Demirtaş: İnsanlık ve faşizm arasında bir savaş yaşanıyor

Türk devletinin Rojava işgaline ilişkin konuşan Demirtaş: Bu savaş insanlıkla ve faşizm arasındaki bir savaştır. Savaşa karşı her yerde en aktif direniş cephesini oluşturalım. Faşizme karşı nerede nasıl bir cevap verirsek verelim sonuna dek meşrudur.

PKK Kültür ve Sanat Komitesi Üyesi Nurettin Demirtaş, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo sonucu Suriye’den çıkarılışını ve Öcalan’ın Suriye’den çıkarılış tarihine denk gelen bir tarihte Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye dönük başlattığı işgal girişimini ANF'ye değerlendirdi. Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik uluslararası komplo karşısında sadece direnişle ayakta durmanın mümkün olmadığını belirten Demirtaş, bundan ötürü ideolojik-politik yenilenme sürecinin Öcalan’ın yazdığı tarihi savunmalarla devam ettiğini kaydetti.

Öcalan’ın Suriye’den çıkarıldığı tarihe denk gelen 9 Ekim günü işgalci Türk ordusunun Kuzey-Doğu Suriye’ye dönük başlattığı işgal girişimine değinen Demirtaş, asıl saldırının demokratik toplum inşasına olduğunu belirterek, "9 Ekim komplosunun yıl dönümünde Rojava’ya saldırmaları manidardır. Uluslararası komplo bu şekilde yenilenmektedir. Kapitalist vahşiliğin en uç faşist temsilcisi olan AKP-MHP rejimi saldırıya geçmiştir. DAİŞ’in ortağı olan Türkiye’nin saldırılarına göz yuman devletler de insanlığın vicdanında mahkum olacaklardır.

Saldırının asıl hedefi belirttiğimiz gibi demokratik toplum inşasıdır. Kapitalizme alternatif olma iddiasıdır. Sosyalizmdir asıl hedef. Tüm insanlığın özgür yaşam ütopyasıdır yok edilmek istenen. Kürt halkı şahsında insanlığın özgür yaşam inancı, iddiası ve hayali yok edilmek istenmektedir. İnsanlık kendi geleceğine sahip çıkmalı, Rojava’yı kendi ülkesi, umudu, inancı, yaşam tarzı olarak savunmalıdır" diye konuştu.

ROJAVA'NIN AKIBETİ MAHABAD'IN AKIBETİ GİBİ OLMAMALIDIR

"Rojava’ya sahip çıkmak insanlık onuruna sahip çıkmaktır" diyen Demirtaş devamla şunları belirtti: "Dört parça Kürdistan ve dünya çapında tıpkı Kobanê için direndiğimiz gibi ayaklanma zamanıdır. En başta Bakur Kürdistan halkının ayağa kalkması gerekiyor. Rojava’ya saldırı karşısında Türkiye’nin her yerini direniş alanına çevirmek için hiç kimse beklememelidir. Yaşam her yerde felç edilmeli, savaş her yere taşırılmalı, herkes elindeki işi bırakıp direnişteki yerini almalıdır. Örneğin İstanbul’da yaşayan vicdanlı herkes İstanbul’u Rojava’nın ön cephesi haline getirmeden orada hangi onurla yaşayacaklar? Bu kadar büyük bir soykırım saldırısı karşısında sessiz kalmanın ahlakla, vicdanla, insanlıkla alakası olamaz.

Gün onur günüdür, beklemek onursuzluktur! Teslimiyettir! Üstümüze gelmekte olan ölüme karşı yaşam direnişine geçelim. Ölüme değil zafere yürüyen bir halkız. Ölümden korkmayan halkımızın zafere yürümek için kaybedeceği hiçbir şeyi yoktur. Bu insanlık direnişine kim nasıl katılabiliyorsa onu yapmak için bir an bile tereddüt etmemelidir. Kimse kimseden talimat beklememelidir. Talimat soykırım saldırısı altındaki halkımızın direnişidir! Halkımızın onur emridir direnişe katılmak.

Gün birlik günüdür. Şeyh Saitlerin, Seyit Rızaların, Qazi Muhammedlerin ruhunu yaşatma günüdür; Rojava’nın akıbeti Mahabad’ın akıbeti gibi olmamalıdır. Bunun için tüm Kürt halkı ve öncü güçleri birlik olmalıdır. 9 Ekim ve 15 Şubat’a karşı nasıl büyük bir direniş geliştirdiysek bugün de faşist saldırganlığı pişman edecek, onlara en büyük yenilgiyi yaşatacak ve uluslararası komploya son verecek zamandayız."

FAŞİZM TARİHİN HİÇBİR AŞAMASINDA KALICI OLMADI BUGÜN DE OLMAYACAK

Uluslararası komplo sürecinde Başur ve Rojhilat Kürdistanı'ndaki halkın da tarihi bir direniş sergilediğini hatırlatan Demirtaş, "Bugün de o ruhla ayağa kalkmalılar. Faşizm basın üzerinden yaptığı bombardımanla moral bozmaya çalışıyor. Moral bozmak savaş hilelerinin en büyüğüdür. Halkımız asla moralini bozmamalı, direnişin morali ve coşkusuyla savaş konumuna göre yaşamını yeniden düzenlemelidir. Bunun için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız. Rojava halkımızın direnişi hepimize moral veriyor. Direnenlerin moralini hiçbir şey bozamaz. Bu son savaştan zaferle, özgürlükle çıkacağımıza dair sonsuz inancımız vardır.

Faşizm, tarihin hiçbir aşamasında kalıcı olmadı bugün de bazı yerleri işgal etmekle kalıcı olamaz. Yıkılıp gidecek olan bu köhnemiş rejim karşısında moralleri yükseltecek bir direniş içerisindeyiz. Bunun için AKP-MHP’nin sahte algı yaratmak ve moral bozmak amaçlı geliştirdiği yayınlara kimse kulağını vermemelidir. Unutmayalım ki işgal saldırılarının olduğu zamanlar yalanların en çok olduğu zamanlardır. Şimdi faşizme karşı nerede nasıl bir cevap verirsek verelim sonuna dek meşrudur. Kimse meşruiyet ve yasallık peşine düşmesin.

Pasifizm, teslimiyet doğurur. Savaşa karşı her yerde en aktif direniş cephesini oluşturalım. AKP-MHP ve onun tüm işbirlikçilerini her yerde hedef haline getirmeli, kirli savaş ve işgal saldırılarına karşı her türlü aracı kullanarak en etkili şekilde cevap verelim. Tüm Türkiye savaş alanına dönsün ki soykırım saldırısı altındaki Kürt, Arap ve diğer Rojava ve Kuzey Suriye halklarını koruyabilelim. Bugün ayağa kalkmayanlar yarın insanlığın içine çıkma yüzünü bulamazlar. Özgürlük için savaşalım! Direnerek faşizmi yıkalım, özgür ülkede özgür bir yaşamda, özgür Önderlikle buluşalım" diyerek konuşmasını sonlandırdı.