Merkez üssü Doğu Kurdistan’ın Xoy kenti olan ama Başkale’nin dört köyende 9 kişinin yaşamını yitirmesine, 9’u ağır 37 kişininin yaralanmasına ve yüzlerce evin yıkılmasına neden olan 5.9 büyüklüğündeki depremin ardından kurtarma ve yardım çalışmalarını ağırdan alan Türk hükümeti, HDP’nin ve sivil toplum örgütlerinin doğrudan yardım yapmasını da engelliyor. HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, hükümetin tavrına dikkat çekerek, Kürtlerin bir nevi cezalandırıldığını söyledi.

Kuzey Kurdistan ile Doğu Kurdistan sınır bölgesinde merkez üssü Xoy olan 5.9 büyüklüğündeki deprem, Rojhilat’ta 44 köyü etkiledi, onlarca kişi yaralandı. Deprem Wan’ın (Van) Elbak (Başkale) ilçesinin dört köyünü ise neredeyse yerle bir etti. Yüzlerce ev ve ahır yıkıldı. Dördü çocuk 9 kişi yaşamını yitirdi, 9’u ağır 37 kişi de yaralandı. 23 Şubat akşamı meydana gelen depremin üzerinden dört gün geçmesine rağmen Türk hükümeti gerekli ve yeterli adımları atmış değil.

BÜYÜK MAĞDURİYET VAR

Köylere henüz yeterli gıda, battaniye, çadır ve hayvan barınağı sağlanmış değil. Ne insanların ne de hayvanların kullanabileceği su var. Hayvanların yarısı telef oldu, kalanlar da telef olma tehlikesiyle karşı karşıya. Eksi 10 dereceyi aşan soğukta ısınma büyük bir problem. Salgın hastalık tehlikesi var, çünkü enkaz altında hayvan cesetleri duruyor. Bireysel ve kurumsal yardımlar engelleniyor ve köylere girişlerine ‘AFAD koordinasyonu üzerinden yardımlar yapılacak’ gerekçesiyle izin verilmiyor.

Yardım kamyonlarına izin verilmemesine ilişkin bilgi veren HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, neden AFAD koordinasyonunu benimsemediklerini anlattı. DBP, HDK, DTK ve HDP milletvekilleri; Siirt, Batman, Patnos, Diyadin Belediye Eşbaşkanları ile birlikte ilk etapta acil yardım ihtiyaçlarını karşılamak (Yiyecek, branda, çocuk maması) istediklerini ama önlerinin kesildiğini hatırlatan Sarısaç, “İnsani yardımları AFAD’a vermemiz gerektiğini söylediler. Bunu kabul etmedik. 011’de aynı durumla karşılaşmıştık. Halka gelen yardımların nasıl depolara konulduğunu ve eşit dağıtılmadığını görmüştük. AKP’nin sicili bu yönde kabarık” dedi.

8 KAYIP VEREN KÖY

Bir siyasi parti olarak yardım dağıtma haklarının olduğunu anımsatan Sarısaç, “Yardımlarımız geri çevrildi ama köylerimize gittik. Buraların çoğunluğu zaten HDP seçmeni. Sanki çok iyi bir organizasyon yapılıyormuş da engel oluyormuşuz gibi bir algı yaratmaya çalıştılar. Amaç HDP’yi izole etmek ve Kürtleri cezalandırmak. Gelen bakanlar birkaç dakika kalıp sonra ayrılıyor. 8 kişinin yaşamını yitirdiği köyde, köylüler bize anlattı. Katıldıkları cenaze töreninde bir kürek toprak atıp sırtlarını dönüp gitmişler” şeklinde konuştu.

KIŞLIK ÇADIR VERMEMİŞLER

Yazlık kamplarda bile kullanılmayacak çadırlar verildiğini, insanların o incecik çadırlarda yaşamaya çalıştığını kaydeden Sarısaç, şunları ifade etti: “Hükümet kendisi yardım etmediği gibi bizim yardımlarımıza da engel olmaya çalışıyor. ‘Afet bölgesi’ ilan edilmesi için hükümetin ahlaki ve insani düşünmesi gerekiyor ve bu da AKP’de yok. Van depreminde 42 bin TL mal edilen konutlar deprem yardımı adı altında 100 bin TL’ye satıldı. ‘Afet bölgesi’ için Kürt olmamak lazım. Van gibi bir depremde bile ‘afet bölgesi’ ilan edilmedi. TOKİ konut yapacak ve vatandaştan para kazanacaklar. Tüm hesap bundan ibarettir. Bakanlarıyla birlikte şov yapıyorlar. Zırhlı araçlarla, konvoyla gelip görüntü vererek geri dönüyorlar. Bu da Kürtleri cezalandırma biçimidir. Oralar en yüksek oy aldığımız yerler.”

YARDIMA İHTİYAÇ VAR

Elbis (Gelenler) Köyü Muhtarı Cezmi Aslan da artçı depremlerin devam ettiğini, köylülerin zor durumda olduğunu söyledi. Köylerinde bulunan evlerin yüzde 50’sinin tamamen yıkıldığını, yüzde 50’sinin ise kullanılamaz durumda olduğunu belirten Aslan, “Tüm yardımsever insanları köylülerimize yardım etmeye çağırıyoruz” dedi.