Demirtaş: CPT'nin sessizliði manidar!

Demirtaş: CPT'nin sessizliði manidar!

Partisinin grup toplantısında konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cezaevlerinde sistematik işkencenin var olduðunu belirtirken, açlık grevleri karşısında başta CPT olmak üzere Avrupa kurumlarının sessizliðinin manidar olduðunu söyledi.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Demirtaş, konuşmasına Kutlu Doðum Haftası'na deðinerek, "Çoðulcu ve çok kültürlü bir toplum olmanın güzelliklerinden biriydi, Yahudilerin ve Hıristiyanların bayramları da neredeyse aynı zamanlardaydı. Bütün dinlerin bu kutlu günlerini yürekten kutluyoruz" dedi. Turgut Özal'ın ölüm yıldönümü olduðunu hatırlatan Demirtaş, "O dönem Özal'ın Kürt sorununda yapmaya çalıştıkları ile bugünkü hükümetin yapmaya çalıştıklarını kıyaslarsak hükümetin ne kadar geride olduðunu görüyoruz. Bundan dolayı tekrar kendisini rahmetle anıyoruz" diye konuştu.

ROBOSKÝ KATLÝAMI ÜZERÝNDEN 111 GÜN GEÇTÝ

Demirtaş, Roboski katliamının üzerinden 111 gün geçtiðini ve her hafta bu katliamı tekrarladıklarını söyleyerek, "AKP Genel Başkanı da 'bu katliam karanlıkta kalmayacak' dedi. Ama 111. gündür tek bir yetkili hakkında soruşturma yok. Özel yetkili mahkeme gizli tutuyor her şeyi. Ýdari soruşturmada bir şey yok. Meclis komisyonu bir şey yapamıyor. Ne emri veren ortaya çıkarıldı ne de kirli katliamın arkasındakiler ortaya çıkarıldı. Sorumluların bilinmiyor olması tek başına skandaldır. Kendisinin emir komuta altındaki orduya baðlı savaş uçaðının kim tarafından kaldırıldıðını hükümet bilmiyorsa bu büyük bir skandaldır. Ama çok iyi bildiðini ilk saatten itibaren biz de net olarak biliyoruz" dedi. Sınır ötesi harekat yetkisinin hükümetin elinde olduðunu ve hükümetin bilgisi olmadan savaş uçaklarını sınır ötesine geçemeyeceðini belirten Demirtaş, "Neden bu katliam emrini verdin bunu açıklamak zorundasın. 'Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kaybolmaz' diyorsunuz. Doðru sizin karartma isteðinize raðmen bunu karartamayacaksınız. Medya bu katliamı göremedi. Başına ne geleceðini biliyor. Başbakan, medya patronları ile toplantı yaptı. Orada tehditler savurdu. Korkuya dayanarak AKP'ye saygı duyanlar kendilerini gözden geçirsinler" dedi. Hükümete çaðrı yapmayan herkesin katliamın sorumlusu olduðunun altını çizen Demirtaş, "Bu sıradan bir oyun deðil. Ýnsanlar parçalandı orada. Biz bunu kapattırmayacaðız. Her şeyi deneyeceðiz" dedi.

CEZAEVLERÝNDE SÝSTEMATÝK ÝŞKENCE VAR

Türkiye'de cezaevlerinde kesintisiz, sistematik bir işkencenin olduðunu söyleyen Demirtaş, tutuklu ailelerinin dertlerini kendilerine ilettiklerini söyledi. Türkiye'de sorun yaşanmayan cezaevi olmadıðını söyleyen Demirtaş, "Sincan, Tekirdað, Osmaniye ve Şakran Cezaevi sistematik işkence yerleridir. 10 kişilik odalarda 30 kişi yaşamak zorunda bırakılıyor. Binlerce siyasi tutuklu cezaevlerinde bu işkenceleri yaşıyorlar. Osmaniye'de açlık grevi vardı. Adalet Bakanı'nın taahhüdü oldu biz de bunu takip edeceðiz" dedi. Osmaniye Cezaevi'nde yapılanların 12 Eylül dönemi ile aynı olduðunu söyleyen Demirtaş, "Revire götürürken başını öne eðip duvar dibinden yürütmeye çalışıyorlar. Orada ki tutsaklar bedenini ölüme yatırdı ve direndi. Şakran Cezaevi'ndeki kadın tutuklulara dönük çıplak arama uygulaması yapılıyor. Ýnşaat temizliði zorla oradaki tutuklulara yaptırılıyor" dedi.

