DBP Hukuk Komisyonu: Faillerin yargılanması için bize başvurun

DBP Hukuk Komisyonu, devlet güçlerinin saldırılarına maruz kalanlara başvuru çağrısında bulundu.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Hukuk Komisyonu, AKP'nin soykırımcı saldırılarına ilişkin açıklama yaparak, uluslararası hukukun dışına çıkıldığına dikkat çekti.
Genel Merkez binasındaki açıklamada, "24 Temmuz 2015 tarihinden günümüze kadar bölgemizde her geçen gün dozajı artan şiddetli bir özel savaş politikası yürütülmektedir. Sivil siyaset içerisinde faaliyet yürüten parti meclis üyelerimiz, belediye meclis üyelerimiz ve parti üyelerimiz terörist ilan edilerek silahlı saldırılara maruz kalmaktadır. Nitekim bu ortamda parti meclis üyelerimizden Sevê Demir ve 3 arkadaşı Silopi’de katledilmiştir. Yine parti meclis üyemiz Mehmet Yavuzel ağır yaralanmış, Cizre belediye meclis üyemiz Hamit Poçal hayatını kaybetmiştir" denildi.
Anne karnındaki bebeklerden çocuklara, gençlere, yaşlılara kadar çok sayıda insanın devlet güçlerince katledildiğine vurgu yapılan açıklamada, yerel yönetimlere saldırılara da şöyle dikkat çekildi: "24 Temmuz’dan bugüne kadar 21 belediye eşbaşkanımız tutuklanmış, 29 belediye eşbaşkanımız görevden uzaklaştırılmış, 4 belediye meclis üyemiz tutuklanmış, 23 belediye meclis üyemiz görevden alınmış, 7 belediyemizin iş makinelerine el konulmuştur."

'İÇ HUKUK ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ'

Kürdistan'da adı konmamış bir sıkıyönetim ve olağanüstü hal rejiminin uygulandığına değinilen açıklamada, "Aynı zamanda tüm bir ilçe ve şehir cezaevine dönüştürülmüştür. Su, elektrik, gıda, sağlık, eğitim gibi temel insani ihtiyaçların hiçbirisi karşılanmamaktadır. Devletin güvenlik güçleri işgal ordusu gibi hareket etmektedirler. Yönetmelik çıkarılarak asker, polis ve özel harekât timlerine 'Cumhuriyet savcılarının karşısına çıkmaktan korkmayın' denmektedir. Türkiye’deki hukuk kurumları, Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Savcılıkları işlevsiz hale getirilmiştir. Sokağa çıkma yasakları gibi konularda ret kararları verilerek iç hukuk yolları etkisiz hale getirilmiştir" diye kaydedildi.
DBP Komisyonu, uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler gereğince uluslararası kurum ve mahkemelere başvurmanın zorunluluk haline geldiğini bildirdi.

'HİTLER DÖNEMİNİN UYGULAMALARI!'

Komisyon, açıklamasında şu tespitlere yer verdi:
"Bilindiği gibi bölgemizde işkence ve kötü muamele uygulamaları devam etmektedir. Silopi’de zorla evlerinden çıkartılarak göçe zorlanan yurttaşları götürüldüğü ve adeta bir toplama kampı işlevi gören Yenişehir spor salonunda tutulan yurttaşlar evlerinden zorla çıkartıldıktan sonra elleri havada tek sıra halinde yürütüldüklerini ve işkenceye maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Hitler Almanyası döneminin uygulamaları bölgemize taşınmıştır.
52 kez sokağa çıkma yasağı uygulanan il çelerimizde evler tanklarla toplarla yıkılmış, binlerce ev hasar görmüştür. Bu şekildeki uygulamalar uluslar arası sözleşmelerde belirtilen mülkiyet hakkının açıkça ihlali anlamına gelmektedir. 
Yüz binlerce kişi operasyonlardan olumsuz etkilenmiş ve zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Devlet yurttaşları güvenli şekilde tahliye ettiğini iddia etmiş ise de bu konuda hiçbir güvenlik sağlanmamıştır. Tam tersine insanlar sadece üzerlerindeki kıyafetlerle yerleşim alanlarını terk etmişlerdir. Diyaliz gibi daimi hastalığı olan yurttaşların tedavisi hiçbir şekilde yapılmamıştır. İlaçlarını dahi almalarına müsaade edilmemiştir.
Sokağa çıkma yasakları boyunca okullar kışla haline getirilmiş, eğitim görmeyen çocuklar eğitime devam ediyormuş gibi gösterilerek açıkça suç işlenmiştir. 

65 ÇOCUK VE 44 YAŞLI DA KATLEDİLDİ

24 Temmuz 2015 ile 21 Ocak 2016 tarihleri arasında 17 ilçede 52 kez kesintisiz sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Şu anda elde ettiğimiz verilere göre 65’i çocuk, 44’ü kadın, 44’ü altmış yaş üstü olmak üzere 259 sivil yurttaşımız katledilmiştir.  Askeri sevkiyatlar ve hükümetin sertleşen söylemleri sonucu can kayıpları katlanarak artmıştır. Tankların yerleşim alanlarında kullanılmaya başlanması sonucu 40 yurttaşımız evlerinin sınırları içerisinde katledilmiştir. AİHM’in tedbir kararlarına ambulansların yaralı yurttaşları bulundukları yerlerden almalarına müsaade edilmemiş, yalnızca 23 kişi bu şekilde engellemeler sonucunda hayatını kaybetmiştir.  Yurttaşlarımız katledildikten sonra dahi cenazelere yönelik saldırılar gerçekleşmiş, gömülmelerine izin verilmemiş, işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardır."

NERELERE BAŞVURULABİLİR?

DBP Hukuk Komisyonu, açıklamasının sonunda da şu çağrıyı yaptı: "Tüm bu hukuk dışı uygulamalara maruz kalan yurttaşlarımızın ulusal ve uluslararası hukuk yollarına başvurabilmesi, faillerin yargılanması için DBP olarak partimizin il ve ilçe teşkilatlarındaki hukuk komisyonlarına, İnsan Hakları Derneği ve Mezopotamya Hukukçular Derneği ve bölge barolarına başvurmaları çağrısında bulunuyoruz."