YJA Star Anakarargah komutanı Delal Amed 2012 yılında Türk ordusunun gerilla güçlerine yönelik imha operasyonlarının içerdiði amacı ve operasyonlar karşısında gerillanın sergilediði direniş tutumunu deðerlendirdi. YJA Star olarak öncü bir misyona sahip olduklarını ve 2012 yılı mücadelesinde YJA Star gerillalarının aktif ve öncü düzeyde rol oynadıðını, katılım biçimlerinin örnek düzeyde olduðunu belirten Amed, kadın gerillanın fedai tarzda direndiðini ve mücadele ettiðini ortaya koydu.
Delal Amed, AKP hükümetinin toplum kırımı kadın kırımı üzerinden gerçekleştirmek istediðini ve bu yüzden Türkiye ve Kürdistanda kadına yönelik şiddet, tecavüz ve taciz olaylarında artış olduðunu söyledi. 2013 yılı mücadele hedeflerine de deðinen Amed, bir kadın savunma gücü olduklarını ve dünyada kadınların özgürlük sorununun olduðunu ve yine Kürt halkının özgürlük sorununun olduðunu belirterek, halkların ve kadınların özgürlüðü saðlanmadan mücadelelerinden geri adım atmayacaklarını ifade etti. 2013 yılında mücadelelerini daha da yükselteceklerini ortaya koydu.
2012 DEVRIM HAMLEMIZI YÜKSELTTIÐIMIZ BIR YILDI
2012 yılına girerken YJA Star açısından siyasal ve askeri atmosfer nasıl görülüyordu? 2012 yılına girerken bölgenin çok yoðun mücadelelere tanıklık edeceðini mevcut siyasi-askeri atmosfer fazlasıyla göstermekteydi. Bir taraftan Batılı güçlerin bölgeye müdahale ederek, kapitalist modernite sisteminin çıkarlarına denk dizayn etme çabaları, diðer taraftan bölge halklarının mevcut statükocu rejimlerin zulmünden çektikleri karşısında bilinçlenerek, demokratik temelde özgürlükleri için ayaða kalkışları söz konusu oldu. Halkların özgürlükleri için ayaða kalkışlarını kimi çevreler Arap baharı, kimileri Halkların baharı biçiminde tanımladılar. Mısırdan, Libyaya, Tunusa en son Suriyeye kadar sıçrayan, yani tüm Ortadoðu genelinde yaygınlaşan halk ayaklanmalarının gelişerek günümüze kadar da devam eden yoðun çatışmalara sahne olduðu bir süreçti. Yaşanan bu çatışmalar gösterdi ki, bölgedeki statükocu rejimler deðişim-dönüşüme karşı her ne kadar belli bir direniş içerisinde olsalar da ya çöküşten kurtulamayacak ya da köklü bir dönüşüm yaşayacaklar. Bunun dışında farklı bir seçeneðin olmadıðı net olarak ortaya çıkmıştır. Mevcut statükocu rejimlerin eril zihniyet yapılanması gereði köklü bir dönüşümü saðlayamayacaðı gerçeðinden hareketle, çöküşü yaşamaları muhtemel görünmektedir. Bölgede yaşanan mücadelenin esasta bölgeye müdahil olan Batılı güçlerle bölge halkları arasında olduðu daha belirginlik kazanmıştır. Ancak kazananın kim olduðunun netleşmediði ve yoðunca süren bu mücadelede dış güçlerin bölgeyi istedikleri gibi yapılandıramayacakları bugün yaşanan gelişmelerden anlaşılmaktadır. Mısırda çözüm adına yapılandırdıkları rejimin halklar tarafından benimsenmediði, büyük ayaklanmalarla karşı çıkıldıðı, yine Tunusta hakeza durum böyle iken esasta da 3. Dünya Savaşı olarak yaşanan, tüm küresel ve bölgesel güçlerin üzerinde mücadele ettiði Suriyedeki mücadelenin hangi yöne evrileceði henüz belirginlik kazanmamıştır. 2012 yılı boyunca bölgede yoðun süren bu mücadelenin 2013 yılında daha da şiddetleneceði ve sonuca gideceði kesindir.
Önderliðimiz daha önceden bölgede yaşanan güncel siyasal durumun tarihsel arka planının kapitalist modernite ile demokratik modernitenin çarpışması olduðu tespitini yapmıştı. Bölgede yaşanan çelişki ve çatışmaların bu kadar keskin olması bunu fazlasıyla izah etmektedir. Kapitalist modernitenin ulus-devlet yapılanmasının çöküşünü ifade eden bu tarihsel süreç, aynı zamanda demokratik modernite paradigması temelinde halkların kendi demokratik sistemlerini inşa etme zeminini oluşturmaktadır. Halkların demokratik sisteminin hayata geçirilmesi ve bunun için gelişecek devrim mücadelesi ancak kadın öncülüðü ile mümkündür. Ýçinde bulunduðumuz yüzyıl için kadın yüzyılı olacak tespitini de yaşanan gelişmeler doðrular niteliktedir. Hakikaten bölgede halkların baharı olarak patlak veren devrimsel dalgada, devrimin öncü gücünün esasta kadınlar olduðu, kadınların aktif öncü düzeyde katılımlarından da anlaşılmaktadır. Ancak 2012 yılı devrim mücadelelerinde de görüldüðü üzere halkların özgürlüðünü kadın devrimine dayandırmayan gerek bölge güçlerinin gerekse de Batılı kapitalist sistem güçlerinin eril zihniyet yapılanmaları, devrim süreçlerinde en çok da kadınları vahşice saldırı, tecavüz ve her türlü baskı ile maðdur hale getirmektedir. Bölgede alternatif çözüm gücü olma adına oluşturulmak istenen yapılanmaların da ilk başta kadını nasıl statüsüz bırakarak köleleştireceði yönünde kendi sistemlerini kurumlaştırma çabaları bunu göstermektedir. Bunun için halkların mücadelelerine, kadın özgürlüðüne dayalı demokratik toplum paradigması ile örgütlenen güçlerin öncülüðündeki devrim mücadelesi, bölge halklarının özgürlük problemine köklü çözüm getirebileceði gibi halkların özgürlüðünü kesinleştirecektir.
Bölgede Kürtlerin konumu ve Kürdistanda halkların özgürlük çizgisini temsil eden Önder APO ve Özgürlük hareketimiz öncülüðündeki 40 yıla varan kesintisiz sürdürülen mücadele, dolayısıyla bölgede süren mücadele Kürdistan ekseninde gelişmektedir. Halkların demokratik temelde mücadelelerine esin kaynaðı olmak kadar bölgede halkların ve kadınların örgütlülüðüne dayalı direnişe öncülük edecek ideolojik-paradigmasal çizgiye sahip olan Özgürlük hareketimiz, kadın özgürlüðüne dayalı halkların özgürleşmesi lehine başarı kazanacak mücadele duruşuyla öncülük etmek durumundadır. Tüm küresel ve bölgesel güçlerin odaklandıðı Suriyede, bu yıl içerisinde gelişen 19 Temmuz Rojava Kürdistanındaki devrim hamlesi, Kürt kadınlarının öncülüðünde Kürt halkının bölgede en örgütlü ve halkların mücadelesine öncülük eden güç olduðunu kanıtlamıştır. Batı Kürdistan devrim hamlesi, Kuzey Kürdistanda süren devrim hamlesinden etkilendiði kadar etkileme özelliði ile de Kuzeyde süren devrim mücadelesini daha da tırmandırarak zirveye taşırmanın koşullarını da olgunlaştırmıştır.
