Darbe zihniyeti 33 yıldır devam ediyor
Darbe zihniyeti 33 yıldır devam ediyor
Darbe zihniyeti 33 yıldır devam ediyor
12 Eylül askeri darbesinin 33'üncü yıldönümünde Amed, Adana, Mersin, Hatay ve İskenderun'da gerçekleştirilen açıklamalarda, darbenin üzerinden geçen 33 yıla rağmen cuntacı zihniyetin, darbe ürünü anayasa ve darbe kurumları ile devam ettiğine vurgu yapıldı.
Diyarbakır 78'liler Girişimi,12 Eylül askeri darbesinin 33'üncü yıl dönümüne ilişkin Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada Diyarbakır Cezaevi’nde 14 Temmuz 1982’de başlatılan ölüm orucu eyleminde yaşamını yitiren Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek'in fotoğraflarının yanı sıra "Sözümüz var Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevini; İnsan Hakları Müzesi” olacak yazılı pankart açıldı. Açıklamaya, Diyarbakır 78'liler Derneği Başkanı Gani Alkan, KURDÎ-DER Genel Başkanı Sabahattin Gültekin, BDP Diyarbakır il yöneticileri, KESK Diyarbakır Şubeler Platformu bileşenleri, Barış Anneleri İnisiyatifi, Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Barosu'nun yanı sıra 12 Eylül mağdurları ve çok sayıda kişi katıldı. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından konuşan Diyarbakır 78'liler Derneği Başkanı Gani Alkan, 12 Eylül 1980 tarihinde yaşanan ve insanlık dışı uygulamalara neden olan askeri darbeye karşı 14 Temmuz açlık grevinin tarihte en büyük direniş olduğuna dikkat çekti. 12 Eylül'ün bir günde gelmediğine işaret eden Alkan, "Sivas, Maraş, Çorum katliamları 12 Eylül darbesinin alt yapısıydı. 12 Eylül darbesine karşı Kürt halkı başkaldırarak hiçbir şekilde korkup geri çekilmedi. Bugün eğer Kürtler bir halk olarak muhatap alınıyorsa Diyarbakır zindanında verdiği direnişin sonucudur" diye konuştu.
Alkan'ın ardından konuşan Baro Başkanı Tahir Elçi ise 12 Eylül'de Diyarbakır zindanında utanç verici suçların yaşandığını hatırlatarak, yine aynı tarihte yargısız infazların yapıldığına vurgu yaptı. Cezaevinde bulunan bir subayın, "Ben sizi öyle bir hale koyacağım ki sizler de kendinizden utanç duyacaksınız" sözlerini hatırlatan Elçi, cezaevinin müze olması çağrısında bulundu.
Ardından konuya ilişkin açıklama yapan Diyarbakır 78'liler Girişimi Sekreteri Ahmet Andiç 12 Eylül rejiminin darbe anayasasındaki değişmez maddelerinin, tekçi vatandaşlık ve devlet tanımının Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ile sürdüğüne dikkat çekti. Bu gerçeklikten hareketle devlet ve AKP hükümetinin köklü demokratik bir değişimi gündemine alması gerektiğini belirten Andiç, "Ergenekon operasyonları sonucu birkaç generalin ve askerin yargılanıyor olması rejimin demokratikleşmesi değildir. Ergenekon yargılanmaları iktidar mücadelesine dönüştü. 12 Eylül rejiminin faşist Anayasası ve yasalarını pratikte en çok uygulandığı alan Kürt coğrafyası ve Kürt halkı oldu. Bu güne kadar 5 Nolu zindan vahşetinin sonuçlarına değinilmedi. 35 yıldır süren kirli savaş uygulamalarına dokunulmadı. 10 binlerce faili meçhulün hesabı sorulmadı. Toplu mezar, toplu katliamlar, mağaraya atılan kimyasalların hesabı sorulmadı. Ve en son gücünü 12 Eylül Anayasası'ndan alarak Roboski'de savaş uçaklarıyla paramparça edilen 34 Kürt'ün hesabı sorulmuyorsa 12 Eylül rejimi halen sürüyor demektir" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan demokratik çözüm sürecine de değinen Andiç, "Kürtler tarafından ciddi adımlar atılmasına rağmen AKP hükümetinin buna karşılık, atması gereken adımları atmadığı gibi yine oyalamacı zamana yayma politikası güderek süreci sabote etme tutumu ve davranışları sergilemektedir. AKP bu zihniyetten vazgeçmelidir. Gerçek bir demokrasi darbesiz bir toplum, darbesiz demokrasi darbesiz siyasetle mümkündür" dedi.
Öte yandan HAK-PAR Diyarbakır İl Başkanlığı da 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümüne ilişkin Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde açıklama yaptı. HAK-PAR İl Başkanı Vasıf Kahraman ve yöneticilerinin katıldığı açıklamada, 12 Eylül darbesinin 33 yıl aradan sonra halen etkisini devam ettiğine dikkat çekti. Kahraman, "5 Nolu cezaevi Kürt halkına karışı gerçekleştirilen vahşete karşı, verdiği ulusal onur ve var olma sembolüdür. Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'nin Kürt halkının toplumsal hafızasında önemli bir yere sahiptir. Diyarbakır Cezaevi bir an önce boşaltılmalı, burada yaşanan vahşetin izleri, gelecek kuşaklara aktarılması için müzeye dönüştürmelidir" diye konuştu.
Kitle yapılan açıklamanın ardından sloganlar eşliğinde dağıldı.
