2. Yerel Yönetimler Konferansı'nda konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Kürt sorunu bitmiştir” diyen bir Başbakan’la konuşacak bir şeylerinin olmadıðını söyleyerek, Erdoðan’ı Diyarbakır ziyaretinde protestoya çaðırdı. Demirtaş AKP’ye oy vermiş Kürtlere de seslenerek, “Rica ediyoruz. O teşkilatlardan kurtulun. Sizlere özgürlük vadeden bir parti yok. Kendi iktidar hırsı için çalışan bir anonim şirket var” dedi.
Diyarbakır'da yapılan BDP 2. Yerel Yönetimler Konferansı başladı. "Öz Yönetim Gücüyle Demokratik Özerkliði Zaferle Taçlandıralım" şiarıyla Cegerxwîn Gençlik ve Kültür Merkezi'nde yapılan konferansa, DTK Eş Başkanı Aysel Tuðluk, BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya ile diðer bölge belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri, Barış Anneleri Ýnisiyatifi aktivistlerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Konferans salonuna, üzerinde "Devrim şehitleri ölümsüzdür" yazısı ve öldürülen BDP'li Ýl Genel Meclis Üyesi Yıldırım Ayhan'ın fotoðrafının yer aldıðı pankartın yanı sıra tutuklu 20 belediye başkanı, 19 belediye başkan yardımcısı ve vekilleri, 2 il genel meclis başkanı, 11 il genel meclis üyesi ve 88 belediye meclis üyesinin tek tek isimlerinin yer aldıðı 3 ayrı pankart asıldı. Salona ayrıca konferansın şiarı olan "Öz Yönetim Gücüyle Demokratik Özerkliði Zaferle Taçlandıralım" pankartı asıldı.
BALUKEN: ÖZERKLÝÐÝN ÝNŞASI SÜRECEK
Divan seçiminin ardından demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşu ile başlayan konferansta konuşan BDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ýdris Baluken, yaşanan siyasal gelişmelere dikkat çekerek, konferansın bu süreçte yapılmasının önemli olduðunu söyledi. "Konferansımıza tarihi bir misyon düşmektedir" diyen Baluken, "Büyük yangının tam ortasında, konferansın gerek içeriði ve sonuçları itibariyle, halkalarımızın özgürlük istemlerini harlandıracak tarzda bir netice ile sonuçlanacaðına inanıyoruz" dedi. Yaşanan sorunlara karşı çözümü Demokratik Özerklik olarak ortaya koyduklarını ifade eden Baluken, bu modelin sadece Kürt halkı için deðil insanlıða nefes aldıracak bir model olduðunu söyledi. Baluken, "Demokratik Özerkliðin inşasının yoðun bir şekilde devam edeceði, bunun siyasal, ekonomik bir çok boyutunun belediyeler üzerinden şekilleneceði ortadadır" dedi.
DEMÝRTAŞ: ARKADAŞLARIMIZ BÜYÜK MUCÝZELER YARATTI
Ardından konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bin bir zorlukla, tehditle, şantajla tutuklamayla, katliamla karşı karşıya olan, aynı zamanda buna karşı direnen bir partiyiz" diyerek konuşmasına öldürülen BDP'li Ýl Genel Meclis Üyesi Ayhan Yıldırım'ı anarak başladı. "AKP'nin siyasi soykırımı nedeniyle aramızda olmayan arkadaşlarımız var" diyen Demirtaş, tutuklu belediye başkanları, il genel meclis başkanları, il genel meclis üyeleri ve belediye meclis üyelerine dikkat çekti. Konferansın Kürt halkına büyük katkı sunacaðını ifade eden Demirtaş, "13 yılda yeni bir yerel yönetim anlayışını geliştirdik. Ýktidar alanı olarak tanımlanan bir sistemde, yerel yönetimlerin, yerinde yönetimi, katılımcılıðın, ekolojik yaklaşımların somut pratiðe dönüştüðü mekanlara, modellere dönüştürdük. Demokratik Özerklik konusunda belediyelerimizin nasıl bir pratik içerisinde olacaðı, demokrasinin bir kültüre dönüşmesi konusunda 3 günlük tartışmalarımızda açıða çıkaracaðız" diye konuştu.