TEK YOL, KÜRTLERIN KENDI ÇÖZÜMÜNÜ ÖZ GÜCÜNE DAYANARAK SAÐLAMASI
Bölge genelinde yaşanan mevcut bu durum 2012 devrim hamlesini yükseltmemizi gerekli kıldıðı gibi Kürdistanda Kürt halkına uygulanan soykırım politikaları Özgürlük hareketimizin devrim hamlesi ile sonuç almasını fazlasıyla şart kılmıştır. Bilindiði üzere Türkiyede Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü için Önder APO öncülüðünde yoðun bir mücadele içerisinde olduk. Bizzat Önder APO Ýmralıda demokratik ve barışçıl yöntemlerle sorunun çözümü için yoðun bir çaba içerisinde oldu. Ancak Türk devleti ve AKP hükümetinin bırakalım Kürt sorununu çözmeyi, Önderliðimizi, Özgürlük hareketimizi ve halkımızı tasfiye etme dışında herhangi bir çabasının olmadıðı bu mücadele sürecinde açıða çıktı. Önderliðimiz Ýmralıda gerçekleştirdiði görüşmelerle AKP hükümetinin Kürt sorununa çözüm gücü oluşturacak bir iktidar gücü olmadıðı, aksine her türlü kirli, komplovari oyunlarla hareketimizi ve halkımızı beklentiye koyarak oyalama ve tasfiye etme hesaplarının olduðunu deşifre etti. Sadece bununla da sınırlı kalmadı. AKP hükümetinin, Türkiye Cumhuriyet tarihinde en faşizan hükümet olduðunu her yönüyle ortaya çıkardı. Halk arasında Osmanlıda oyun çoktur diye bir deyim vardır. AKPnin oyunları Osmanlı saraylarındaki iktidar oyunlarını kat be kat aşacak düzeydedir. Önderliðimiz Ýmralıda Türk devleti ve AKP hükümeti ile yürüttüðü mücadele sonucunda bu hakikati ortaya çıkarıp ifşa etti. AKP hükümeti ile hiçbir çözüm adımının geliştirilemeyeceði gerçeðini ortaya çıkardı. Kürt halkının özgürlüðünün saðlanması için geriye tek yol kalıyordu, o da Kürtlerin kendi çözümünü öz gücüne dayanarak saðlamasıydı. Kürt halkının kendi çözümünü saðlamasında öncülük yapması geren güç de elbette ki Özgürlük hareketimizdi. Özgürlük hareketimiz öncülüðünde halkın kendi gücü ile çözümü saðlayabilmesi için Önderliðimiz 27 Temmuz 2011 tarihinden itibaren devletle aramızdan çekilerek günümüze kadar da devam eden direniş içerisine girdi. Önder APOnun bu tarihten itibaren Ýmralıda başlatmış olduðu direniş tutumunu son dönemlere kadar AKP hükümeti kamuoyundan gizlemeye çalıştı. Ve Ýmralıdaki direnişe karşılık olarak Önder APO üzerinde eşi görülmemiş düzeyde aðırlaştırılmış tecrit politikasını uygulamaya koydu. Belli bir süredir KCK operasyonları adı altında halkımıza yönelerek geliştirdiði tutuklama furyasını alabildiðince yoðunlaştırarak, bugün 10 bine yakın Kürt insanımız zindanlarda tutukludur. Demokratik siyaset yürüten Kürt siyasetçilerini her türlü hakaret, baskı politikasıyla sindirerek kendi çizgisine çekmeye çalışmış, direnenleri ise tasfiye etmeyi hedeflemiştir. Bunun yanı sıra halkımızın savunma gücü olarak örgütlenen gerilla güçlerimize karşı NATOnun en gelişmiş teknik desteðini arkasına alarak imha operasyonlarını yoðunlaştırmıştır. 2011 yılı yaz sonunda Ýran devleti ile anlaşarak Kandilde gerilla güçlerimize karşı ortak bir imha operasyonu geliştirdiler. Bu imha operasyonu gerilla güçlerimizin büyük direnişi ile karşılaşınca Ýran ve Türk ordu güçleri geri çekilmek zorunda kalmış ve AKP hükümeti gerilla güçlerimizi kış sürecinde imha etme üzerine hesap ve hazırlık içerisine girmiştir. 2011 kışında Türk ordusu teknik donanımına aðırlık vererek gerilla güçlerimizin üslendiði yerleri tespit etmeye çalışarak buraları hedef yapıp imha operasyonlarını yoðunlaştırdı. Garzanda YJA Star güçlerimizin bulunduðu bir üslenme yeri, yine Erzurum, Dersim, Cudi ve Besta alanlarındaki bazı üslenme yerlerimize bu tarzda imha yönelimleri gerçekleştirdi. Kar-kış koşullarına raðmen bu alanlardaki gerilla güçlerimiz son mermisine kadar düşman güçleri ile çatıştı ve düşmana çok aðır kayıplar verdirerek şahadete ulaştılar. Yaşanan çatışmalarda bizim gerilla şahadetlerimizin onlarca kat fazlası Türk ordusunun kayıpları oldu. Ancak bir özel savaş hükümeti olan AKP hükümeti mevcut savaşa halkını ve ordusunu motive etmek için kendi kayıplarını gizlemiş ve halkımızın moral-motivasyonunu bozmak için yoðun psikolojik savaş yürütmeyi esas almıştır. Yürüttüðü imha operasyonları ve psikolojik savaşta özellikle YJA Star güçlerimizi hedef aldı. Kürt halkını özgürleştirmeyi kadın özgürlüðüne dayandıran Özgürlük hareketimizin YJA Star kadın gerilla güçlerimizi tasfiye etmeyi hedefleyerek, bir halka soykırım uygulamak için özel savaş uygulamalarının temelini oluşturan önce kadını vurun politikasını hayata geçirerek sonuç almayı hedefledi. Garzanda YJA Star gerilla güçlerimizden 15 kadın yoldaşımızın konumlandıðı yere imha operasyonunun yanı sıra Kandilde bir YJA Star kadın gerilla birliðimizin üslenme yerine geliştirdiði hava bombardımanı vb. tarzındaki yönelimleri bu politika sonucunda gelişti. Yine psikolojik savaşı en fazla kadın gerillalarımızın şahadetleri üzerinden geliştirerek, her türlü karalama ve manipüle yöntemlerini esas aldı.
