Devlet Bahçeli'nin zorbalıkla liderliğini sürdürdüğü MHP'yi de yedeğine alan AKP’nin Ege Bölgesi'nde kalesi olarak gördüğü Denizli'nin, bu referandumda dinci-ırkçı cepheye sürpriz yapması bekleniyor. Kentteki demokrasi güçleri, devletin bütün baskı ve engellemelerine rağmen halka ulaşmaya çalıştı, kent meydanlarını hareketlendirdi. 'Hayır'ın yükseldiğini belirten kampanya yürütücüler, beklentilerinin hayali olmadığı kanısında.
Referandum tartışmalarının yoğunlaştığı kentlerden olan Denizli, AKP’nin Ege Bölgesi’nde kalesi olarak görülüyor. MHP'nin azımsanmayacak bir tabanı var. Ama MHP tabanındaki çatlak, ekonomi ve turizmdeki çakılma, tekstil sektörünün kötü gidişatından kaynaklı Denizli’nin bu referandumda AKP ve MHP’yi uyarması bekleniyor. HDP Denizli İl Eşbaşkanı ve 'Hayır' için aktif çalışan bazı isimler, ANFye konuştu.
'HAYIR'IN GEREKÇELERİ ARTIYOR
Getirilmek istenen sistemle birlikte Türkiye’de var olan kadın cinayetlerinin, cinsel saldırının meşruiyet kazanacağını belirten HDP Denizli İl Eşbaşkanı Nur Nisa Erişmiş, bir diğer tehlikenin de kadınların çalışma ve siyaset alanından çekilerek tamamen evlere kapatılması olduğunu söyledi. Dikta rejimlerinin ilk önce kadınları hapsettiğini, ellerini kollarını kırdığını kaydeden İl Eşbaşkanı Nur Nisa Ermiş, "Biz kadınlar olarak bedenimizin istismarına, emeğimizin sömürülmesine hep 'Hayır' dedik. 'Hayır' dediğimiz için bugün de terörize ediliyoruz. Rejim, kadınları tekrardan dizayn etmek istiyor. Bunlar bizim için ise 'Hayır'ın gerekçelerini artırıyor" dedi.
'TEK' HEM DE 'ADAM' REJİMİNE İTİRAZ
Kadınların çoğulcu, renkli, çok sesli, eşitlikçi bir siyaset ve toplumsal yaşamı öngördüklerinin altını çizen Eşbaşkan Nur Nisa Erişmiş, şöyle devam etti: "Kadın mücadelesi bu yönde devam ederken hem 'Tek' hem de 'Adam' rejimi asla kabul edilemez. Kayyumlar belediyelere atandığı zaman ilk işleri kadın kurumlarına birer 'adam' atadılar. Bu mevcut hükümet ve yürütülen politikaların kadına bakış acısını çok net gösteriyor. Kadınların bu referandumun sonucunda 'Hayır' çıkması için mutlaka çok büyük bir mücadele vermesi gerekiyor. 'Evet' çıkması halinde kamplaşma, ayrışma ve savaşın derinleşmesi kaçınılmaz olacak."
ASLINDA ÇOK ŞEY İSTEMİYORUZ
Ayşe Kaya, bir anne olarak çocukları, ailesi ve halkların özgür yaşamı için tek adam rejimine karşı 'Hayır' diyenlerden. Cinsel saldırıya uğrayıp yakılarak katledilen Özgecan’dan, bedeni soyularak teşhir edilen Ekin Wan’a kadar, kadınların 'Hayır' için sayısız gerekçesini olduğunu vurgulayan Ayşe Kaya, şunun altını çizdi: "Çok şey istemiyoruz. Sadece demokratik bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bundan dolayı tüm kadınlar ‘Hayır’ demeli.”
BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEMEK İÇİN 'HAYIR’
Pamukkale Üniversitesi öğrencisi olan Merve Bal, toplumun her kesiminden tüm kadınların ‘Hayır’ demesi gerektiği kanısında. Bal, kadınların neden ‘Hayır’ demesi gerektiğini ise şöyle özetledi: “Yürüyüş yapan hamile kadına tekme atılıyor. Otobüste kadınlara saldırı oluyor; saldırgan, 'dinimiz bunu emretti' diye sıyrılıyor. İmam Hatiplerde olan cinsel taciz ve saldırılar. Başlı başına Ensar Vakfı'nda yaşananlar. Bütün bunlar, AKP hükümetinin kadınlar ve çocuklar üzerine uyguladığı dinci politikasının birer yansıması. Biz de bu karanlığa geçit vermek istemediğimiz, bir kişi daha eksilmemek için tecavüzcü erk sistemine ‘Hayır’ diyeceğiz.”
'HAYIR'DAN SONRASINI DA ÖRGÜTLÜYORUZ’
'Hayır' kampanyasının aktivistlerinden Cihangir Köroğlu, gençliğin OHAL ilanıyla birlikte üniversitelerin içine sıkıştırıldığını, bunun da başkanlık sisteminin geldiği takdirde gençliğin nerede tutulacağının sinyallerini verdiğini söyledi. 'Hayır' çıkmasının ardında Türkiye’de yaşanabilecekleri öngördüklerini belirten Köroğlu, “Bunun için de 'Hayır’ı örgütlerken 'Hayır’dan sonrasını da örgütlüyoruz/örgütleyeceğiz” dedi.
‘ONURLU VE DİK YÜRÜYECEĞİZ’
Dinci ve kindar nesil üzerinden Türkiye’nin geleceğini kurmak isteyen devlet aklına işaret eden Cihangir Köroğlu, bunun karşısında ilerici, çağdaş, laik gençliğin varlığının umutlarını diri tuttuğunu söyledi. Geleceğini kazanan bir gençliğin olması gerektiği için 'Hayır' dışında seçenekleri olmadığını belirten Köroğlu, şöyle devam etti: "Şimdi bizim örgütleyeceğimiz hayat bambaşka olacak. Mahallelerde, okullarda, fabrikalarda devrimci gençlerin ‘Hayır’ını örgütleme durumuna getireceğiz. Akıntıya karşı her zaman onurlu, dik ve devrimci bir şekilde yürüyeceğiz. Hayatın her alanında emekçi gençlik ile öğrenci gençliğin sözü olacağız.”
'HAYIR' KADINLARIN ÖZ SAVUNMASIDIR’
Lerzan Süzük, 4 yıllık iktidarın icraatlarının yeterince açık olduğundan geriye gidişin engellenmesine çalışanlardan. Kadınların komşularını, arkadaşlarını 'Hayır' için ikna etmelerini, kapı kapı dolaşarak 'Hayır' hayatiyetini son saate kadar anlatmalarını bekleyen Süzük, “Erk zihniyete karşı kadınların öz savunması referandumda 'Hayır' olsun" dedi. Siyasi iktidarın yargıyı da zor aygıtlarının içine alarak toplum üzerinde oluşturduğu tahakküme dikkat çeken Süzük, kadınların artık yeter demesi gerektiğini söyledi.
'TEK ADAM' SORGULAYAN GENÇLİK DÜŞMANI
Tek adam sistemiyle birlikte üniversitelerde tek bir düşünce ve ideolojinin hakim olmaya çalışacağına inanan Genç Sen üyesi olan Umut Yılmaz, tek adam siteminin gençliğin sorgulayacağı tüm alanları kapatacağından emin. “Referandum diktatör ile diz çökmeyenler arasında yaşanacak” diyerek keskin bir hat çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bombaların bu kadar patlamasının sorumlusu başımızdaki baş faşistin kendisidir. Tecavüzler, çocuk istismarı, patlatılan bombalar, ülkenin kana bulanması… Tek kişi ve başında bulunduğu sistem, bütün bunları resmen yapabilecek.”
TESLİM OLMAMIZI ASLA BEKLEMESİN
Gençlerin okul sıralarından meydanlara, sokaklardan işyerlerine, bulundukları her alanda insanlara neden ‘Hayır’ demeleri gerektiğini anlatmaya devam ettiklerini aktaran Yılmaz, son olarak şunun altını çizdi: "Bu topraklarda başkanlığın karşısında da diz çökmeyen bir gençlik var. Bizden susmamızı ve teslim olmamızı asla beklemesinler.”