ADANA
Adana'daki sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri, 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümü nedeniyle İnönü Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. "12 Eylül askeri faşist darbesini, katliamları, idamları ve işkenceleri unutmadık" pankartı açan grup sık sık, "Yaşasın halkların kardeşliği", "Faşizme karşı omuz omuza" ve "Darbeciler halka hesap verecek" sloganları attı. Grup adına konuşan HDP Adana İl Eş Başkanı Yusuf Tek, 12 Eylül darbesinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen yarattığı vahşet ve yıkımın sonuçlarının hala hükmünü koruduğunu ve oluşturduğu kurumların hala varlığını sürdürdüğünü kaydetti. "12 Eylül'den hesap soracağı ve onunla hesaplaşacağı" iddiasında bulunan AKP'nin tam anlamıyla bunun içini boşalttığını belirten Tek, "Kendisinin büyüdüğü ve geliştiği siyasal ve ekonomik zemini yaratan, olgunlaştıran bir süreçte AKP'nin gerçek anlamda hesap sorması mümkün olamaz. Bugün AKP, 12 Eylül Anayasası, kanun ve kurumlarından faydalanarak kendi iktidarını sürdürüyor. İçerde başta Kürt halkı olmak üzere kendi halkına karşı yürüttüğü, dışarıda ise Suriye'ye karşı planladığı savaş, kitlesel tutuklamalar ve davalar, emekçileri nefessiz bırakan sömürü ve baskı politikaları, Gezi, ODTÜ, Tuzluçayır eylemlerinde olduğu gibi en küçük bir demokratik muhalefete karşı yöneltilen sokak saldırıları bu gerçeğin kanıtlarıdır. Halkların Demokratik Kongresi, tüm bileşenleri ve üyeleriyle, AKP hükümetinin ülkede ve bölgede izlediği savaş ve şiddet politikasını geriletmek üzere mücadeleye kararlıdır" dedi.
İSKENDERUN
İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu ile Arsuz Dayanışma Platformu ise 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümünü protesto etti. İskenderun Boyacılar Parkı'nda yapılan açıklamada platform adına konuşan Sadullah Çağlar, 33 yıl önce yapılan darbe ile yönetime el konulduğunu belirterek, ülkede dikta bir rejimin iktidar yapıldığını söyledi. Çağlar, "12 Eylül ülkede gelişen sol toplumsal muhalefeti ezmek için yapıldı. Aynı anlayış günümüzde de devam ediyor. Örneğin İstanbul Taksim'de Gezi Parkı için yapılan ve doğa katliamını önlemek için demokratik tepkilerini göstermek isteyen gençlere kurşun, biber gazı ve tazyikli su sıkıldı. Bu olaylar sonucu Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz'ın ölümünün ardından son olarak da Ahmet Atakan da devrimciler gibi katledildi" dedi. Açıklama "Katil ABD, işbirlikçi AKP" sloganı ile sona erdi.
HATAY
Hatay Diş Hekimleri Odası, Eczacılar Odası, TMMOB bileşenleri, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Tabip Odası ve Veteriner Hekimler Odası'ndan oluşan Hatay Meslek Odaları Koordinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü Makine Mühendisi Ömer İyiel, Hatay'da son dönemlerde yaşanan olaylar ile 12 Eylül darbesinin yıldönümü nedeni ile yazılı açıklama yayınladı. İyiel açıklamasında, "Gerçekleri söyleyen, toplum çıkarlarını şahsi çıkarlarının önünde tutarak, emperyalist güçlere karşı omuz omuza direnenleri suçlu görmek ve göstermek insanlık ayıbıdır. Herkesin gerçekler doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Savaşa hayır diyor, barış ve hoşgörü şehrimizin tekrar huzurlu günlere gelmesi için herkesi göreve davet ediyoruz" diye konuştu.
MERSİN
Mersin 78'liler Girişimi ve 78'liler Derneği Mersin Şubesi, 12 Eylül askeri darbesini yürüyüşle protesto etti. Özgür Çocuk Parkı'nda bir araya gelen girişim üyeleri, Sanat Parkı'na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe, Mersin'deki emek ve demokrasi güçlerinin yanı sıra CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ve çok sayıda kişi katıldı. "Şarkımız tamamlanmadı" ile üzerinde 12 Eylül darbesi döneminde kaybettirilen ve idam edilenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankart taşıyan kitle, "Ahmet'in katili AKP'nin polisi", "Bijî biratiya gelan", "Darbecilerden hesabı devrimciler soracak" sloganları attı. Darbe döneminde katledilenlerin resimlerini gerekçe gösteren polis, yürüyüş yapan kitlenin önüne barikat kurarak pankartın indirilmesini istedi. Polisin uygulamasına tepki gösteren kitle ile polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Kitlenin kararlı tavrı karşında geri adım atan polis, "Sizin hakkınızda yasal işlem başlatacağız" diyerek, kitlenin yürüyüşüne izin verdi.
Sanat Parkı önünde yapılan açıklamada söz alan Hasan Gülbahar, 12 Eylül döneminde hakkında açılan davalardan dolayı 30 yıl cezaevinde kaldığını söyledi. 12 Eylül döneminde haklarında dava açılan ve şu anda cezaevinde olan 6 arkadaşının olduğuna belirten Gülbahar, 12 Eylül darbesinin yargılandığı bir dönemde arkadaşlarının 12 Eylül darbesi döneminde açılan davalardan dolayı cezaevinde olmasının çelişki olduğuna dikkat çekti. Gülbahar'ın ardından Mersin 78'liler Girişimi ve 78'liler Derneği Mersin Şubesi adına basın açıklamasını okuyan İbrahim Bilen, darbenin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen, "12 Eylül ürünü" kurumların tasfiye edilmediğini kaydetti.
Açıklamanın ardından Sanat Parkı'nda 12 Eylül döneminde yaşamını yitirenlerin fotoğrafının yer aldığı 12 Eylül sergisinin açılışı yapıldı.