Türk devleti ve AKP hükümeti gerilla güçlerimizi imha etme yönelimleriyle sınırlı kalmayıp sivil insanlarımızı da katletmekten geri durmadı. Defalarca Kandil alanındaki sivil halkımıza dönük geliştirdiði hava operasyonları ve yine özellikle Uludere-Roboskide 34 gencimizi katlederek bir fiziki soykırıma daha imza attı. Türk devleti ve AKP hükümetinin Kürt halkımıza karşı uyguladıðı politikaları, tarihte eşi ve benzeri görülmemiş zulüm ve faşizm olarak tanımlamak abartı olmayacaktır. Elbette ki Türk devleti ve AKP hükümetinin bu zulüm ve soykırım politikalarına karşı Kürt halkı ve halkın savunma gücü olarak sessiz kalacaðımız beklenemezdi. 2011 yazından itibaren hem varolan bu saldırılara karşı kendini koruma hem de Önderliðimizin ve halkımızın özgürlüðünü saðlamak için tek yol olarak bırakılan, gerillanın devrimci halk savaşı hamlesiyle bu sürece cevap olmaya çalıştık. 2011 yazında Devrimci halk savaşı hamlesine başlarken gerilla güçleri olarak belli bir hazırlık içerisinde olduk. Bu hazırlıklarımızın sonucu olarak bir askeri eylemsellik düzeyi de ortaya çıktı. Sonuç almaya yeterli miydi? Elbette ki hayır. Ancak kısmi düzeyde olsa dahi ortaya çıkan askeri eylemsellik düzeyimiz AKP hükümetini şoke etti. Sadece AKPyi de deðil, dost-düşman birçok çevre Özgürlük hareketimizin bir daha etkili bir savaş yürütebileceðine inanmıyordu. Gerilla güçlerimizin ortaya çıkardıðı savaş düzeyi, varolan bu atmosferi tümden deðiştirerek aslında Kürtler isterse kendi çözümlerini saðlayabilecek güçte olduðunu dost-düşman herkese gösterdi. Bilindiði gibi 2011 kış sürecinde çok yoðun çatışmalar yaşandı. Yaşanan çatışmalarda kendi teknik donanımına güvenerek sonuç alacaðına inanan Türk ordusu şu gerçeði çok net gördü; kışın metrelerce kar yerde iken ve hareket koşullarını oldukça zorlaştırırken, sınır hatlarında en üst düzeydeki teknikle koruyup takibe aldıðı tepe ve karakollarına dahi gerilla güçlerimiz girip yerle bir edebildi. Hakkari-Çelede gerilla güçlerimizin kışın gerçekleştirdiði harekat bunun kanıtıdır. Yine üslenme yerlerimize karşı geliştirdiði imha operasyonlarında gerilla güçlerimizin metrelerce kar ve kış donduruculuðuna raðmen günlerce direniş sergilediðini artık Türk ordu güçlerinin kendisi bile itiraf etmek zorunda kalmıştır.
Böylesi bir atmosferde 2012 yılına girdik. 2012 yılı mücadelesinin hem bölge hem Kürdistanda çok şiddetli geçeceðini 2011 yılı boyunca yaşanan gelişmeler göstermekteydi. Türk devleti ve AKP hükümetinin Kürt halkına dönük başlattıðı topyekun savaş konsepti istedikleri biçimde sonuç almamış, dolayısıyla başlattıkları bu karşı saldırıyı 2012 yılında tamamlamak isteyecekti. Diðer taraftan Kürt özgürlük hareketi olarak, varlıðını koruma ve özgürlüðünü saðlamak için başlattıðımız devrimci hamle henüz hedeflenene ulaşmamışken, 2012 yılı boyunca bu mücadeleyi başarma hedefiyle mücadeleyi yükselterek sonuç almak bizim açımızdan gerekliydi. 2012 yılına giriş yaptıðımızda ölüm-kalım sürecini ifade eden çok keskin bir mücadelenin yaşanacaðı bir hakikat olarak önümüzde durmaktaydı.
2012 mücadele yılının öncülük misyonunu üstlenerek başarıyı hedefledik
2012 yılında Kürt mücadelesinde YJA Stara düşen rol neydi? Kendinize nasıl bir rol biçiyordunuz? 2012 yılı mücadelesine biz özgürlük hareketi olarak, devrimci halk savaşı ile Önder APOnun özgürlüðü ve Kürt halkının demokratik özerk statüye kavuşmasını hedefleme temelinde rol biçtik. Kendi çözümümüz olan devrimci halk savaşı hamlesiyle, gerilla güçlerimiz öncülüðünde tüm mücadele dinamiklerimizi harekete geçirerek varlıðını koruma ve özgürlüðünü saðlama hamlesini gerçekleştirmeyi hedefledik. Bu hedef temelinde 2012 yılı mücadelesine yüklendik. Bu hedef ve amaç, genel özgürlük hareketimizin olduðu kadar özgün olarak YJA Star gerilla güçlerimizin de temel amacı ve hedefidir. YJA Star kadın gerilla gücü olarak, özgürlük hareketimizin temel hedefi olan Önder APOnun özgürlüðü ve Kürdistan devrimini gerçekleştirme bizim de temel amacımız olup, aynı zamanda varlık ve mücadele gerekçemizdir. Ancak özgürlük hareketimizin de özü ve mayası olan Kürdistan devriminin, kadın özgürlük devrimi ve öncülüðüne dayalı gelişeceðinin bilincinde olan bir hareketiz. Kürdistan devrimine giden yol olan kadın özgürlük devrimi özgün yoðunlaşma, örgütlenme ve çabaları şart kılmaktadır. Kadın özgürlük sorununun sadece genel mücadele amaçları ile sınırlanmış bir mücadele düzeyi ile çözülmesi mümkün deðildir. Cins olarak kadınlara içerilmiş köleliðin tarihsel ve toplumsal bir temele dayanan farklılıkları olduðundan, özgün olarak kadının özgürlük problemi üzerinde durmak ve toplumun özgürlüðü için bu noktadan çıkış yapmak şarttır. Özgün örgütlenmemiz ve kendimizi kadınların ve halkın meşru savunma gücü olarak silahlı gerilla ordusu olarak örgütlememiz bu gereksinimden kaynaklanmıştır. Devrim mücadelesini geliştirdiðimiz böylesi bir süreçte Kürt halkının ve Önder APOnun özgürlüðünün kadın devriminden ve öncülüðünden geçtiðini bilerek ve inanarak, YJA Star kadın gerilla güçleri olarak devrim hamlesine öncü düzeyde katılmak ve devrimi gerçekleştirme hedefiyle kendimizi hazırlayıp planladık.
Önder APOnun Ýmralıda Kürt sorununun demokratik-barışçıl yöntemlerle çözümünde ısrarlı çabalarına raðmen Türk devleti ve AKP hükümetinin çözümsüzlük ve tasfiye politikalarını dayatması karşısında Kürt halkının kendi çözümü olan devrim hamlesi gündemimizde oldu. 2010 yılından itibaren bu yönlü tartışma ve hazırlıklar içerisinde olduk. Ancak ilk olarak resmi düzeyde 2011 Şubat ayında gerçekleştirdiðimiz YJA Star 5. Konferansında içinde bulunduðumuz süreç gelişmelerinin devrim hamlesini geliştirmeye evrileceðini öngörerek, devrim hamlesinde kararlaşma, buna göre planlama ve mevzilenmemizi somutlaştırdık. YJA Star 5. Konferansımız, YJA Star gerilla güçlerimizin özgün olarak devrim hamlesi sürecini başlatma kararlılıðı, planlaması ve mevzilenmesini içeriyordu. Ardından gerçekleştirdiðimiz HPG 6. Konferansında da, HPG güçleri olarak devrim sürecinde kararlaşma, planlama ve mevzilenmemizin yanı sıra devrim hamlesinde gerillacılık tarzı, ruhu, vuruş tarzı, hedefleri vb. içeren konuları somutlaştırdık. Ve gerilla güçlerimiz açısından bu dönemin temel şiarını 24 saat Önder APO ile yaşam, 24 saat gerillacılık olarak belirledik. HPG güçleri olarak bu kararlaşma düzeyinde, YJA Star gerilla güçlerimizin 5. Konferansında ulaştıðı düzeyin etkisi oldu.