AÇLIK GREVLERÝ

Cezaevlerinde, dışarıda yaşanan siyasi süreçten dolayı yapılan açlık grevlerinin devam ettiðini belirten Demirtaş, "Talepleri Ýmralı'da tecridin son bulması, müzakere ile barış sürecine geçilmesi ve yeni anayasada Kürtlerin haklarının verilmesidir. Strasburg'da 15 açlık grevcisi ölüm sınırına dayanmış durumda. Hükümetin ve AB kurumlarının sessizliði manidardır. CPT'nin sessizliði de manidardır. Ýşkence konusunda artık Avrupa'nın bazı kurumlarını hükümet ile suç ortaklıðı yaptıðı görülmelidir. AB temsilcileri Türkiye'deki durumu doðru görmeli ve kendi kurumlarını doðru bilgilendirmelidir. AB Konseyi ve CPT aksi taktirde suç ortaðıdır. Ýşkenceyi Önleme Komitesi bu işkenceye ortaktır diyeceðiz aksi taktirde" diye kaydetti.

HÜKÜMET BÖLGEDEKÝ GELÝŞMELERÝ OKUYAMIYOR

AKP hükümetinin "Suriye halkına özgürlük getireceðiz" deyip, Türkiye'yi emperyal ülkelerin bataklıðına sürüklemeye çalıştıðını belirterek, "Suriye'de isyan başladıðında Türkiye halen ortak protokoller imzalıyordu. Hükümet bölgedeki gelişmeleri okuyamıyordu. Esed ile güllük gülistanlıktı. O günler 'kardeşim Esed' günleriydi. Obama'nın tavrı sonrasında 'diktatör Esed' tavrı gelişti. Suriye meselesinde Türkiye politikası bocalıyor. ABD, Ýsrail, Ýran rahat ama Türkiye başarısızlık nedeniyle en zor pozisyonda olan ülkedir. Bu kadar kamburu olan kendi içinde siyasal, sosyal sorun yaşayan bir ülkenin Suriye ihalesinde kendine emperyalist güç biçmek kadar tehlikeli olan bir şey yoktur. Senin üstüne düşen halkların kendi istediði çözümlere yol açmaktır" dedi. Başbakan Erdoðan'ın Çin ziyareti sırasında neredeyse Suriye'ye savaş açmanın eşiðine geldiðini söyleyen Demirtaş, Başbakan Erdoðan'ın kimseyi bilgilendirmediðini, tek başına savaş açacak gücü kendinde gördüðünü belirtti.

ERDOÐAN, SURÝYE’DE ÖZERK KÜRDÝSTAN’I DESTEKLÝYOR MU?

"AKP camiasında bu kan ve savaş hırsı nedir anlamış deðiliz" diyen Demirtaş, Esed'in yeni kan dökmediðini, 50 yıldır diktatörlük ile yönetim gerçekleştirdiðini belirterek, AKP'nin bunları zamanında görmezden geldiðini söyledi. Demirtaş, "AKP Genel Başkanına soruyorum. Suriye'de Kürtler özerklik istiyor. Sen orada Özerk Kürdistan'ı savunuyor musun? Çin'de Uygur Özerk bölgesini savundun. Suriye halkının yanındayım diyorsun. Suriye halkının Özerk Kürdistan isteðini savunuyor musun? Senin derdin başka. Sen orada Kürtler statü almasın diye işgal ederek tampon bölge kurmak istiyorsun. Bunlar bilinmiyor mu sanıyorsun. Yapman gereken şey 'kardeşim Esed' demek yerine kardeşim Kürtler demen gerekiyordu. Sen halklar ile dost olmayı beceremedin. Diktatörler ile dost oldun. Kaddafi de, Mübarek de senin dostundu. El Beşir de senin dostundur" dedi. Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlerin statü edinmesini engellemekten başka bir rol uygulamadıðını söyleyerek, hükümetin tek derdinin Kürtleri engellemek olduðunu belirtti.

