Demirtaş: Parti olarak ikinci aşamanın muhatabıyız

Demirtaş: Parti olarak ikinci aşamanın muhatabıyız

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, mevcut çözüm sürecinde Hükümet-Kandil-İmralı arasında daha çok kolaylaştırıcı olduklarını söyleyerek, " Bu aşama eğer tamamlanıp ikinci aşama dediğimiz anayasal ve yasal sürece geçilirse, o dönemlerde yasal ve anayasal reformlar yapmak gerekecek. Biz o dönemin muhatabıyız" dedi.

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Kandil'in müzakere sürecine ilişkin kaygılarından Akil İnsanlar Komisyonu'na, Anayasa taslağından HDK'ye kadar sürece ilişkin Etkin Haber Ajansı'nın (ETHA) sorularını yanıtladı.

Demirtaş, Akil İnsanlar Komisyonu ve TBMM'de kurulması planlanan komisyonların sürece ilişkin yasal güvenceyi sağlayıp sağlamadığı yönündeki bir soruya, "Sürecin başında ifade ettiğimiz; bir kanunla yasal güvence sağlanması şeklindeki bir mekanizmayı tam karşılamıyor. Ama Akil İnsanlar Komisyonu ve parlamentoda oluşturulan komisyon sürece meşruiyet kazandırılması ve parlamentonun da içinde olduğu bir şekilde yürüyeceği bir mekanizmaya dönüşmesi açısından olumludur. Her iki mekanizma da -Meclis Komisyonu ve Akil İnsanlar Komisyonu- müzakere sürecinin Oslo deneyiminde olduğu gibi kapalı kapılar ardında yürümeyeceği, sadece Oslo ve İmralı'da heyetler arası bir görüşmenin ötesine geçtiğinin ve geçeceğinin somut gelişmeleridir. Buradan bakınca her iki komisyonu da önemsiyoruz. Niteliği, içeriği, görev tanımı, yaptıkları, içinde bulunan isimler; bütün bunlar tartışmalı konular. Elbette bizim de eleştirilerimiz var. Eleştirilmesi gereken hususlar var. Ama bu iki konuda adım atılmış olması, sürecin önünün açılması açısından önemli" dedi.

4. Yargı Paketi için "kısmen dertlere derman olur" diyen Demirtaş, "Bunlar aşama aşama ilerleyecek süreç ve konular olarak ele alınmalıdır. Terörle Mücadele Kanunu'nun bütünen kalkmasını hedeflemek lazım. Ama ondan önce atılması gereken küçük adımlar ve ilerlemeler var. Ki, 4. Yargı Paketi, son haliyle bizi çok memnun etmese de bazı kısmi iyileştirmeler söz konusu olacak" diye konuştu.

BDP Eş Başkanı Demirtaş, "Anayasa taslağını Meclis'e sundunuz. İkinci resmi dil ve bölge meclisleri önerisi var. Bunlar olmazsa olmazınız mı bu müzakere sürecinde?" sorusuna ise "Hayır. Mücadele sürecinde olmazsa olmazımızdır. Bunları AKP'den beklemiyoruz, AKP'den istemiyoruz. 'Bunları mücadele ile kazanacağız' diyoruz. Halkımıza taahhüdümüzdür bu, mücadelemizin gerekçesidir. 'Halkımız kendi diliyle anavatanında özgürce yaşayacak, kendini yönetecek' sözünü verdik. Dolayısıyla bu müzakere buna yol açar mı bu sonucu doğurur mu, bilemeyiz. Doğurursa iyi olur, doğurmazsa mücadele gerekçemizdir zaten. Anayasada koyduğumuz öneriler bizim halkımıza sunduğumuz taahhütlerin formüle edilmiş halidir" yanıtını verdi.

Demirtaş, "BDP bu müzakere sürecinde kendini nerede görüyor? Arabulucu musunuz, kolaylaştırıcı mısınız, taraf mısınız?" sorusunu yanıtlarken, 3 aşamalı çözüm sürecinde BDP'nin rolünün farklı olacağına dikkat çekti, "Birinci aşama, ateşkes ve geri çekilme aşaması olarak tanımlanırsa, bu aşamada biz daha çok taraflar arasında kolaylaştırıcı olduk" dedi.

Demirtaş şöyle konuştu: "Hükümet-Kandil-İmralı arasında daha çok kolaylaştırıcı olduk. Karşılıklı olarak meselenin birbirini incitmeyecek şekilde anlaşılması, güven sorunlarının çözülmesi konularında yardımcı olduk. Bu aşama eğer tamamlanıp ikinci aşama dediğimiz anayasal ve yasal sürece geçilirse, o dönemlerde yasal ve anayasal reformlar yapmak gerekecek. Biz o dönemin muhatabıyız. Parti olarak, blok olarak ikinci aşamanın muhatabıyız. Bu da tamamlanırsa, 3. aşama tümüyle normalleşme aşamasıdır ki, o aşamada hem taraflar arasında güven oluşturma hem de muhatap olarak rolümüzü oynayacağız. Her aşamada yapacağımız iş sürecin karakterine göre değişecek."

Barış sürecinde sokakların ve meydanların daha çok kullanılmasının önemine dikkat çeken Demirtaş, batıda barış sürecinin örgütlenmesinde Türkiyeli devrimcilere büyük sorumluluk düştüğünü söyledi, "Özellikle HDK ile birlikle Türkiye'nin her yerinde özellikle il il, ilçe ilçe, köy köy, mahalle mahalle güçlü bir çalışmanın yapılması lazım. Barış sürecinin asıl garantisinin Türkiyeli devrimciler ve Kürt hareketi olduğu, bu buluşma bütünleştiği oranda hiç kimsenin barış sürecini bozamayacağı mesajının mahalle, sokak ve işyerlerinde verilmesi gerekiyor, ki, Türkiye kamuoyunun algısı doğru bir yöne kanalize edilmiş olsun. Yoksa bizim hiçbir zaman AKP'nin kullandığı kadar büyük bir medya gücümüz olmayacak. Bunu beklemek hayal olur. Ya da medyanın AKP'ye sunduğu hizmeti Türkiyeli devrimcilere ve bize sunacağını beklemek de yine hayal olur. Bunu kırabilmenin tek yolu, kendi yöntemiyle kendi mekanizmalarını yaratarak, kendi ilişki ağıyla Türkiyeli halklarla buluşmaktır" diye konuştu.

Kendilerini her zamankinden daha çok barışa yakın hissettiklerini belirten Demirtaş, "Eskisinden daha güçlüyüz. Bütün güçleriyle üzerimize gelmiş olmalarına rağmen bizi geriletmeyi, teslim almayı başaramadılar. Diyaloglar ve müzakere bunun üzerine şekillendi. Dolayısıyla bu kadar güçlü, moralli, örgütlü bir pozisyondayken, çözümün olacağına dair umutsuz olmak için bir neden yok. En güçlü oldukları, devletin bütün olanaklarıyla üstümüze geldikleri anda bu hareketi dağıtmayı başaramadılar. Bizi teslim almayı başaramadılar. Şimdi bir müzakere, diyalog süreciyle bizi teslim alabileceklerini, tasfiye edebileceklerini aldatıp kandırabileceklerini düşünmek de bu hareketin gücünü deneyimini küçümsemek olur" diye konuştu.