YJA Star gerilla güçlerimizin genel gerilla güçlerimiz üzerindeki etkileyiciliði, HPG güçlerimizin böyle bir kararlaşma ve planlamayı ortaya çıkarmasında belirleyici oldu, bu noktada gereken öncülük rolünün oynandıðını belirtebilirim.
Mevcut bu planlamalar doðrultusunda 2011 yaz sürecini karşıladık. Zaten 27 Temmuz 2011 tarihinde Önder APOnun, ben aradan çekiliyorum. PKK de, devlet de ne yapacaksa yapsın diyerek Ýmralıda direniş içerisine girmesi, devrim hamlesini geliştirme zeminini oluşturarak, gerilla güçlerimizin bu temelde mücadele yürütmesinin ve planlamalarımızı hayata geçirmenin önü açılmış oldu. 2011 yaz sürecinde HPG ve YJA Star gerilla güçleri olarak devrimci halk savaşı hamlesini başlattık. Bu çerçevede gelişen önemli bir askeri eylemsellik düzeyi oldu.
Kürt toplumsal gerçekliðimizde varolan, devrimi geliştirecek fetihçi ruh ve tarzın yerine tarihsel temelleri olan direniş kültürü öne çıktıðından, gerilla savaş tarzımıza damgasını vuran kendini ve deðerlerini savunma anlayışı oldu. Bu savaş tarzı da görkemli bir direnişi ortaya çıkarıyor ancak devrim yapmaya yetmemektedir. Aslında Önder APO böylesi bir sürece girerken bizleri PKKnin bir direnme tarzı var, ancak devrim yapmaktan korkuyor biçiminde uyararak buna işaret etmişti. 2011 sürecinde ortaya çıkan pratik gerçeklik Önder APOyu doðrular niteliktedir. Gerilla güçlerimiz açısından da büyük bir tecrübeye dönüştü.
Düşmanın yönelimleri karşısında büyük bir direniş sergilendi ve yoldaşlarımız, bir taraftan APOCU fedai ruhun her daim canlılıðını koruduðunu ve bu fedai ruhun yenilmezliði kadar ardıllarını da sürekli besleyerek oluşturduðunu ortaya koydular. Diðer taraftan ise fedai yoldaşlarımızın şahadetleri düşmana karşı kin ve öfke ile intikam duygusuna dönüştü. Özgürlük hareketi olarak biz bir intikam hareketiyiz. Geriliðe, zulme, baskıya karşı kin, öfke ve intikam duygularını örgütleyerek örgüt gücüne dönüştürüp, düşmanına yönelten bir halk hareketiyiz. Bizim çıkış gerekçemiz ve özümüz budur. Herhalde AKPnin ve Türk ordusunun zulmüne boyun eðmeyeceðiz. Gerilla güçlerimiz böylesi bir ruhla 2012 devrimci halk savaşı sürecini karşıladı. Bir de yürütülen pratiðin ortaya çıkardıðı ciddi bir tecrübe düzeyi oluştu. Devrimci halk savaşı hamlesi gerillacılıkta yeni bir adımdı. Kış süreci koşullarında dahi gerillacılık yaparak kendini savunma ve düşmanını vurmada önemli bir tecrübe düzeyi gelişti. Elbette ki yeni dönem tarzına yabancılıktan kaynaklı pratikleştikçe gerillacılıkta belli hata ve yetmezlikler de ortaya çıktı. 2011-2012 kış sürecinde bir de hata ve yetmezliklerimizin güçlü özeleştirisi temelinde kendimizi yeniden yapılandırdık. Buna göre yeniden yapılandırılan gerilla güçlerimizin örgütlendirilmesi ve mevzilenmesi gelişti. Özgürlük hareketimizin özgün bir yanı da şu noktadadır: Hata ve yetmezlikler karşısında pes ederek geriye çekilen, yenilgili ruh halini kesinlikle kabul etmeyen, hata ve yanlışlıkları güçlü bir özeleştiri ile tecrübe, güce dönüştürerek kazanmasını bilen bir hareketiz. Önder APO beni öldürmeyen acılar güçlendirir derken bu gerçekliðe işaret etmektedir. Belirttiðim tüm bu hususlar HPG ve YJA Star güçleri olarak 2012 bahar sürecine girerken mücadele gerekçelerimizi oluşturmakla birlikte hazırlık düzeyimizi de içermektedir. YJA Star gerilla güçleri olarak yürüttüðümüz bu genel hazırlıklarla devrimci halk savaşı hamlesinde öncülük rolünü oynamanın yanı sıra kendi özgün güç ve örgütlülüðümüze dayanarak da eylemsellik içerisinde olmayı esas aldık.
YJA STAR GÜÇLERIMIZ MEVZILENDIÐI HER ALANDA BÜYÜK BIR GERILLA DIRENIŞI YARATTI
Açıklamalarınıza yansıdıðı kadarıyla devrimci harekatlara YJA Star güçleri de aktif bir biçimde katıldı. Yoðun bir eylemsellik içerisinde olduðunuz yapmış olduðunuz günlük açıklamalara da yansıyordu. Gerillalarınız mevzilendiði alanlarda Türk ordusuna karşı nasıl bir savaş yürüttü? Delal Amed: 2012 yıl boyunca Devrimci hamle kapsamında gerilla güçlerimizin öne çıkan eylemsellik düzeyi Zagros, Botan ve Dersim alanlarına kadar araziyi denetime alarak alan hakimiyeti geliştirmekti. Bu çerçevede Oramar-Şıtaza, Çele-Rındıke, Beytüşebap, Şemzinan ve Amed, Dersim, Serhat alanlarını da kapsayan devrimci harekatlar gelişti. Gelişen bu devrimci harekatlarda YJA Star gerilla güçlerimiz, hazırlıklarından tutalım eylemleri gerçekleştirmeye kadar aktif öncü düzeyde katılarak yer aldılar. Oramar-Şıtaza devrimci harekatı, Ezda, Berîtan, Faraşîn ve Xemlîn arkadaşlarımızın fedaice katılım ve öncülüklerinde gerçekleşti. Çele-Rındıke devrimci harekatında yer alan Jîn yoldaşımız harekat esnasında yaralanıyor, ancak eylem yerinden ayrılmayarak, düşmanın toplu bulunduðu bir esnada kendisini içlerinde patlatarak şahadete ulaştı. Jîn yoldaşımız Zilan fedai çizgisinin bir devamcısı olarak tam bir kahramanlık örneði sergiledi. Beytüşşebap devrimci harekatı Revan arkadaşın komutasında gerçekleşti. Şemzinan devrimci harekatı ile bilindiði gibi aylarca alan denetimi gerilla güçlerimiz tarafından saðlandı. Türk devletinin adeta bir namus meselesi gibi baktıðı ve defalarca karşı saldırılarla alan hakimiyetini gerilla güçlerimizin denetiminden çıkarmak için çabalamasına raðmen gerilla güçlerimiz büyük bir direnişle alan denetimini bırakmadılar. Bu harekat da başta Sarina yoldaşımız olmak üzere YJA Star gerilla güçlerimizin öncü düzeyde katılımlarıyla gerçekleşti. YJA Star gerilla güçlerimizin bu harekatlara katılımı aktif ve öncülük düzeyinde gerçekleşti. Savaşa öncülük düzeyindeki bu katılım biçimi, YJA Star gerilla güçlerimizde savaşı komuta etme ve yürütmede büyük bir tecrübe düzeyini açıða çıkardıðı gibi taktik yetkinlik ve yaratıcılıðı da geliştirdi. Bir de YJA Star gerilla güçlerimizin fedaice katılımı, genel olarak HPG güçleri içerisinde teşvik edici ve sürükleyicilik etkisiyle de önemli bir rol oynamıştır.