"Belediyeler rant çevresi iken bunu halkın hizmetine koyan arkadaşlarımızı buradan kutluyorum" diyen Demirtaş, "Arkadaşlarımız büyük mucizeler yaratmıştır. Bütün tekçi zihniyetlere raðmen, arkadaşlarımız fedakarca çalışıp, BDP belediyeciliði gibi bir model oluşturmuşlardır. Bu oluşturduðumuz çıtadan geri dönüş olamaz. Parametre, ölçü BDP'li belediyelerdir. 180 arkadaşımız içerdedir ama bu arkadaşlarımız hakkında tek bir yolsuzluk soruşturması yoktur. Bu kadar az kaynak olmasına raðmen, merkezden yasal ve zorunlu ödenecek kaynakların dışındaki bütün kaynakların kesilmiş olmasına raðmen, nasıl oluyor da BDP'li belediyeler bu kadar hizmet yapıyorlar? Çünkü hırsızlık yapmıyorlar. Bugün AKP'nin elinde olan belediyelerin sadece hizmet binalarına harcadıkları paralar, bizim yıllık bütçemiz kadardır. Gelin görün Hakkari'nin sokaklarını, yıllık 13 trilyon gönderiyorlar, personelin alacaðı para bu kadardır. Hizmet için bir para göndermiyor. Hakkari Belediyesi ilk defa içme suyu ihalesini, kanalizasyon hizmetlerini ve iki yıl içinde üst yapı çalışmalarını bitireceklerdir. Başbakan neden bize bu kadar saldırıyor, çünkü iyi bir modeldir. Bunun yayılmasını istemiyor. BDP'li belediyecilik modelinin tüm Türkiye'ye yayılması için elimizden gelen bütün çabayı sürdüreceðiz" şeklinde konuştu.
BU HÜKÜMET SAVAŞ ÝSTÝYOR, BUNU SÖZÜNÜ VERMÝŞ
Demirtaş, "En kaliteli hizmetin yanında belediyenin demokrasinin kalesi olacak, yerinde öz yönetim kalesi olmasıdır. Klasik, teknik bir çalışmadan öte, siyasi bir çalışmanın olması gerekir. Halkımızın her biri politik aktörlerdir. Ortadoðu'da bir demokrasi inşa edilemiyorsa, bu yerinde öz yönetim modellerini oluşturamadıkları içindir" dedi. "Üzerimizdeki baskının neden arttırıldıðını iyi görmek gerekiyor" diyen Demirtaş, Suriye'deki gelişmelere dikkat çekerek, "Uluslararası güçlerin pay kapma ve dengelerin deðişmesinden dolayı böylesi bir süreç başlatıldı ve AKP'ye de 'buna karşı geleceksin, öyle iktidarda kalacaksın' denildi ve AKP bunu kabul ederek Suriye'ye cephe açtı. AKP kimin adına orada hareket edecek, böyle bir zemini yok, haksız bir savaş ancak ırkçılık ve milliyetçilikle yapıyorlar. Bunu da kiminle yapıyorlar, devlet malı Ý. Naim Şahin'le yapıyorlar. Orantısız bir güç kullanmasının nedeni de budur. 7 bin BDP'linin tutuklanmasının nedeni budur, Hoppa'da Metin (Lokumcu) arkadaşın öldürülmesinin nedeni budur. Çünkü bu hükümet savaşmak istiyor, bunun sözünü vermiş ve bunu yapmak zorundadır. Ýktidarını sürdürmek için, bu halkın kaynaklarını peşkeş çekme sözü vermiştir" ifadesinde bulundu.
