Cumartesi Anneleri, Nezir Acar'ın hesabını sordu

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 1995 yılında gözaltında kaybedilen Nezir Acar'ın hesabını sordu.

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 1995 yılında gözaltında kaybedilen Nezir Acar'ın hesabını sordu. Aileler, ölümlerin sorumlusu olarak devleti işaret etti. Eylemde konuşan HDP'li Buldan, "dokunulmazlık darbesi"ne dikkati çekerek, "Kimse bize geçmiş olsun, demesin. Onlara geçmiş olsun" dedi.

Cumartesi Anneleri, kayıplarını bulmak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarını bu hafta da sürdürdü. Eylemlerinin 582'nci haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen ailelere, HDP İstanbul Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Pervin Buldan'ın yanı sıra çok sayıda kişi destek verdi. 

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde Mardin'in Kerboran (Dargeçit) ilçesinde 1992 yılında gözaltında kaybedilen Nezir Acar'ın akıbetini sordu. 

Eylemde konuşan, 1995 yılında gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, "Hasan Ocak şahsında devletin, işlediği insanlık suçları ile hesaplaşıp yüzleşmesini istiyoruz" dedi.

Batman'da 1995 yılında gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Maltu'nun kardeşi Perihan Maltu ise yıllardır sürdürdükleri mücadeleye devam edeceklerini, ağabeyinin kemiklerine ulaşmak istediklerini belirtti.

Eylemde, Dargeçit'te 1992 yılında gözaltında kaybedilen Nezir Acar'ın kardeşi Salih Acar'ın gönderdiği mektup da okundu. Acar mektubunda, karakola gidip bilgi almak istediklerini ancak bir sonuç elde edemediklerini anlattı.

BULDAN: VAZGEÇMEYECEĞİZ; ONLARA GEÇMİŞ OLSUN!

Buldan da 17-31 Mayıs Uluslararası Kayıplar Haftası'na değinerek başladığı konuşmasında, "Kayıplarımızın akıbetini sormak, onları aramızdan alanların yargılanmasını istemek bizim en doğal hakkımız. Ancak siyasi irade bugün bırakın kayıpların bulunmasını onları öldürenleri bile yargı önüne çıkarmaktan kaçıran, onları koruyan yol ve yöntem içindeler" dedi. Buldan, siyasi iktidarın ailelerin çığlığını duymak istemediğini vurguladı. 

Dokunulmazlık darbesine de değinen Buldan, şöyle konuştu: "Yıllardır Kürtlere ve muhaliflere yönelik her türlü darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. En son darbe dün TBMM'de 6 milyon insanın oyuyla seçilen HDP milletvekillerine karşı yapıldı. Elbette dokunulmazlıklarımızın kaldırılması bizlerin bu mücadeleden vazgeçeceğimiz anlamına gelmemelidir. Biz dokunulmayan milletvekilleri değiliz. Mücadeleyi halkımızla birlikte yapmanın sözünü bir kez daha bu meydandan vermek istiyoruz. Kimse bize geçmiş olsun, demesin. Onlara geçmiş olsun!"

'SAVCILAR SORUMLU'

Bihter Meral Paccı ise haftanın basın açıklamasını okudu. Paccı, "Nezir'i arayan Halil ve Celile Acar gözaltına alınarak karakola götürüldü. Karakolda rütbeli bir komutanın Halil Acar'ı 'Oğlunu nasıl öldürdüysek seni de öyle öldürürüz' diyerek tehdit etti. Baskıdan kurtulmak için aile akrabaları ile birlikte İdil'e taşınmak zorunda kaldı. Bu korku atmosferinde hukuki girişimde bulunmayan Halil Acar ancak 28 Aralık 2005 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Savcılık,16 Ocak 2009 tarihinde sanıklar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına yer verildi" diye konuştu. "Nezir Acar'ın akıbetini açığa çıkartacak, faillerini tespit edecek etkinlikte soruşturma yapmayan savcılar sorumludur" diyen Paccı, Acarı'ın 24 yıldır gizlenen akıbeti açıklanmasını ve adaletin sağlanmasını istediklerini belirtti.

Eylemin sonunda, devlet güçlerince katledilen Amed Barosu Başkanı Tahir Elçi anıldı.