Yıllık bilançomuzda bu yıl içerisinde geliştirdiðimiz özgün eylem sayısını ayrıntılı bir biçimde kamuoyuyla paylaşacaðız. Fakat YJA Star güçlerimizin bu yıl pratiðine katılımını sadece bu özgün eylemlerle ele almak, daraltan bir yaklaşım olur. YJA Star gerilla güçlerimizi HPGden ayrı düşünmek yanlıştır. HPG içerisinde özgün örgütlenen bir güç olmakla bu özgünlüðüyle HPGnin öncü gücü olup, HPG nin kendisidir. Bu nedenle devrim hamlesi sürecine HPG güçlerimizin katılımı ve geliştirdiði eylemsellik düzeyi aynı zamanda YJA Star gerilla güçlerimizin katılımı olmaktadır. YJA Star gerilla güçleri olarak geliştirdiðimiz özgün eylemler HPG güçlerinden ayrı sadece YJA Star güçlerimizin kendi gücü ve özgün örgütlenmesine dayalı olarak geliştirdiði eylemler olmaktadır. Özgün eylemsellik düzeyimiz, YJA Starın özgür kadın ordusu olarak, kendi özgücü ile hedef çeşitliliði kapsamında savaşı geliştirebileceðinin ve içinde bulunduðumuz devrim sürecinin halkın özgürlük devrimi olduðu kadar kadının özgürlük devrimi olduðunu göstermektedir. Kadınların özgürlük devrimini geliştirebilecek bir ordu gücüne sahip olduðunu ve kadınlara karşı geliştirilecek her türlü saldırıya karşı kadınları savunacaðını ortaya koymaktadır. Özgün eylemselliðe bu süreçte bu düzeyde önem vererek geliştirmemiz bu nedenledir.
YJA Star gerilla güçlerimizin Kürdistanda belli bir mevzilenmesi bulunmaktadır. Zagrostan Dersime kadar uzanan bir mevzilenmeye sahibiz. Savaşı geliştirirken mevzilendiðimiz alanın koşullarına göre bir savaş tarzını yürütmeyi esas aldık. Arazi denetimini saðlayabildiðimiz alanlarda, alandaki düşman gücünü vurup gerilla tarzında belli bir zamana yayılan hareketli savaşı geliştirerek bu alanda mevzilenip konumlanmayı esas aldık. Düşman güçlerinin de, gerilla güçlerimizin de yarı yarıya denetim saðladıðı alanlarda ise, kendi kırsaldaki mevzilenmemize dayanarak düşman hedeflerine dönük yaygın gerillacılıðı esas alarak eylemsellik içerisinde olduk. Tümden düşmanın hakim olduðu merkezlerde ise, -buralar şehir merkezleri veya düşman güçlerinin merkezi olarak konumlandıðı hedefler olmaktadır- gerilla güçlerimizin bu düşman hedeflerinin içerisine girip eylem yaparak düşman güçlerini vurup çıkması tarzındaki bir savaşı esas aldık. Dikkat edilirse yıl boyunca gelişen eylemsellik düzeyimizde hem hedef çeşitliliði hem taktik zenginlik, hem de sonuç alıcılık göze çarpan hususlardı.
KADIN KIRIMI ÜZERINDEN TOPLUMU KIRIMDAN GEÇIRMEKTEDIR
Türkiye toplumundan kadına yönelik şiddetin dozunda bir artış söz konusu. Kadına yönelik bu şiddet kültürünün artışını neye baðlıyorsunuz? Burada siyasal iktidarın rolünü nasıl görüyorsunuz? Kadın ordusu olarak kadın üzerindeki bu baskılara ve şiddet uygulamalarına dönük tavrınız ve tepkiniz nasıl olacak? Türkiye toplumunda ve Kürdistanda genel olarak AKP hükümetinin iktidar sürecinde topluma ve kadınlara yönelik şiddet uygulanmasında ciddi bir artış yaşanmaktadır. Önü alınamazsa, mevcut şiddet düzeyi toplum kırım ve kadınların kırımı gibi bir sonucu kesinlikle doðuracaktır. AKP hükümetinin iktidar dönemi Türkiye toplumu açısından tam bir baş aşaðı gidiş sürecidir. Türkiyede darbe dönemlerinde bile bu denli faşizan uygulamalar topluma, özellikle de kadınları hedefleyen karşı saldırılar gelişmemiştir. Bu elbette ki mevcut iktidarın iktidarcı kültürü ve eril zihniyet yapılanmasının ortaya çıkardıðı bir sonuçtur. Ýktidarlar, gücünü toplumu köleleştirmeden, özellikle de toplumu ayakta tutan kadınların köleleştirilmesinden alırlar. Toplumu ve kadınları baskıyla tahakküm altına alarak ve yaratımlarına el koyarak kendilerini iktidar gücü yaparlar. AKP hükümetinin ne denli iktidarcı olduðu önüne koymuş hedeflerden de anlaşılmaktadır. Tüm siyasetini kendini iktidar gücü ve kurumlaştırma üzerine yapmaktadır. Bu, 2023 yılına kadar Türkiye Cumhuriyetinin yüzüncü yıldönümünü kendi iktidarıyla biçimlendirmek istediðinden de anlaşılmaktadır. AKP hükümeti bu iktidarcı politikalarını gerçekten de Türkiye ve Kürdistan toplumunu sürü gibi gütmeye dayandırarak geliştirmek istemektedir. AKP hükümetinin iktidar gücü toplumun tüm gözeneklerine sızmaya çalışmakta, dincilik, bilimcilik, milliyetçilik ve cinsiyetçilik gibi ideolojik argümanları kullanarak toplumu kendi iktidar çıkarlarına göre yönlendirip adeta uyuşturmaktadır. Dikkat edilirse, Türkiyede muhalefet ya da demokratikleşme adına herhangi bir refleks yoktur, kalmamıştır. Türkiyenin askeri darbe dönemlerinde bile demokratik refleksleri olan bir gençlik vardı. AKP iktidarı döneminde toplumun temel dinamikleri olan ne gençlik, ne kadın herhangi bir kesimde kıpırdanış yoktur.
Dincilik, bilimcilik, milliyetçilik gibi ideolojik argümanları yoðunca kullanmakla birlikte esasta cinsiyetçiliði toplumda hakim kılarak, kadınlara dönük vahşet düzeyine varacak cinayet, tecavüz olayları, her türden şiddet, baskı uygulamalarını yoðunlaştırarak, kadın kırımı üzerinden toplumu kırımdan geçirmektedir. Türkiyede haberleri dinlemek için bile büyük metanet gerekir. Gün yok ki, kadınlar öldürülmesin, tecavüz edilmesin, şiddet-baskı görmesin. Ortaya çıkan tablo çok korkunç, hayret vericidir. Kadınlar sadece direkt mevcut sistemin baskılarına maruz bırakılmıyor, toplumda iktidar olduðu yanılgısına kapılarak, kışkırtılan erkeðin saldırılarına maruz kalmaktadır. Evde, işyerinde, sokakta her an kadınlar erkek baskısıyla yüz yüzeler. Bu durum AKP hükümetinin işine gelmektedir. Bir taraftan kendi sisteminin kölesi haline getirdiði erkek gerçekliði diðer taraftan da bu erkek eliyle kadınlar üzerinde geliştirdiði tecavüz kültürü ile tüm toplumu kendi iktidar çıkarlarına göre kullanmakta ve yönlendirmektedir.