ASKER AÝLELERÝNE ÇAÐRI: SAVAŞA KARŞI ÝSYAN EDÝN
Asker ailelerine seslenen Demirtaş, "Vatan, millet Sakarya' diye bir şey yoktur, bölünme sorunu yoktur, çocuklarınız bu vatan için ölmüyorlar, AKP için ölüyorlar, bu saltanatın sürdürülmesi için sizlerin çocuklarınızı savaşa gönderiyorlar. Bu savaşın bitmesini istiyorsanız, buna karşı sesinizi yükseltmelisiniz. Bin bir zorlukla yetiştirdiðiniz fidanlarınızı AKP uðruna neden topraða düştüklerini sormalısınız. Çocuklarınız AKP'den ve her şeyden daha deðerlidir. Bu savaşa en fazla polis ve asker anaları karşı çıkmalıdır. Ýnsan olmak isteyen bir halka karşı savaşa sürüklemek isteyenlere karşı isyan edin ki, akan kanı hep birlikte durduralım" şeklinde konuştu.
ROBOSKÝ’NÝN HESABINI SORACAÐIZ
Roboski katliamı ile ilgili hükümet cephesinden gelen açıklamalara dikkat çeken Demirtaş, "Roboski sadece 34 çocuk deðil, bir halkın yüzyıldır nasıl muameleye tabi tutulduðunun en canlı örneðidir. Orada hepimiz katledildik, insanlık savaş uçaklarıyla bombalandı. AKP bu yüzden bu kadar saldırıyor ve bunu örtmeye çalışıyor. Roboski öyle örtülebilecek bir olay deðildir. Bu sorun öyle soðuk ve teknik bir mesele deðil. Siz orada bile bile, bizzat emri vererek bir halkı parçaladınız, çocukları bombaladınız. Öyle çıkıp 'bu konuyu kapatın, yoksa sizi içeriye atarız, gazetelerinizi kapatırız' diyerek, gündemi çarpıtarak, suni gündemler yaratarak bu konuyu kapatacaðınızı sanmayın. Hangi yöne dönseniz, o katlettiðiniz çocukların gözleri gözlerinizde olacak, bizim gözlerimiz sizin üzerinizde olacak" dedi. Demirtaş, "BDP'nin bunu istismar ettiðini söylüyor. Bizler yüzyıldır aynı muameleye tabi tutulmuşuz. Bize Aðrı'da, Zilan'da, Koçgiri'de aynısını yaptınız. Sizin temsil ettiðiniz deðerler bize yüzyıldır bunları yaptı, neyin istismarı? Roboski'de katlettiðin biziz, biz kendimizi mi istismar ediyoruz? Bu insanları yüzyıllardır, aç bırakmışsın, kaçakçı yapmışsın, vergini almışsın, bunları yaparken iyiydi ama bugün bunu dile getirdiðimizde istismar ediyorsunuz diyorlar. Bu kadar deðerleri ayaklar altına alıyorsunuz ama bize de istismarcı diyorsunuz. Allahın verdiði bu can bizde olduðu müddetçe bütün arkadaşlarımız bunun hesabını soracaklardır" şeklinde konuştu.
HÝÇ BÝR ARKADAŞIMIZ BU ÇETELERÝN TEHDÝTLERÝNE KAPILMASIN
"Hiçbir arkadaşımız bu çetelerin tehditlerine kapılmasın, ne yapıyorsa yapsın" diyen Demirtaş, "Bizi içeriye mi atacak, öldürecek mi yapsın. Bütün güç onun elinde. Ama onurlu güç bizim elimizde, bizim direniş gücümüz var. Ama arkamızdan şunu söylerler, 'onurlu haysiyetli bir şekilde öldüler' derler. Arkamızdan gelenler bunu sürdürürler. Bu onurlu mücadele tereddüt kabul eden bir mücadele deðildir. Bırakın zalim zalimliðiyle kalsın. Bizim işimiz, bu analara özgürlüðü armaðan edene kadar, onurlu yarınları armaðan edene kadar bırakın herkes işini yapsın" dedi. AKP'ye oy veren seçmene çaðrı yapan Demirtaş, "Bu partiye oy verenler (AKP), 'Biz Roboski katliamını yapacaðız' diye sizden oy istediler mi? 'Kürt kadınlarını coplayıp, katledeceðiz' diye mi sizden oy istediler? Hayır. Ama sizlerden aldıðı oylardan güç aldılar. BDP'li olun demiyoruz, onların teşkilatlarında çalışmayın, vekillik yapmayın, düşüncelerinize saygılıyız. Bizler kazanacaðız, sizler için de kazanacaðız. Ama bugün onurlu bir duruş gösterin" ifadesinde bulundu.
