DEM-KURD’dan İsviçre’ye hukuksuzluğa son verin çağrısı

DEM-KURD yaptığı açıklama ile Bern Kanton polisi ve Blick Gazetesi’nin Kürtleri ve demokratik kesimleri teşhir eden tavrını sert dille eleştirerek, dayanışma çağrısı yaptı.

İsviçre Demokratik Kürt Toplum Merkezleri (DEM-KURD), İsviçre Kadın Hareketi ve HDK İsviçre yaptıkları ortak yazılı açıklama ile Bern Kanton polisi ve İsviçre Blick Gazetesi’nin Kürtleri ve demokratik kesimleri teşhir eden yayınlarına tepki gösterdi.

OLAYA SEBEBİYET VERENE DEĞİL MAĞDUR OLANA DAVA AÇILDI

12 Eylül 2015 tarihinde AKP’nin Avrupa örgütlenmesi olan UETD’nin İsviçre Şubesi tarafından İsviçre’nin Bern kentinde provokasyon amaçlı düzenlenen ırkçı gösteri nedeniyle çıkan olayların ardından savcılık tarafından soruşturma başlatılmıştı. Başlatılan bu soruşturma kapsamında Bern Kanton Polisi ve Savcılığı, yaşanan olaya sebebiyet veren ırkçı kesimlere yönelik büyük bir soruşturma yürütmezken, yaşanan olaylarda demokratik tepkilerini ortaya koymak isterken mağdur olan çok sayıda Kürdistanlı ve Türkiyeli demokrat hakkında soruşturma başlatmıştı.

TEŞHİR EDİLDİKTEN SONRA HAKLARINDA DAVA AÇILDIĞINI ÖĞRENDİLER

Haklarında soruşturma başlatılan çok sayıda kişi aldıkları davetiyenin ardından bağlı bulundukları polis merkezlerine giderek ifade verirken, ifadeye çağrılmadığı halde haklarında soruşturma yürütüldüğü ortaya çıkan kişilerin ise Bern Kanton Polisinin internet sayfasında ve İsviçre Blick gazetesinin internet sayfasında fotoğrafları yayınlanarak teşhir edildi.

Haklarında herhangi bir soruşturma yürütüldüğünü bilmeyen çok sayıda Kürdistanlının eylem günü çekilmiş fotoları, 7 Şubat 2017 tarihinde Bern Kanton Polisinin internet sayfasında, 30 Ocak 2017 tarihinde ise İsviçre’nin Blick gazetesinin internet sayfasında yayınlanarak teşhir edilmişti. Blick Gazetesi ve Bern Kanton Polisinin hukuksuz bir şekilde yaptığı bu uygulama büyük bir yankı bulurken, yaşanan durumdan kaynaklı mağdur olan Kürdistanlı ve dostları ise yapılan bu yöntemle can güvenliklerinin tehlikeye atıldığına dikkat çekerek tepki göstermişti.

ORTAK AÇIKLAMA İLE TEPKİ GÖSTERİLDİ: KABUL EDİLEMEZ

Yaşanan bu duruma yönelik ortak yazılı açıklama yapan DEM-KURD, İsviçre Kadın Hareketi ve HDK İsviçre, Bern Kanton Polisi ve Blicik Gazetesinin tavrına tepki göstererek, yaşanan bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

“Kürt ve Türk Demokratik Toplulukları ile İsviçre’deki dost kurumlar olarak Bern Savcılığı, Bern Kanton Polisi ve bir gazetenin 12 Eylül 2015 tarihinde Bern’de yaşanan olaylar hakkında yürütmekte oldukları soruşturma ve yayınlarla alakalı olarak oldukça endişeliyiz” denilen açıklamada şunlara dikkat çekildi: “Yürütülen bu yöntem, bireylerin temel hak ve özgürlükleri bir demokratik hukuk devleti bağlamında hiçbir şart ve koşul altında kabul edilemez bir şekilde ihlal edildiği kuşkusuna yol açmaktadır.”

‘SORUMLULARI DEĞİL KÜRT GENÇLERİNİ YARGILAMAK HUKUKSUZLUKTUR’

Bern’de yaşanan olayların sorumlusunun UETD ve AKP hükümetinin Avrupa’da yürütmek istediği ırkçı politikaların bir sonucu olarak geliştiğine vurgu yapılan açıklamada, “O gün yaşanan olayların görüntüleri ve fotoğraflarına bakıldığında aslında olayları kimler tarafından yapıldığı iyi anlaşılır. Faşist kesimler halkımızın üzerine araçlar sürerek çok sayıda kişinin ağır yaralanmasına neden oldu. Bunları görmeyerek veya yok sayarak, demokratik yollarla tepkilerini ortaya koymak için orada bulunan Kürt gençleri hakkında dava açılması ve üstüne teşhir edilmesi tamamen hukuksuzluktur” denildi.

‘YASALARI İHLAL EDİLDİYOR’

“Bern Kanton Polisi ve Blick gazetesi kişilerin fotoğraflarını yayınlayarak AİHS, İsviçre Anayasası ve İsviçre Ceza Kanunu’nu ihlal etmiştir” denilen açıklamada, şunlar ifade edildi: “Böylesi bir teşhir, söz konusu bireylerin can güvenliği açısından büyük bir tehlike ifade etmektedir. Dolayısıyla yayımlanan bu fotoğraflar faşistlerin söz konusu mağdur bireylere karşı fiziki saldırılar yapılabilmesine ortam yaratmış olmaktadır. Bu atmosfer medya alanına da yayılmaktadır. Bununla birlikte, yayımlanan haberler Kürt ve Türk etnik sorunlarına indirgenip, suç ise demokratik protestoculara yüklenmektedir. İsviçre’deki Kürt ve Türk topluluklarının temsilcilerinin görüşleri dahi sorulmamaktadır”

DAYANIŞMA ÇAĞRISI YAPILDI

Yürütülen hukuk karşıtı bu sürecin İsviçre ve Türk devleti arasında son dönemde yapılan antlaşmalardan kaynaklı olduğunun belirtildiği açıklamada, İsviçre’nin oraya koyduğu politikalarla Türk devletinin hukuksuz politikalarına ortak olmaması gerektiğinin altı çizildi.

Bern Kanton Polisinin ve Savcılığının içine girmiş olduğu hukuksuz bu duruma son verilmesi gerektiğinin istenildiği açıklamada, son olarak dayanışma çağrısında bulunulan açıklamada şunlar ifade edildi: “Sonuç olarak İsviçre kamuoyunu, bütün demokratik güçleri, politik grupları, sendikaları, sivil toplum örgütlerini, siyasi partileri, baro birliklerini, işçileri-emekçileri, akademisyenleri, gazetecileri, sanatçıları ve entelektüelleri, Erdoğan diktatörlüğüne karşı çıkmaya davet ediyoruz.”