BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Ýmralı'da yaşananların henüz müzakare aşaması olmadıðını belirterek, Hükümet'in müzakere koşullarını oluşturmasını istedi. "Bu girişim aşamasında eðer pratik, güven verici adımlar atılacaksa bunun en önemli, en kritik adımı Ýmralı sisteminin ortadan kaldırılmasıdır. Sayın Öcalan'ın koşulları, müzakere yürütebileceði koşullara kavuşturulmalı" dedi.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Grup Toplantısında Ýmralıda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalanla yapılan görüşmeleri deðerlendirdi. "30 yıldır kan ve gözyaşıyla devam eden ama yüz yıllık geçmişe sahip olan köklü bir sorunu tartışıyoruz" diyerek konuşmasına başlayan Demirtaş, "Bugün ortaya çıktı ama yarın bitecek bir süreç deðil. Kansız ve gözyaşı olmadan nasıl çözüleceðini herkes tartışmalı" dedi.
Çözüm için en mantıklı yolun müzakere olduðunu söyleyen Demirtaş, Ýmralıda resmi bir heyetin Öcalanla görüşüyor olmasını önemli bulduklarını, görüşmeleri aslında çok gecikmiş, çok geç kalınmış bir gelişme olarak gördüklerini söyledi. "Hükümetin samimi olduðuna inanırsak, bundan memnun oluruz. Her şeyden önce Ýmralı'da resmi bir heyetin Sayın Öcalan'la görüşmesi bizler açısından önemli. Aleniyet kazanmış olmazı bizler açısından deðerini artırır. Bu sıradan bir gelişme deðil. Aslında çok geç kalınmış bir gelişmedir dedi.
Kalıcı barışın gerçeklemesi için yıllardır mücadele ettiklerini belirten Demirtaş, "14 yıldır adada tutulan bir halk önderinin isminin önüne 'Sayın' konulduðu için insanlar tutuklandı. 'Terörist başı' dediler. Olmadık çirkin sıfatlar yakıştırdılar. Ama sonuçta görüşmeye başladılar. Bu doðru bir adımdır, makuldur. Kamuoyunun memnuniyetle karşılaması hükümetin geç kaldıðının göstergesidir" diye konuştu.
Süreçle ilgili ikinci önemli gelişmenin Ahmet Türk ve Ayla Akat'ın Ýmralı'ya gitmesi olduðunu kaydeden Demirtaş, "Yıllırdır söylediðimiz, 2 aydır her ay talep ettiðimiz Adalet Bakanlıðı'na dilekçe vererek önemine dikkat çektiðimiz konuda adım atılmıştır. Siyasi bir soruna siyasi yaklaşım sergilenirse çözüm konulursa desteklenmiş olur. Bu adımların gerçekleşmesine neden olan halkımıza, dostlarımıza teşekkürler" dedi.
BDP-AKP ORTAKLAŞMASI DEÐÝL, HÜKÜMET'ÝN ÖCALANLA BAŞLATTIÐI BÝR SÜREÇ
BDP olarak öncesinden planladıkları, Hükümetle tartıştıkları bir sürecin söz konusu olmadıðına dikkat çeken Demirtaş sürecin Hükümetin Sayın Öcalanla başlattıðı bir süreç olduðunu ifade etti. Demirtaş şunları söyledi:
Bir defa başlayan sürecin, başlayan girişimin bir AKP-BDP ortaklaşması olmadıðını net bir şekilde tespit etmemiz lazım. Bizim hükümetle öncesinde oturup birlikte planladıðımız bir süreç söz konusu deðildir. Bu AKP'nin, hükümetin Ýmralı'da Sayın Öcalan ile başlattıðı bir süreçtir. Partimiz ve Blokumuz, iki arkadaşımızın Ýmralı Adası'na gidişi ile birlikte süreçten doðrudan haberdar ve kısmi bilgi sahibi olmuştur. AKP-BDP ortak çalışması söz konusu deðildir.
Yine Ýmralı'daki görüşmede tarafımıza iletilmiş, KCK'ye iletilmiş ya da halka iletilmiş ya da iletilmek üzere bize ifade edilmiş bir yol haritası, bir çözüm projesi, takvimlendirilmiş bir çözüm haritası yoktur. Bunu da net olarak ifade etmek gerekir. Böylesi bir yaklaşımı, belki de herkes olmasını istediði şekilde ifade ediyor deyip geçmek lazım. Ama gördüðümüz şudur: Görüşmeyi yapan heyette de, Sayın Öcalan'da da kararlı bir çözüm iradesi ve isteði vardır. Taraflarda bunun olgunlaştıðını tespit etme durumumuz vardır. Ýfade edilen de budur. Dışarıya verilen mesaj da budur. Bu sorunu diyalogla, konuşarak, meseleyi müzakere ederek çözme iradesinin olgunlaştıðı, güçlendiði şeklinde bir tespitimiz vardır.
