DBP: Kararlılığımız ve mücadelemiz daha güçlü sürecek

İnsan Hakları Günü'ne ilişkin açıklama yapan DBP, OHAL'in kaldırılması ve çatışmaların durdurulmasını istedi. DBP, "Kararlılığımız ve mücadelemiz daha güçlü bir biçimde sürecektir" dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

Hitler faşizminin insanlık suçlarına atıfta bulunulan açıklamada, "Faşizm süreci insanlığa çok pahalıya mal olsa da insanlık sonunda faşizmi yenebildi" denildi.

Türk devletinin soykırımcı saldırılarına da değinilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

"7 Haziran seçim sonuçları ve ortaya çıkan toplumsal irade ve sandık iradesi iktidar tarafından alavere dalavere yöntemlerle etkisizleştirildi. 1 Kasım seçimleri ile otoriter ve baskıcı bir yönelim içine girildi. Kürt sorununda savaş konsepti devreye sokuldu. Cizre, Şırnak, Silopi, İdil, Gever, Sur ve Nusaybin alanlarında yapılan yıkımlarda on binlerce konut yerle bir edildi. Güvenilir kaynakların sunduğu verilerde 500 binin üzerinde insan göçe zorlandı. Bu süreçte çıkan iç çatışmalarda İHD’nin sunduğu verilerde binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği tespiti vardır. Şırnak ve Gever’in yıkım düzeyi Halep’teki yıkım düzeyini aşmıştır."
Açıklamada, OHAL ile HDP eş genel başkan ve milletvekilleri ile DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel başta olmak üzere çok fazla kişinin gözaltına alındığı, tutuklandığı vurgulanırken, ihraçlar, basın özgürlüğüne saldırılar, dernek kapatmalar da örnek verildi.

'EN HAYATİ İNSANLIK GÖREVİ...'

"İnsan Hakları Günü’nün 68’inci yıl dönümünde, insan haklarına sahip çıkmak ve bu konuda mücadele etmek en temel ve en hayati insanlık görevidir" denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"İnsanlık faşizme, zulme, otoriter ve baskıcı iktidar ve güç odaklarına karşı yürüttüğü büyük mücadelede öğrendiği önemli tecrübe vardır. O da şudur; otoriter baskıcı yönetim ve diktatörlere her taviz ve her rüşvet onları daha da şımartmakta ve çığırından çıkmasına yol açmaktadır. Hitler aldığı tavizler sayesinde çok daha yıkıcı ve zapt edilmeyecek bir duruma ulaştı. Bölgemizde birçok diktatör yönetim ve kişinin gelişim diyalektiğinde bu durum mevcuttur. Saddam Hüseyin en çok bilinen örnektir. İnsanlık baskıya ve zulme karşı duruş göstererek erdemliğe ulaşmıştır. Erdemlilik: zulme, baskıya ve insan hakları ihlallerine karşı demokratik bir duruş sergilemektir. Erdemlilik boyun eğmek değil, direngen bir duruşa sahip olmaktır. İnsan halklarına sahip çıkmak insanlık dışı uygulamaları içine sindirmemektir ve tepki gösterme cesaretini ortaya koymaktır. Tarihte birçok insan halkları savunucusu, örgüt, kişi ve kurum bu cesareti gösterebildiği için insanlık nazarında saygın bir konuma ulaşmışlardır. Bu konuda mücadele veren, yaşam uğruna direnenleri saygıyla, minnetle anıyoruz.   

TALEPLER

Türkiye’deki mevcut tablo hem Kürt halkı hem de Türkiye toplumu için yıkıcı ve karanlık bir tablodur. Yıkım ve kıyım yaratan OHAL rejimine bir an önce son verilmelidir. OHAL rejiminin nazarında ve uygulamalarında insan hakları yok hükmündedir. İnsan halkları açısından bir yıkım ve kıyım mekanizmasıdır. Gözaltı ve cezaevlerinde kötü muamele derhal ortadan kaldırılmalıdır. Halkın iradesiyle seçilmiş olan milletvekilleri ve belediye eş başkanları derhal serbest bırakılmalıdır. Görevinden alınan akademisyenler, bilim adamları, öğretmenler ve diğer memurların görevi iade edilmelidir. Cezaevindeki gazeteci ve yazarlar serbest bırakılmalıdır."
Çatışma sürecinin bir an önce sonlandırılması, Kürt sorununun barış ve demokratik çözümü için silahların susması en elzem durumların başında gelmektedir. AKP ve Cumhurbaşkanı'nın idamı tekrardan diline dolandırması son derece şuursuz ve tehlikeli bir yaklaşımdır. Bu söylemin Türkiye’nin karanlığa sürüklemekten öte bir getirisi olmayacaktır. Bu yönlü her türlü demagoji ve yaklaşım insan halklarına karşı suç teşkil etmektedir."

'MÜCADELEMİZ SÜRECEK'

DBP'nin açıklaması şöyle son buldu: "Halkımız, partimiz, parti yöneticilerimiz ve kurumlarımızın gösterdiği büyük direniş ve dirayet, Türkiye’de saygın ve onurlu bir yaşamın geliştirmesinde anlamlı ve kıymetli bir yere sahiptir. Bu temelde kararlılığımız ve mücadelemiz daha güçlü bir biçimde sürecektir."