Mevcut bu politikalar sadece Türkiyeyi etkilemiyor. Kendi toplumuna yaptıðının binlerce kat fazlasını Kürdistanda Kürt kadınlarına dönük olarak geliştirmektedir. Kürdistanda AKPnin polis teşkilatı her gün onlarca Kürt kızını ajanlaştırmak için düşürerek, fuhuşa sürüklemekte, uyuşturucuya alıştırmakta, bu oyuna gelmeyen bilinçlenip, direniş sergileyenleri ise polis copları altında şiddet ve baskılarla öldürmekten çekinmemektedir. Demokratik talepler doðrultusunda serhıldanlarda olan analarımız, genç kızlarımız sokaklarda coplanarak, işkencelere maruz kalmakta, katledilmektedir. Demokratik siyaset yapmak isteyen Kürt kadın siyasetçilerimiz her türlü hakarete maruz kalmakta, tutuklanarak zindanlara doldurulmaktadır. Zaten AKPnin bu kirli oyunlarını kendi vekilleri açıkça ifade etmektedir. Genç kızlarımız, hatta Kürt çocukları için, sisteme başkaldıracaklarına ya da daða çıkacaklarına fuhuş yapsınlar daha iyi diyerek, Kürdistandaki okulları fuhuş ve uyuşturucu merkezlerine dönüştürmekteler. AKPnin genel olarak Kürt politikası karılaştırmadır. Bunu Kürt kadınları üzerinden geliştirmek istemektedir. AKP yetkilileri bunu açık ifade ettiler; her Türk erkeði ikinci karısını Kürtlerden alsın, metresi yapsın biçiminde dillendirdiler. Bunu sanal alemde çeşitli TV. programları ve dizilerle her gün topluma empoze etmeye çalışmaktadır. Kürt kadınını kendi kimliðiyle bir insan olarak deðil de kendi metresi, kapatması olarak özüne yabancılaştırılmış olarak kabul etmekte ve bununla Kürt toplumunu karılaştırmak istemektedir.
AKP IKTIDARI VE KURUMLAŞMALARI BIZIM IÇIN HEDEFTIR
YJA Star kadın gerilla ordusu olarak başta Kürdistan ve Türkiye olmak üzere Ortadoðuda kadınlara dönük gelişen bu yönelimler, bizim çıkış ve mücadele gerekçemizi oluşturmaktadır. Kadınlar üzerinde gelişen bu saldırılara karşı kadınları savunmak ve kadınların savunma gücü olarak kadın özgürlüðünü geliştirerek, toplumu özgürleştirmeyi hedeflemekteyiz. 2012 yılı devrim mücadelesi Kürdistan devrim mücadelesi olduðu kadar aynı zamanda kadın özgürlük devrimi mücadelesiydi. Bu nedenle devrim mücadelesini öncü düzeyde sahiplenerek geliştirmeye çalıştık. Türkiye iktidar gücü AKP hükümetinin kadınlar üzerinde geliştirdiði politikalar nedeniyle AKP ve kurumlarını askeri eylemlerimizle de hedefledik. AKP iktidarı ve kurumlaşmaları bundan sonrası için de bizim için hedeftir. Mevcut iktidar ve kurumlaşmalarına karşı, kadınlar ve toplumun özgürlüðü saðlanıncaya kadar, ideolojik-siyasi-askeri ve sosyal alanda mücadelemiz devam edecektir.
AKP ÖZGÜRLÜK HAREKETIMIZI BITIRME IÇIN ÖZELLIKLE YJA STAR GÜÇLERIMIZE YÖNELDI
AKP hükümetinin özel savaş politikaları kapsamında kadın gerillalara yönelik yoðun bir yönelim içerisinde olduðu görülüyor. Özellikle kadın gerilla kamplarının hedef alındıðı, yine kadın gerilla kayıplarınız üzerinden kara propaganda ile toplum üzerinde olumsuz bir etki yaratılmak istendi. Bu yönlü sizin de açıklamalarınız oldu. AKP hükümeti ve Türk ordusunun kadın gerillalarınıza bu tarz yönelimini nasıl yorumluyorsunuz? Burada medyaya biçilen rolden de bahseder misiniz, Türk medyasının savaşı çarpıtarak Türkiye toplumunu yanıltmasını nasıl deðerlendiriyorsunuz? AKP hükümeti bir özel savaş hükümetidir. Özel savaşın bir toplumu bitirmek için kullandıðı en temel argümanlardan biri önce kadınları vurun politikasıdır. Amerikan istihbarat örgütü CIA özel savaş uygulamalarının başıdır. Türkiye iktidarı, özel savaş yöntemlerini bunlardan öðreniyor. Bir dönem önce kadınları vurun politikasını temel slogan haline getirip, üzerine sayfalarca kitaplar yazdılar. Önder APOda CIAnin bu sloganına karşılık önce kadınları kurtarın diyerek, kadın özgürlük sorununu stratejik düzeyde ele alıp kadınların özgün örgütlenme perspektifini geliştirdi. YJA Star kadın gerilla ordusu olarak kadınların kurtarılarak özgürleştirilmesi bizim temel yaklaşımımızdır. Türk devleti ve AKP hükümeti CIAdan öðrendiði önce kadınları vurun özel savaş yöntemini, Kürt halkına ve özgürlük hareketimize karşı yoðunca kullanmaktadır. Erdoðan boşuna kendi polis ordusuna kadın da olsa, çocuk da olsa gereken müdahale gereken yerde yapılacaktır demedi. Vurulması gerekenlerin en başına da kadın ve çocukları aldı. Bunu en temel politikası olarak alıp uygulamaya koymaktadır. Toplumu bitirmek için toplumdaki kadınları hedef almanın yanı sıra özgürlük hareketimizi bitirmek için de YJA Star kadın gerilla güçlerimizi hedefledi. Garzan, Kandil vb. birçok alanda YJA Star birliklerimize imha yönelimleriyle saldırı geliştirdi. AKP hükümeti şunu çok iyi hesaplamaktadır; Kürt toplumunun namus olgusu olarak ele aldıðı kadına saldırı, toplumun onuruna ve tüm deðerlerine saldırıdır. Bunun üzerinden toplumumuzun tahammül sınırlarını zorlayarak, toplumu teslim alacak. Bir de psikolojik savaşı en etkin kullanan medyasını da kullanarak, her türlü karalama ve Özgürlük hareketimize karşı geliştirdiði anti-propaganda ile toplumumuzu etkilemeyi hesapladı. Bunun için gelişen bu saldırılarda kadın yoldaşlarımızın şahadetleri üzerinden politika yaparak işte erkek arkadaşları yardım etmedi, kadınları tek başına ölüme terk ettiler tarzında yalanlarla toplumu manipüle etmeye çalıştı. AKPnin üzerinde politika yaptıðı Garzanda direnerek şehit düşen kadın yoldaşlarımız, özgün örgütlenen bir birliðimizdi ve fazlasıyla askeri deneyim ve tecrübeye sahipti. Zaten kış-kar koşullarına raðmen günlerce gelişen saldırı karşısında fedaice direnmeleri ve düşman gücüne kayıplar verdirmesi bundan ileri gelmektedir. YJA Star gerilla güçleri olarak bu tarzdaki özgün örgütlenen birliklerimiz vardır ve savunma gücünü göstermek kadar düşmanını vuracak tarzda örgütlenmiştir. Özgürlük hareketimizin ve toplumumuzun saðduyusu ile AKP hükümetinin bu yalana dayanan karalama politikası boşa çıkarılmıştır, toplumumuz bu yalan anti-propagandalara inanmamaktadır. Kürt halkı, özgürlük hareketimizi iyi tanımaktadır. Özgürlük hareketimizin kadın gücünü ele alışı ve oluşturduðu yaşam biçimiyle halkımızın güvenini kazandıðı kadar, kadın yaklaşımı ve yaşam tarzıyla dost-düşman tüm çevrelerin ilgi odaðı olmaktadır. Toplumda insanlar saldırıya maruz kalacak diye kızlarını dışarıya çıkarmaktan, sistemin okullarına veya kurumlarına göndermekten çekinirken, kendi elleriyle kızlarını getirip özgürlük hareketimize teslim etmektedir. Yaşamının garantide olacaðını ve özgürlük mücadelesini yürüteceðine inanarak, özgürlük hareketimize katılan kızlarından başları dik, onur duymaktadır.
