‘Cezaevi sürgünleri insanlık trajedisine yol açıyor’
‘Cezaevi sürgünleri insanlık trajedisine yol açıyor’
‘Cezaevi sürgünleri insanlık trajedisine yol açıyor’
Kürdistan cezaevlerinden başta Aliağa Şakran ve Tekirdağ cezaevleri olmak üzere Türkiye'nin değişik cezaevlerine gerçekleştirilen sürgünler yeni hak ihlalleri ve insanlık dışı uygulamalara yol açarken hükümetin Kürdistan cezaevlerini yeni tutuklama operasyonları için boşalttığı kaygılarını da beraberinde getirdi.
Son 1 ay içerisinde Mardin,Siirt ve Batman cezaevlerinden gerçekleşen sürgünleri değerlendiren İHD Mardin Şube Yöneticisi Av.Hüseyin Cangir, Kürdistan cezaevlerinde yaşanan her sürgünden sonra tutuklama operasyonları gerçekleştiğini belirterek, “Yine hukuk dışı bir şekilde sürgünler gerçekleştiriliyor. Bu sürgünler tutsak ve tutsak ailelerini baskı altına almanın yanında yeni bir tutuklama dalgasının hazırlığı da olabilir” diye konuştu.
TUHAD-DER Mardin Şube yöneticisi Orhan Ablak ise son zamanlarda Kürdistan cezaevlerinde pişmanlık dayatmasının arttığına dikkat çekerek bu sürgünlerin bir amacının da pişmanlık dayatmasından sonuç almak olduğunu söyledi. Sürgün edilenler arasında hasta ve 'yolculuk yapamaz' raporu bulunan tutsakların da bulunduğunu aktaran Ablak, 'devlet her türlü hukuk ve insan hakkını çiğneyerek bu hasta tutsakları da sürgün etmiştir” dedi.
‘SÜRGÜNLER TUTSAKLARIN TOPLUMLA BAĞINI KOPARMAK AMAÇLIDIR’
Son 1 ay içerisinde bir devlet politikası olarak Mardin, Siirt ve Batman cezaevlerinden onlarca tutsağın sürgüne tabi tutulduğunu belirten İHD Mardin Şube Yöneticisi Av. Hüseyin Cangir, “Hükümet sürgünlerin cezaevlerinde yer olmaması sebebiyle gerçekleştirildiğini söylüyor. Ancak sürgünlerin asıl sebebi bu değildir. Sürgünler, tutsakları ailelerinden koparmak, manevi baskı altında kişiliksizleştirmek, toplumla bağlarını koparmak amacını taşıyor” ifadelerini kullandı.
‘HUKUKSAL DESTEK ENGELLENMEK İSTENİYOR”
“Sürgün edilen tutsakların çoğunun aileleri çocuklarını sürgün edildikleri cezaevlerinde ziyaret edebilecek maddi koşullara sahip değiller” diyen Cangir, şöyle devam etti: “Kürdistan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı toplum, aile ve avukat desteği devreye girebiliyor. Sürgünlerin bir diğer boyutu da bu amacı içeriyor. Zira tutsaklar sürgün edildikleri cezaevlerinde her türlü hak ihlaline karşı toplum, aile ve avukat desteğinden yoksun bırakılıyorlar. Sürgünler hem aileler hem de tutsaklar açısından bir insanlık trajedisine yol açıyor.”
YENİ BİR OPERASYON HAZIRLIĞI MI?
Yaşanan bu sürgünlerin akıllara özellikle 2009 KCK operasyonları öncesinde yaşanan sürgünleri getirdiğini aktaran Av.Cangir, “Ne zaman Kürdistan cezaevlerinden bir sürgün yaşansa ardından çok kapsamlı tutuklama operasyonları gerçekleştiriliyor. Son yaşanan sürgünlerde bizlerde böyle bir operasyon hazırlığı mı yapılıyor kaygısına yol açıyor” dedi.
‘GERİDE KALAN TUTSAKLARA YÖNELİK BASKILAR ARTTI”
Bir diğer dikkat çekici durumun sürgün edilen tutsaklardan geriye kalan tutsaklara yönelik devreye sokulan keyfi uygulama ve baskı politikası olduğunu ifade eden Av.Cangir, sürgünden sonra yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı: “Aramalarda, ‘ince arama’ adı atında taciz, koğuşlarda istek dışı zorla yer değiştirme, verilen dilekçelerin işleme konmaması, hatta dilekçe verilmesi sebebiyle tutsaklara disiplin soruşturmaları açılması, ortak alanlara ilişkin sıkıntıların artması, arama adı altında gece baskınları, hastaneye götürülürken kelepçelerin çıkarılmaması.”
‘HASTA TUTSAKLAR DA SÜRGÜN EDİLDİ’
TUHAD-DER Mardin Şube Başkan Yardımcısı Orhan Ablak ise hasta tutsaklarında sürgüne gönderildiğini ve bunun hukuk dışı bir uygulama olduğunu belirterek “çene kemiği bulunmayan ve sıvı yoluyla beslenen Orhan Çetedir ile geçirdiği yüz felci vücuduna da yayılan Barış grubu üyesi Hüseyin İpek isimli hasta tutsaklar ‘yolculuk yapamaz’ raporu bulunmasına rağmen yüzlerce kilometrelik yolculuğa çıkarılarak ölüme davetiye çıkarılmıştır” şeklinde konuştu.
TUTSAKLARA PİŞMANLIK DAYATMASI
Sürgünlerin Kürdistan cezaevlerinde son dönemlerde devreye sokulan pişmanlık dayatması ile bağlantılı olduğunu aktaran Orhan Ablak, şunları söyledi: “ Bu sürgünler son zamanlarda artan pişmanlık dayatmasını kabul etmeyen tutsakları sürgünle sindirme ve teslim alma amacına dönüktür”
Önümüzdeki günlerde Mardin cezaevi önünde hem sürgünleri hem de Mardin cezaevinde ki hak ihlallerini protesto etmek için eylem yapmaya hazırlandıklarını aktaran Ablak, “halkımız ve tutsak aileleri bu uygulamaları kabul etmemelidir. Bizimle dayanışma içerisinde olarak bu baskı ve hak ihlali çemberini kırmak için mücadele etmelidir” diye ifade etti.