-Bütün bu tespitler ışıðında şunu söyleyebiliriz: Şu aşamada başlatılmış bir müzakere söz konusu deðildir. Bunun çabalarından söz edilebilir ama müzakerenin başlatıldıðına dair bize ulaşmış somut bir bilgi yoktur.
KCK VE BDP SÜRECE DAHÝL EDÝLMELÝ
Müzakere aşamasına geçilebilmesinin Hükümetin tavır ve pratiklerine baðlı olduðunu da vurgulayan Demirtaş, Çünkü taraflardan biri bu aşamada üzerine düşen sorumluluðu yerine getirmiştir, yapması gerekeni yapmıştır ve ilk pratiðini ortaya koymuş, kararlılıðı, samimiyetini ortaya koymuştur. Sıra hükümettedir. Hükümet müzakereyi başlatmayı düşünüyorsa bütün müzakere mekanizmalarının tamamlanması gerekecektir. Her şeyden önce muhataplardan biri olan KCK'nin süreci dahil edilmesi gerekir. Ve partimizin, DTK'nin sürece dahil edilmesi gerekir. Henüz müzakere aşamasına gelinemediðini belirlemek gerekir dedi.
Gelinen aşama ile hükümetin yaklaşımı arasında büyük bir ciddiyet farkı vardır diyen Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: Bu da sütten aðzı yanmış her bir halkın ferdini kaygıya sürüklüyor, güvensizlik yaratıyor. Hükümet ciddiyse her şeyden önce bu ciddiyet diline, üslubuna sirayet etmesi lazım. Hele hele askeri operasyonlar, tutuklamalar devam edecekse, bunun adına da entegre program denilerek süreç devam edecekse kimse birbirini yormasın. Bu saçmalıða son verilsin, böyle olmaz. Bu ciddi soruna böyle ciddiyetsiz yaklaşılamaz. 'Yendik, bitirdik, ezdik, şimdi sıra teslim almaya geldi' yaklaşımını kimseye anlatamazsınız. Yenme ve yenilme üzerine kuracaðınız diyalog süreci sakıncalı olacaktır. Yenmişsen neyin müzakeresini yapıyorsun.
Bu girişim aşamasında eðer pratik, güven verici adımlar atılacaksa bunun en önemli, en kritik adımı Ýmralı sisteminin ortadan kaldırılmasıdır. Madem ki muhatap olarak kabul ettiniz Sayın Öcalan'ı, görüşmeyi kamuoyunun bileceði bir hale getirdiniz, bu yaklaşımı çözümde önemli bir parametre olarak gördünüz, o halde bundan sorası ilk adımın gereklerine uygun olmalıdır. En azından müzakereye geçileceði aşamada koşulların birbirine yakınlaştırılması lazım. Herhalde bundan da Sayın Başbakan'ın Ýmralı Adası'na konulmasını kastetmiyoruz. Sayın Öcalan'ın koşullarının, müzakere yürütebileceði koşullara kavuşturulmasından söz ediyoruz.
Selahattin Demirtaş, Ýmralıya başka sivil heyetlerin gidişinin de mümkün kılınmasını istedi. Ýmralı koşullarının deðiştirilmesi ya da Ýmralı sisteminin tümden kapatılması anlamına gelecek yol ve yöntemin tartışılması gerektiðini de belirten Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
Sayın Öcalan'ın KCK ve halk ile doðrudan temas kuracaðı koşulların yaratılması gerekir. Biz bunları yıllardır söylüyoruz. Madem kritik aşamaya girdik, bütün bunların artık açıkça tartışılması ve formüllerinin bulunması lazım.
SÜRECÝN BAŞ SORUMLULUÐU HÜKÜMETTE
Öcalanın avukatlarının tutuklanma nedeninin de ortadan kalktıðını söyleyen Demirtaş,
Sayın Öcalan'ın çok sayıda tutuklu avukatı var. Bu tutuklamanın nedeni tam da buydu. Önceki diyalog ve müzakere sürecinin tanıðı olmalarıydı. Şimdi davanın düşmesi, avukatların serbest kalması lazım dedi.
Demirtaş süreçle ilgili atılması gereken diðer adımları ve süreçte rol oynaması gereken güçleri de şöyle sıraladı:
-Aşamalarla ilgili hükümetin parlamentoyu, meclis gruplarını, parlamento dışında bulunan siyasi partileri bilgilendirmesi önemlidir.
-Biz BDP olarak düşüncelerimizi bütün partilerle paylaşmaya hazırız. Sürecin baş sorumluluðu hükümettedir. Ondan sonra hangi parti destek verir, vermez, o partilerin sorunudur.
-Hükümet gözü kapalı destek vermesini beklememelidir. Şeffaflık en kritik başlıklardan birisi olacaktır.
-CHP'nin destek sunmuş olması da deðerli bir katkıdır. Ana muhalefet partisine düşen böylesi bir sorumluluktur. Bu sorumluluðu yerine getirmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz.