Elbette kadın yoldaşlarımızın bu çatışmalarda şahadetleri toplumumuza ve gerilla güçlerimize aðır geldi. Bilindiði gibi Garzanda 15 kadın gerilla yoldaşımızın şahadeti gerçekleşince, Antalyada Günaydın Yaman isimli bir Kürt kızımız bedenini ateşe verdi. Bir Kürt kızının bedenini ateşe verecek kadar büyük yürekli olması, AKP hükümetinin vahşetine gösterdiði öfke ve tepkinin yansımasıdır. Zaten bu genç arkadaşımız ardında bıraktıðı mektubunda bunu açıkça ifade etmişti. Yine kadın gerilla güçlerimize karşı gelişen bu saldırılar, Türk ordusu ve AKP hükümetine karşı hem HPG hem YJA Star gerilla güçlerimizde büyük öfke ve intikam duygusuna yol açmıştır. Bu yoldaşlarımızın şahadetini intikam gerekçesine dönüştürerek kendimizi büyük direnmeye ve savaşa hazırladık. Devrim hamlesinde güçlerimizde ortaya çıkan fedai ruh ve tarz bu yaşanan şahadetlerden alınan moral ve motivasyonun yarattıðı güçtür. AKP hükümetinden fazlasıyla bu şahadetlerin hesabını sorduk, sormaya devam edeceðiz. Garzandaki olayda kullandıkları işbirlikçi-ajan kişileri de nereye kaçarsa kaçsın, yakalayıp soruşturduktan sonra cezalandırdıðımızı tüm kamuoyu bilmektedir.
TÜRK MEDYASI ÖZEL SAVAŞIN ÖNEMLI BIR PARÇASIDIR
Kürdistanda çok şiddetli bir savaş yürüyor, özellikle 2012 yıl mücadelesinde hemen her gün çatışmalar yaşandı. Yaşanan bu çatışmalarda Türk medyası, her gün bizim yüzlerce kaybımız olduðunu, Türk ordusunun büyük başarılar kazandıðını, kendi kayıplarını gizleyerek kayıp vermedikleri biçiminde lanse etmektedir. Türk medyasının verdiði bilançoya göre bizim özgürlük hareketi olarak gerilla gücümüzün defalarca bitmiş, kalmamış olması gerekirdi. Fakat tüm kamuoyu da bunu çok net biliyor ki binlerce gerillamız daðlarda Türk ordusunun saldırılarına karşı savaş yürütmekte ve kendisini geliştirerek büyütmektedir. Gerilla güçlerimize karşı esas savaşı yürüten Türk ordu gücü, paralı askerlerden oluşmaktadır. Dikkat edilirse paralı askerlerin hiçbirisinin ölümü basına yansıtılmadı. Ýlginçtir, yaşanan çatışmalarda en önde olan paralı askerlerin hiçbirisine bir şey olmamış gibi kamuoyu aldatılmaya çalışılıyor. Diðer taraftan her gün onlarca asker cenazesi Türkiyeye gidiyor. Kimisine kaza ile oldu denilerek ya da bu son dönemlerde de basına sızdıðı kadarıyla asker intiharlarında bir artışın olduðundan söz ediliyor. Yani belli deðildir, ölüler çoktur, dönem dönem farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Bir ara tam bir skandal durum yaşandı. Yaşanan bir çatışmada resmi olarak kendi kayıplarının isimlerini vermişlerdi. Ýsmi açıklanan bir askerin ailesi cenazesine sahip çıkmak için gittiðinde cenazeler içerisinde kendi çocuðunun cenazesini bulamamıştı. Ancak çocuðu ölmüştü, herhalde gizledikleri cenazelerin arasındaydı. Bu olay basına yansıdıðı için belirtiyorum. Kaldı ki yüzlercesi basına yansımamakta, gizli tutulmaktadır.
AKP hükümeti özel savaşı geliştirirken temel dayandıðı güçlerden biri medya ordusudur. Dünyanın hiçbir yerinde bu denli iktidara güdümlü medya yoktur. Türkiye Cumhuriyeti anayasasına basın özgürlüðü diye bir yasa da koymuşlar. Devletin tüm kurumlarında olduðu gibi yasaların tümü sözde kalmaktadır. Türkiyede her şeyin başı AKP hükümeti, özelde de Erdoðandır. Kendi iktidar gücünün propagandasını yaptırmak kadar kendi dışındaki herkesi ve her şeyi karalamak için medyayı etkince kullanmaktadır. Özellikle özgürlük hareketimize karşı psikolojik savaşın bir parçası olarak Türk medyası etkin bir biçimde AKP hükümeti tarafından kullanılmaktadır. Türk medyasının Kürdistanda yürütülen savaşın en temel kurumlaşması ve dayanaðı olduðunu bilerek yaklaşmak önemlidir. Tüm demokratik çevrelerin bunu bilerek duyarlı yaklaşmaları gerekir.