IRKÇI, ŞOVEN ÝÇÝŞLERÝ BAKANI

Türkiye'den Suriye'ye dönük saldırıların gerçekleştirildiðini belirten Demirtaş, "Hükümet ve bakanları bu konuda açıklama yapmıyor. Meclis'i bilgilendirmiyor. Milliyetçiliði yükseltmek için de taklacı bakanı görevde tutuyor. Ýçişleri Bakanı ırkçı ve şoven rolü oynuyor. Hükümet müdahaleyi aðzına almamalıdır. Evet orada rejim deðişmelidir. Ama bunu halkların gerçekleştirmesi gerekiyor. Türkiye'de savaş yanlıları dikkatli düşünmelidir" ifadesini kullandı.

KCK DAVASINDAKÝ REZALET

Demirtaş, Türkiye'de bahsedilen hak ihlallerinin geçmişe dönük olmadıðını, AKP hükümeti döneminde olduðunu işaret ederek, "KCK ana davası bakın bu açıdan semboldür. Orada milletvekilleri, belediye başkanları, kadın temsilciler tutukludur. Daha savunma yapamıyorlar. Ýddia makamının 7 bin 500 sayfalık saçmalıðına karşı savunma yapmak istiyorlar. Orada yargılama sürmüyor. Rezalet sürüyor. Bunların olduðu ülkede Başbakan çıkıp adil yargılamadan bahsedebiliyor. Milletvekili Selma Irmak anadilinde savunmasını yazıp veriyor. Mahkeme başkanı bunu alıp dosyaya koymam diyor. Bunun adı mahkeme deðildir. Özel yetkili mahkemeler AKP'nin hukuk komisyonlarıdır. Bunlar mahkeme deðildir" dedi.

YURTTAŞ, BAKAN GÝBÝ TAKLA ATMIYOR

"KCK" yargılamalarında mahkemelerin Ýstiklal Mahkemesi zihniyeti ile çalıştıðının altını çizen Demirtaş, "Şimdi yeni bir anayasa ile bunları yapacaðız diyorlar. Hangi yeni anayasa ile? Bu Meclis'te komisyon kurduðunuz ancak taleplerimizi iletmek istediðimizde yasakların uygulandıðı komisyon için mi? Neyi yasaklıyorlar. 4 maddelik bir talebi yasaklıyorlar. Valilerin günahı yok. Böyle bakan ve böyle bir Başbakan var olduðu sürece bunu reva görmeyelim. Sevinmeyi takla atmak olarak gören bakan varken bunlar ne yapsın. Bunlar Başbakan'ı görünce hemen takla atıyorlar ya, vatandaşı da böyle zannediyorlar. Vatandaş öyle sevinmiyor. Sen öyle seviniyorsun. Siz onu (Başbakan) görünce takla atıyorsunuz, milletvekili veya bakan oluyorsunuz" dedi.

ANAYASA, AKP’NÝN GÜNDEMÝNDEN ÇIKTI

AKP hükümetinin yeni anayasa talebi olmadıðını söyleyen Demirtaş, herkesin görüş belirttiðini ancak AKP'nin görüş belirtmediðini vurgulayarak, Başbakan Erdoðan'ın uçaða bindiði zaman görüş belirttiðini uçaktan indiði zaman ise her şeyin unutup gittiðini söyledi. Demirtaş, "Biz yerelleşme derken AKP gitti onca yetkiyi bir bakana baðladı. Bakan şimdi istediði yeri yıkabilir. Anayasaya ihtiyaç kalmadı ki. Toplu sözleşme yasası da istedikleri gibi deðişti. AKP yeni anayasayı gündeminden çıkardı. Ama biz özgürlüklerin olacaðı bir anayasanın çözüm olacaðını gördüðümüz için ısrarımızı sürdürmeye devam edeceðiz" şeklinde konuştu. Demirtaş, "Bakın bu taklacı Bakan 4 belediyemiz hakkında soruşturma başlattı. Niye çünkü çok dilli belediyecilik yaptıkları için. Ýşte bunların demokrasi standardı budur" dedi.

ANF NEWS AGENCY