-Diðer Kürt partilerin, hareketlerin desteði çok önemlidir. Sivil toplum örgütlerinin en büyük rolü, hükümet tarafından atılan adımın boşa çıkarılarak politik söylem ya da pratik uygulamaların yakında takip edilmesi, eleştirilmesidir. Kamuoyunun desteðinin alınmasıdır. Sivil toplum örgütleri bu çerçevede rolünü oynayabilir. Irkçı ve milliyetçilerin sesinden daha yüksek ses çıkaramazlarsa rolünü oynayamamış olur.
-Medyanın desteði önemlidir. Hakkaniyetli, adil hareket edebilmek önemlidir. Çünkü ortadaki sorun Kürt sorunudur. Medyada barış dili demek hükümetin her politikasını tartışmasız desteklemek deðildir. Haklardan ve özgürlüklerden yana olursa inanıyorum ki en büyük destek olarak açıða çıkaracaktır.
OPERASYONLARA SON VERÝLMELÝ
-Ýmralı'da görüşmelerin yapıldıðının açıklandıðı günün öncesi o gün ve sonrasında yaşananlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir yandan hükümet Ýmralı'da görüşme yapıldıðını açıklıyor. Aynı gün Lice'de 10 PKK gerillası öldürülüyor. 3 gün içinde yüzlerce insan gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Aynı gün Şırnak KCK davasında 417 yıl hapis cezası veriyor. Askeri operasyon, tutuklamalar devam edecekse bunun adına nasıl müzakere, barışçıl çözüm yolu arama diyeceðiz. Bundan kesinlikle vazgeçilmesi, bu tehlikeli yola girilmemesi gerekir. Silvan'daki acı olaydan sonra hükümet 'Bu süreç bitmiştir' deyince feryat figan koparanlar, 10 PKK gerillası öldürülmesine sessiz kalıyor.
-Bu şekilde müzakere aşamasına geçmek imkansız hale gelebilir. Bu uygulamalara devam edecekse, bizim katkı sunmamız imkansız hale gelebilir. Hükümetin güvensizlik yayan durumu iyice su yüzüne çıkmış olur. Muhataplar arasında ayrım yapma, didiştirme kışkırtma girişimi bu çok ucuz bir yaklaşımdır. Daha önce defalarca denenmiş, sonuç alınmamış bir yaklaşımdır."
Demirtaş, Türkiye Başbakanı Demirtaş'ın danışmanı Yalçın Akdoðan'a da eleştiriler yöneltti. Muhataplar arasında ayrıştırma girişiminin ucuz bir girişim olduðunu vurgulayan Demirtaş, Çıkmış kim kime racon kesti diyorlar. Sen duvar yazısı mı yazıyorsun, minibüs muavini misin yoksa siyasi danışman mı belli deðil. Çözüm ararken diliniz bu mudur? Bunların hepsi hükümetin niyeti ile ilgili tedirginlik yaratıyor. Zaten politikalarını ve pratiklerini bildiðimiz AKP, sizi tanımıyor deðiliz. Biz sizi çok iyi tanıyoruz" ifadelerini kullandı.
BDP Eşbaşkanı Demirtaş konuşmasının sonunda savaşta yaşamını yitirenlerin ailelerine de seslendi. Barışı bu ailelere armaðan etmek boynumuzun borcudur dedi:
Şehit ailelerine, annelerine, babalarına seslenmek istiyorum. Bu savaşın belki de en acı faturasını siz ödediniz. Şu veya bu şekilde bütün bu olup bitenlerden payınıza düşen en acı kısmı oldu. Bunu her zaman hissettik. Bütün bu ailelere Allah'tan sabır diliyoruz. Ateş düştüðü yeri yakıyormuş. Yaşayanlar bilir, Allah başka hiç kimseye göstermesin. Sizin çocuklarınız yani bizim kardeşlerimizin bu süreçte yitip gitmelerinde her gün acı duyduk. Bunu yürekten, samimiyetle paylaştık. Şimdi geldiðimiz bu noktada sizlerin sunacaðı destek bütün bu desteklerin en kıymetlisi, en deðerlisi olacaktır.
Bu acıyı yüreðinde yaşamış olmasına raðmen başka analar ve babalar bu acıyı yaşamasın diye elini taşın altına koyacak her aile, her şehit annesi, babası kutsal bir iş yapmış olacak. Kim ne derse desin, hangi ırkçı saldırırsa saldırsın, sizin böylesine onurlu, erdemli duruşunuz bütün kapıların tek başına açılmasına yeterlidir. Bütün o annelerin, babaları ellerinden öperek şunu söylüyoruz: Bu süreç kaybettiðimiz bütün deðerlerimiz adına özgürlük ve demokrasi getirmesi açısından fırsat olabilir. Evlatlarımızın mezarlarında rahatça uyumasına vesile olabilir. Sizler bu sürecin takipçisi olmalısınız. Hükümetin oyalama, kandırma politikası deðil, kalıcı onurlu bir çözümü gerçekleştirmesi için...
En çok barışı siz hak ediyorsunuz ve o barışı ailelere armaðan etmekte de bizim boynumuzun borcudur.