YILLARIN BIRIKIM VE DENEYIMIYLE OLUŞAN BIR KADIN GERILLA GÜCÜYÜZ
YJA Star kadın ordusu olarak şu anki örgütlenme düzeyiniz nasıl? YJA Star kadın gerilla ordusu olarak binlerce kadın gerillamız bulunmaktadır. Mücadele geliştikçe katılımlar artmakta ve sayımız çoðalmaktadır. Kadın gerilla gücümüz Kürdistanın birçok yerinde mevzilenmiş durumdadır. Örgütlenme düzeyimiz, biz kadın gerillalar olarak erkek yoldaşlarımızla birlikte HPG gücünü oluşturmaktayız. HPG içerisinde kendimizi özgün olarak örgütlemekteyiz. HPG güçleri içerisinde olsak bile özgün örgüt işleyişimize göre birlik örgütlenmelerimizi ve mevzilenmemizi geliştirmiş durumdayız. Koşullara göre uygun alanlarda sadece özgün kadın birlikleri olarak da konumlanmaktayız. YJA Star gerilla güçleri olarak, PKK hareketinin oluşumundan itibaren PKKye katılan kadın yoldaşlarımızın zamanla tecrübe ve deneyim kazanarak kendini özgün örgüt gücüne ulaştırması ve savaş içerisinde öðrenerek yetkinleştiði askeri tecrübelere dayanarak özgün ordu örgütlenmesini geliştirmiş bulunmaktayız. YJA Star özgün ordu gücü olarak HPG güçleri içerisinde öncülük misyonu üstlenerek savaşa katılan, ayrıca kendi özgün gücümüze dayanarak da savaşı geliştiren bir gücüz. Esas amacımız Kürt halkı ve kadınlarını savunmak, bunun için silahlı bir güç olarak savaşı geliştirmekteyiz. Tabii ki savaşa bakış açımız ideolojik olup, kendimizi ve deðerlerimizi savunma amaçlı savaşı geliştirmeyi esas almaktayız. Şiddeti zorunlu olmadıkça kullanmamayı esas almaktayız. Ancak bilindiði üzere Kürdistanda halkımız ve kadınlar üzerinde çok ciddi fiziki ve kültürel soykırım politikaları yürütülmektedir. Bu soykırım politikalarına karşı boyun eðmemiz beklenmemelidir. YJA Star gerilla güçleri olarak çıkış ve mücadele gerekçemiz budur. YJA Star kadın gerilla ordusu olarak kendimizi sadece kaba anlamda bir savaş gücü olarak ele almıyoruz. Esas amacın özgür kadın kişiliðini yaratmak olduðuna inanmaktayız. Bunun için gerekli ideolojik-örgütsel-siyasi-sosyal mücadelenin yanı sıra özgür kadın kişiliðinin ve toplumun yaratılması önünde engel oluşturan her türlü saldırıya karşı askeri mücadeleyi geliştirmek gerekmektedir. Savaş ve mücadele anlayışımız bu çerçevededir.
GERILLANIN SAVAŞ TARZINDAKI YENILIÐI, TÜRK ORDUSUNU ŞAŞKINA UÐRATTI
Kürt özgürlük hareketi olarak dördüncü stratejik aşamaya girdiðinizi ve bu aşama kapsamında devrimci halk savaşını başlattıðınızı deklere etmiştiniz. Bu hamle kapsamında 2012 yılı boyunca yoðun bir eylemsellik içerisinde bulundunuz. Gerilla savaşında tarz ve taktik olarak ne tür yeniliklere gittiniz? Gerillanın tarz ve taktiklerindeki deðişiklikler karşısında Türk ordusunun durumunu açar mısınız?
Delal Amed: 2012 yılında geliştirdiðimiz devrimci hamle kapsamında gerilla savaş tarzında ciddi yeniliklere gittik. En başta bu dönem uyguladıðımız gerillacılık tarzlarından biri gerilla güçlerimizin araziyi denetime alarak belli alanlarda gerilla güçlerimizin alan denetimi saðlaması taktiðiydi. Bu gerilla savaş taktiði demokratik özerk alanların oluşturulması için gerekli bir taktik yaklaşımdı. Tabii güçlerimiz bu taktiði esas alırken belli bir alandaki düşman hedeflerini vurup etkisizleştirerek, alanda mevzilenip kalmayı esas almıştır. Gerilla güçlerimizin alan tutması klasik tarzda arazinin belli yerlerine mevzilenerek tutma tarzında deðil de, arazide yaygın ve hareketli biçimde mevzilenmeyi ve düşman hedefleri üzerinde sürekli bir eylemselliði geliştirerek gerillanın alan üzerinde denetimini saðlamıştır. Bu taktik yaklaşımımız Türk ordusuna büyük kayıplar verdirdiði gibi belli bir alanda gerilla güçlerimizin denetimi, Türk ordu ve devlet güçlerinin denetimi kaybetmesine bu alanların yönetiminin halka bırakılmasına yol açmıştır. Alan denetimi taktiðimiz, Türk ordu ve devlet güçleri açısından siyasi olarak da ciddi bir prestij kaybına yol açmıştır. Şemzinan örneði ortadadır. Türk başbakanı Şemzinanda kendi askerlerinin mevzisine girerek boy boy poz verip kendi ordusuna ve halkına moral vermeye çalışıyordu. Daha sonra alan gerilla güçlerimizin denetimine girince bir kez daha ne ordusu ne de kendisi bu alana yanaşamadı.
Yine devrimci hamle kapsamında gerilla savaşında çok zengin taktiklerle ve sadece ordu gücü ile çatışmayı deðil, AKP ve tüm kurumlarını da hedefleyen hedef çeşitliliði içerisinde olduk. Bilindiði gibi birçok AKP yetkilisini ve Kürdistanda görev yürüten polisini, memurunu tutukladık. Hâla birçoðu elimizde tutuklu ve soruşturulmaktadır. Yine yollar üzerinde belli bir denetimi saðlayarak birçok alanda ulaşım gerilla güçlerimizin denetimine girdi. Düşman hedeflerinin üzerine giderken temel gerilla taktiklerinden olan sabotaj, suikast, baskın vb. tarzları yaygınca geliştirerek düşman güçlerine aðır kayıplar verdirdik. Özgün eylemlerimizde de belirttiðim bu gerilla taktiklerini yaygınca kullandık. Ayrıca özel olarak kadınlara saldıran, kadınları ve toplumu düşürmeye çalışan AKP kurumlaşmalarını çeşitli gerilla taktikleriyle hedeflemeyi esas aldık. Ortaya çıkan bu taktik düzeyi önümüzdeki süreçte de daha da zenginleştirip geliştirerek yaratıcı tarzda uygulamaya devam edeceðiz.
2013 YILINDA DA MÜCADELEMIZI YÜKSELTEREK SONUÇ ALMAYI HEDEFLEYECEÐIZ
Son olarak 2013 yılına nasıl hazırlanıyorsunuz? Gelişebilecek saldırılara karşı nasıl bir pozisyon alacaksınız? 2013 yılı için önünüze koyduðunuz hedefler nelerdir? 2013 yılında bölgesel ve Kürdistandaki gelişmeler mücadelenin daha da şiddetleneceðini daha şimdiden göstermektedir. Özgürlük hareketi olarak 2012 yıl boyunca sürdürdüðümüz ve zirveye taşıdıðımız devrimci hamleyi Önder APOnun özgürlüðü ve Kürdistanın bir statüye kavuşması gerçekleşinceye kadar, 2013 yılında da daha da yükselterek sonuç almayı hedefleyeceðiz. YJA Star gerilla güçleri olarak da genel amaçlarımızın yanı sıra kadınların özgürlüðü gerçekleşinceye kadar devrimci hamleyi öncülük düzeyinde sahiplenip özgün eylemlerimizle de yükselterek sonuç almayı hedeflemekteyiz. 2012 yıl mücadelesinin gerilla güçlerimiz açısından ortaya çıkardıðı ciddi bir tecrübe ve birikim oluştu. Bu tecrübelere dayanarak devrim hamlesini sonuç alıncaya kadar yükseltecek güce fazlasıyla sahibiz. Devrim süreçleri topyekun tüm mücadele dinamiklerinin harekete geçerek rol oynamasını gerekli kılmaktadır. Halkımızın ve kadınlarımızın devrim mücadelesini sahiplenmesi, herkesin bu mücadele sürecinde rol oynaması gereken yerde rolünü oynaması gerekmektedir. Genç kızlarımızın gerilla gücümüzü büyütme ve gerilla saflarında yer alarak aktif katılması, analarımızın gerillayı sahiplenmesi kadar serhıldanlara aktif, öncü düzeyde rol oynaması gerekir. Bu temelde mücadele eden tüm halkımızı, kadınlarımızı ve demokratik kesimleri selamlıyor, mücadelelerinde üstün başarılar diliyorum.