DÝYARBAKIRLILARA PROTESTO ÇAÐRISI
Başbakan Erdoðan'ın yarın Diyarbakır'a geleceðini hatırlatan Demirtaş, "Protesto edin, dinlemeye gitmeyin, tepkinizi ortaya koyun. Sen hem benim halkımı katledeceksin, cenazelerine hakaret edeceksin, tehdit edeceksin, hem de gelip Diyarbakır meydanlarında bize sesleneceksin. Bunu protesto edin. Bu yalanları sorgulayın, kanmadıðınızı gösterin. Roboski katliamında elinizin olmadıðını gösterin, AKP faşizminin arkasında olmadıðınızı gösterin. Sizden AKP'ye oy vermiş Kürtlerden rica ediyoruz. O teşkilatlardan kurtulun. Sizlere özgürlük vadeden bir parti yok. Kendi iktidar hırsı için çalışan bir anonim şirket var. Büyük bir aldatmaca, kandırmaca ve büyük bir yalan hareketi var. Diyarbakır buna en iyi cevabı verebilmelidir. Yaptıklarının nelere yol açtıðını görebilmelidir. Diyarbakır halkının vicdanına inanıyoruz, onurlu bir duruş göstereceðine inanıyoruz.
AKP ÝLE NEYÝ KONUŞACAÐIZ!
"'Kürt sorunu bitmiştir' diyen AKP ile neyi konuşacaðız?" diye soran Demirtaş, "'BDP ile müzakere ederiz' derken, bizler ile neyi konuşacaksın? Bizlerde ihale, rant şirket yoktur, o sizde var. Samimi olduðunu göstereceksin, ilk önce dilini deðiştireceksin. Senin karşında çoluk çocuk yok. Ortadoðu'yu ayaða kaldıran bir halk hareketi var. Sana sunduðumuz önerilerle siyasetçilerimizi serbest bırakacaksın, her şeyden önce Sayın Abdullah Öcalan'ın Kürt halk önderi olduðunu kabul edeceksin. 11 aydır, bir adaya bir koster bile göndermiyorsunuz, bu kadar ciddiyetsizlik, bu kadar ahlak dışı, hukuk dışı bir yaklaşım olabilir mi? Çıkıp deyin, 'biz tecrit, imha kararı aldık' deyin, bu daha da dürüstçedir. Bu kadar ucuz politikalarla hareket etmeyin. Müzakere zeminini hazırlayın, hangi zaman müzakereden kaçtık. Bizim için 'ne zaman başları sıkıştıysa geldiler' diyor, ben bundan dolayı onları Allaha havale ediyorum" dedi. Yaşanan ölümlerin sorumlusunun AKP olduðunu belirten Demirtaş, "Üç kez savaş tezkeresini geçiren sizsiniz, biz buna karşı çıktık. Kimin savaş karşıtı olduðunu herkes biliyor. Mavi Marmara olayında 'Ýsrail bizden özür dilemeyene kadar ilişkiye geçmeyeceðiz' diyen onlar deðil miydi? Ama Kürecik'te füze kalkanı kurdular, 'one minuet' yok artık" dedi.
Açılış konuşmasının ardından basına kapalı devam eden konferans siyasal sürece ilişkin deðerlendirmelerle devam ediyor. Konferans 3 Haziran'a kadar basına kapalı devam edecek. Ardından sonuçları ile ilgili basın açıklaması yapılması bekleniyor.
ANF NEWS AGENCY