Cinsel yönelim ve kimliğe dönük saldırılar nefret suçu değilmiş!

Cinsel yönelim ve kimliğe dönük saldırılar nefret suçu değilmiş!

Erdoğan tarafından hazırlanan ve son hali bugün Meclis'e sunulan "demokratikleşme paketi"nde 'nefret suçu' dar kapsamda ele alınırken; toplantı ve gösterilerde inisiyatif yine kolluk kuvvetlerine verildi. 
Kamuoyunda "demokratikleşme paketi" olarak bilinen, "Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" bugün Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

KİMLİKLERE YÖNELİK AYRIMCILIK ÖRNEKLERİ GÖZARDI EDİLDİ

Hazırlanan tasarıda, 5237 sayılı Kanunun 122'nci maddesinin "Nefret ve Ayrımcılık" başlığında; dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç din veya mezhep farklılıklarından kaynaklanan nefret nedeniyle yapılan şu girişimler için cezalandırma yoluna gidilecek:

"Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini; bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını; bir kişinin işe alınmasını; bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen kimse bir yıldan üç yıla kadar hapisle cezalandırılacak."

'Nefret suçu' kapsamındaki bu değişiklik, örneğin farklı milliyet veya cinsel yönelimdeki kişilerin kimliklerine yönelik fiziki, psikolojik ya da basın yoluyla doğrudan saldırıları ise kapsamıyor.
Özellikle Kürt, Ermeni gibi milliyetlerin ya da LGBTİ bireylerin şimdiye kadar uğradıkları ayrımcılık örnekleri bu değişikliğe dahil edilmedi. 

EŞ BAŞKANLIK

Tasarının son halinde, Siyasi Partiler Kanununun 15'inci maddesine de, "Siyasi partiler, tüzüklerinde yer almak ve iki kişiden fazla olmamak kaydıyla eş başkanlık sistemini uygulayabilirler. Eş genel başkanlar, bu Kanunda genel başkan için öngörülen hükümlere tabidir" fıkrası eklendi.

Tasarıya göre; siyasi partiler ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propagandanın, Türkçe'nin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde yapılabilecek. 

TOPLANTI VE GÖSTERİLERDE ENGELLER SÜRÜYOR

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu için de ciddi bir değişiklik tasarıda yer almadı. Söz konusu Kanunun değiştirilen 6'ncı maddesinde, konuyu muammada bırakan, şu ifadeler yer aldı: "Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergahının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergahlardan birisini tercih edebilir."

2911 sayılı Kanunun 11'inci maddesinin birinci fıkrasında da yine toplantı ve gösterilerde hak ihlallerine yol açabilecek, "Katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından kaydedilir" şeklinde ifadeler bulunuyor.

Aynı Kanunun 12'nci maddesinde ise "Kurul, toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkansız gördüğü takdirde dağılma kararı alır ve durumu derhal yetkili kolluk amirine bildirir" zorunluluğu yer alıyor. 

ÖZEL OKULLARDA KULLANILACAK DİLİ BAKANLAR KURULU SEÇECEK

Yoksul öğrencilerin ana dilde eğitim alamayacakları için eleştirilen özel okul sisteminde, ayrıca, yapılacak eğitim ve öğretimin dil ve lehçeleri Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek.

Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi ile Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçelerinin Öğrenilmesi Hakkında Kanunun 2'nci maddesindeki değişiklik tasarıda şöyle yer buldu:
"Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerle eğitim ve öğretim yapmak amacıyla, özel eğitim kurumları açılabilir. Bu kurumlarda eğitimi ve öğretimi yapılacak dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir. Bu kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esas ve usuller, Milli Eğitim Bakanlığınca çıkartılan yönetmelikle düzenlenir."