CÎK: Adaletli bir gelecek için 'HAYIR'
CÎK Kadın Sözcüsü Turhallı ve Şura Üyesi Gülçetinkaya, Avrupa’da oy kullanma işlemine son dört gün kala herkesin sandıklara giderek oylarını adaletten, 'Hayır’dan yana kullanmaları için çağrıda bulundu.
CÎK Kadın Sözcüsü Turhallı ve Şura Üyesi Gülçetinkaya, Avrupa’da oy kullanma işlemine son dört gün kala herkesin sandıklara giderek oylarını adaletten, 'Hayır’dan yana kullanmaları için çağrıda bulundu.
Kürdistan İslam Toplumu (CÎK) Kadın Sözcüsü Hatice Turhallı ve Şura Üyesi Ayşe Gülçetinkaya, referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu...
'OYLARI KÜÇÜMSEMEYELİM; GELECEĞİMİZİ BELİRLEYECEK'
Turhallı, "Bizler İslamiyet’i esas alan Müslümanlar olarak insanlık aleminde olan bitenlere sessiz kalamayız. İslam dinine güvenen bir birey olarak toplumun hakkın yanında yer almasını, haksızın da karşısında olmasını bekliyoruz" dedi.
"Referandum sandıklarına gidilerek ‘Hayır’ oyunun verilmesi haksızlıklara karşı söylenen büyük bir söz olacaktır" diyen Turhallı, şunları ifade etti:
"Bazı kesimlerin kendi oylarını önemsemediğini görüyoruz. Bir oyun nesi var denilebiliyor. Hiç kimse kendi oyunu görmezlikten gelmemeli. Bu oylar, yarınları, geleceği ve hatta torunlarımızın hayatını belirleyecek oylardır.
Oylarını kullanmak için sandıklara giden insanların saldırılara maruz kaldığına, provokasyon girişimleri olduğuna dikkat çeken Turhallı “her şeye rağmen sandıklara gidip, geleceğimizi belirlememiz gerekiyor” diyerek şöyle devam etti:
“İktidarın istemiyle kadın haklarının yok sayıldığı bir süreci yaşıyoruz. Kadınlar öldürülüyor, şiddete, işkenceye maruz bırakılıyor. Kadınlar bu zulme dur demek için, karşı çıkmak için sandıklara gidip ‘Hayır’ demeliler. Biz Kürt toplumu olarak barışçıl ve barış yanlısı bir toplumuz. Bize yapılan işkenceleri, haksızlıkları bazen çok çabuk unutabiliyoruz. Bunları unutmamak gerekiyor. Her bireyin sandık başında bunu göz önünde bulundurması gerekiyor. Müslümanların zulme karşı dur demesi ve mücadele etmesi gerekiyor.
Müslümanların, Alevilerin, Êzidîlerin, Sünnilerin, hatta inançlı olmayan, kendilerini Ateist olarak tanımlayan kesimlerin de şiddete ve zulme karşı durup hayırlı yarınlar için oylarını 'Hayır' olarak kullanmalarını bekliyorum.
Zulme karşı mücadele etmek İslamiyet’in emridir. Müslümanlar da bu emrin gereği olarak bu son birkaç günde sandıklara giderek zulme dur demeli."
'İSLAMİYET'TE DİKTATÖRLÜĞE YER YOK; HAYIR DENİLMELİ'
Gülçetinkaya ise şu değerlendirmeleri yaptı:
"Eğer Müslümansak, eğer İslam ahlakıyla yetiştiysek zulmün karşısında durup adalet kavramını desteklemek zorundayız. Adalet olduğu zaman kardeşlik de arkasından gelecektir. Bu haksızlık, bu zulme bir insan olarak, bir kadın olarak, bir Müslüman olarak 'Hayır' diyorum.
Mahkeme salonlarında 'Adalet mülkün temelidir' diye yazılır. Bu söz günümüzde birilerine meyledilmiş olsa da İslam’ın temel aldığı sözlerden bir tanesidir. Ve Hz. Ömer’in sözüdür.
Hz. Ömer adaleti sağlayabilmek için huzurlu, sağlıklı ve istikrarlı bir toplum yaşatabilmek için temel dayanağını adalet olarak kurmuş.
Bizim inancımıza göre zulümle giden hiçbir devlet ilelebet yürümez. Şimdi küfürle olsun diyoruz, ama zulümle olmasın. Çünkü adaletin dini yoktur. Adalet bütün insanların üzerinde din üstü bir şeydir.
Şimdiki devlet yönetimlerinde tarafgirlik, din adı altında farklı dayatmalar ve baskılar görüyoruz. Bu devletin yönetim şeklinde adaletin olmadığını ve bu devlette İslamiyet’in attığı kardeşlik tohumu olmadığını söyleyebiliyoruz. Bu yüzden biz İslamiyet adına, CÎK olarak, Allah ve Allah rızası için ‘Hayır’ diyoruz. Ve herkesi de ‘Hayır’ demeye çağırıyoruz. Şu ana kadar oylarını kullanmayanlar da kesinlikle 9 Nisan’a kadar oylarını kullanmalılar.
Ayşe Gülçetinkaya kendi oyunu kullanmak için gittiği konsoloslukta maruz kaldığı yaklaşımı da şöyle anlattı:
"Ben örtülü bir kadınım. İslamiyet’i temsil etmeye çalışan bir kadınım. Konsolosluğa gittiğimde, malum seçimden dolayı kalabalık bir ortam. Kalabalık içinde duran bir adam seslendi. 'Bacım elin titremesin, yanlış yere gitmesin elin' dedi. 'Beyaz ‘evet’tir, sen bir örtülü olarak ‘evet’ten elini şaşırma' dedi.
Her örtülü AKP’ye oy verecektir diye bir kaide yok. Her örtülü hükümetin yaptığı adaletsizliklere boyun eğecektir diye bir kaide de yok. Hükümetin sandık görevlileri bizi örtülü gördüklerinde sanki kendilerindenmişiz gibi bir yaklaşım sergiliyorlar. Bir kadın olarak eşimizin, çoluğumuzun çocuğumuzun etkisinde kalmadan kendi vicdanımız ve merhametimiz bize neyi öngörüyorsa onu yapacağız. Merhametimiz ve vicdanımız, gerçek İslam’da tek adamlığa, diktatörlüğe müsaade etmiyor. Bu yüzden ben oyumu 'Hayır' olarak verdim."