Cumartesi Anneleri, Hayrettin Eren'i sordu

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren için buluştu. Eylemdeki konuşmalarda, devletin suçlarına dikkat çekilerek, "Vazgeçmeyeceğiz" mesajı verildi.

Kayıpların akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 765’inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda buluşmak isteyen Cumartesi Anneleri, bir kez daha polis tarafından engellendi. Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta eylemlerini gerçekleştirdi. Sokak polis tarafından ablukaya alındı.
Bu haftaki eylemde, 1980 darbesinde gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu. Basın metnini İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Arcan okudu.

HİKÂYESİ

Arcan, toplumda derin yaralar açan ağır hak ihlalleri ile yüzleşme ve hesaplaşma yaşanmamasının, Türkiye'nin demokratikleşmesini engellediğini ifade etti.
Cumartesi Anneleri'nin 765’inci haftasında Hayrettin Eren için bir araya geldiklerini belirten Arcan, şöyle devam etti: “Sosyalist kimliğiyle bilinen 26 yaşındaki Hayrettin Eren, İstanbul'da yaşıyordu. 12 Eylül faşist darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul Saraçhane'de buluştuğu arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Kullandığı otomobil ile birlikte önce Karagümrük Karakolu'na oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Hayrettin, Siyasi Şube'nin alt katındaki hücrede ağır İşkence altındayken, kapıda bekleyen annesine ‘Gözaltında böyle biri yok’ denildi. ‘Oğlumun arabası burada kendisi nasıl yok?’ deyince tartaklanarak dışarı atıldı. Hayrettin Eren'i gözaltına alınırken, karakolda tutulurken ve siyasi şubede işkencedeyken gören çok sayıda tanık vardı ama gözaltına alındığı bugüne kadar inkâr edildi. 39 yıldır ailesinin tüm girişimlerine rağmen hukuk işletilmedi. Hayrettin Eren'in akıbeti gizlenerek, onu kaybedenler cezasız bırakılarak, 12 Eylül zihniyeti devam ettirildi.”
Arcan, Hayrettin Eren’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube'de kaybedildiğini dile getirdi. Arcan, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar ve Hayrettin'i işkenceyle sorgulayan timin başında bulunan Fikret Işınkaralar, Eren'in kaybedilmesinden sorumlu olduğunu ifade etti.

AKP-MHP İKTİDARINA TEPKİ

Ardından söz alan Hayrettin Eren kardeşi İkbal Eren, "Ne yazık ki gözleri açık ve devletten alacakları olarak toprakla buluştular. Bu ülkede adalet yok" dedi.
Eren, AKP-MHP iktidarına tepki göstererek, “Bir de İçişleri Bakanı var, meydanları kapatarak asayiş sağlandığını sanıyor. 699 hafta oturduğumuz meydanı kapatarak, üstelik annelere ‘paçozlar’ diyen asayişi sağladığını sanan İçişleri Bakanlığı var. Annem ölünceye kadar 'paçozun anlamı nedir' diye sordu. Hiç sindiremedi. Işıklar içinde uyu anneciğim" dedi.

'HESAP SORACAĞIZ'

Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren ise bu haftanın kendileri için zor bir hafta olduğunu belirterek, “Biz abimden, inançlarına ihanet etmemeyi direnmeyi annemden direnmeyi, insan hakları mücadelesini öğrendik. Kaybedenlerden hesap soracağız” şeklinde konuştu.