akay, Diyarbakır Tıp Fakültesi'nin Türkiye'nin ülkemizin sayılı köklü fakültelerinden biri olmasına raðmen 2008-2012 yılları arasında oldukça sıkıntılı bir dönem geçirdiðini söyledi.

Ayşegül Jale Saraç'ın, rektörlük seçimleri öncesi demokratik söylem ve vaatlere karşılık üniversitede bir pervasızlık dönemine tanık olduklarını belirten Akay, yeni öðretim üyesi alımları bilimsel liyakat ve objektif kriterler baz alınarak deðil, tamamen ideolojik ölçütlere göre belirlendiðini savundu.

"Sayın Prof. Dr. Ayşe Jale Saraç rektörlük döneminin başından itibaren birkaç cemaat dışında hiç kimsenin Dicle Üniversitesi’ne öðretim üyesi olarak girebilmesine izin vermedi. Dahası mevcut kadrolarda bulunan ve yeni yönetimle farklı fikirlere sahip öðretim üyeleri yapılan çeşitli baskılarla üniversiteden uzaklaştırılmaya çalışıldı'' diyen Akay, rektörlük sürecinde çoðunluðu bölgeden olmak üzere çok sayıda öðretim üyesinin yapılan baskılara dayanamayarak ya istifa ettiðini ya da başka üniversitelere gitmek zorunda bırakıldıðını söyledi.

Tıp fakültesinde öðretim üyesi olup saðlık bakanlıðı mevzuatı gereði var olan mecburi hizmet yükümlülüklerini yerine getirmek üzere geçici olarak üniversiteden ayrılan öðretim üyelerinin geri dönüşlerinin bile engellendiðini, dahası bu öðretim üyelerinin bir kısmının yurt dışı görevlendirmeleri nedeniyle kendi üniversitelerinde mecburi hizmet yükümlülüklerinin de olduðunu kaydeden Akay, birçok kez Diyarbakır'daki sivil toplum örgütleriyle birlikte bu konunun basın açıklamalarıyla halka, politikacılara ve basın mensuplarına anlatılmaya çalışıldıðını ifade etti.

'Dicle Üniversitesindeki mevcut yönetimin bir cemaatler koalisyonu haline geldiðini belirten Akay şunları söyledi: "Sayın Rektör, üniversitemiz Tıp Fakültesinden bilim insanlarının ayrılmasında Diyarbakır’ da terör ortamının sorumlu olduðunu belirtmiştir. Halbuki Diyarbakır 90'lı yıllarda faili meçhul cinayetler ve aðır bir terör ortamına tanık olmuş, ancak hiçbir öðretim üyesi bu nedenle görevinden istifa etmemiştir. Rektör hanımın bahsettiði terör olsa olsa kendi yönetiminin üniversitede yarattıðı terördür. Aynı açıklamada terör yüzünden kimsenin gelmek istemediði dediði üniversitenin öðretim elemanı sayısını son 4 yılda 500 civarında artırdıklarını beyan etmiştir. Ne yazıktır ki bu öðretim üyelerinin nerdeyse tümünü belli cemaatteki kişiler oluşturmuştur. Bu kadrolaşmanın en yoðun yaşandıðı fakülte de Tıp Fakültesi olmuştur.''

Akay, geçen hafta Dicle üniversitesiyle Prof. Dr. Saraç'ın açıklamasının gerçeði yansıtmadıðını belirterek, şöyle dedi: ''Tamamen hayal mahsulü olarak yaşananları Diyarbakır’da terör olaylarına baðlaması düştüðü acizliði yansıtmaktadır. Bu deðerlendirme Dicle üniversitesini tercih edecek öðrenci ve ailelerin karar verme süreçlerini olumsuz yönde etkileyecektir. Üniversitenin tepe yöneticisinin bu kadar olumsuz bir şekilde deðerlendirme yapması ciddi bir talihsizlik olmuştur, bizleri ve tüm Diyarbakır’lıları derinden üzmüştür. Bunu kamuoyuna siz basın mensupları aracılıðıyla paylaşmayı önemli bir görev olarak kabul ettik. Üniversitenin şehirle bütünleşmiş, bilim üreterek insanlara katkı saðlayan, insanların gönül rahatlıðıyla başvurdukları ve siyasetin uzaðında bir konuma gelmesini ümit ediyoruz, Şu anda olduðu gibi yönetilmesi, hak etmediði olumsuz haberlerle gündeme gelmesi bizleri çok üzmektedir. Bu nedenle Üniversiteden ayrılmış olan Tıp Fakültesi eski öðretim üyeleri olarak üniversiteye yeniden dönünceye kadar Diyarbakır’daki Özel ve devlet hastanelerinde halkımıza hizmet etmeye devam edeceðimizi belirtiriz.''

ANF NEWS AGENCY