Derlicka: Herkes mayınlara karşı sesini yükseltmeli

Derlicka: Herkes mayınlara karşı sesini yükseltmeli

Diyarbakır’da düzenlenen ‘Mayınsız bir Türkiye’ konferansında konuşan Uluslar arası Mayın Yasaklama Kampanyası yürütücülerinden Kasia Derlicka, mayınlara karşı herkesin sesini yükseltmesini istedi. “Sizin eyleminiz küçük farklılıklar yaratabilir. Ve bu küçük farklılıklar Türkiye’de, dünyada mayını ortadan kaldıracaktır” dedi.

Ottawa Sözleşmesi’nin(Mayın Yasağı Anlaşması) 16’ncı, Türkiye’nin Ottawa Sözleşmesi’ni imzalamasının 10’uncu yıldönümünde Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, Diyarbakır YG-21 Kent Konseyi Engelliler Meclisi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği ve Diyarbakır Tabip Odası, Sümer Park'ta ‘Mayınsız bir Türkiye’ adıyla konferans düzenlendi.

Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası (ICBL), Uluslararası Engelliler Örgütü (HANDİCAP) temsilcileri, ilgili bakanlık temsilcileri, TBMM'de grubu bulunan partilerin milletvekilleri, yerel yöneticiler, Kürt illerinde çalışma yürüten farklı meslek ve toplum kesimlerinin temsilcilerinin de katıldığı konferansta, Türkiye’deki uygulamalar ve uluslararası deneyimler ele alındı.

Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası belgesel film gösteriminin yapıldığı konferansın ilk oturumunda kampanya yürütücülerinden Kasia Derlicka Mayın Yasaklama Kampanyası’na ilişkin bilgi verdi. Mayınların yasaklanmasına ilişkin iyi bir iş yaptıklarını söyleyen Derlicka, kampanyanın 6 sivil toplum Kuruluşunun 1992 yılında bir araya gelerek kampanyayı oluşturduklarını belirterek, “Bir avuç insandık, hedefimiz mayınları yasaklatmaktı. Ve 1997 yılında tarihte ilk kez bir silah yasaklandı” dedi.

Evrensel olarak çalıştıklarını belirten Derlicka, anlaşmanın yükümlülüklerinin yerine getirilerek, stoklarda bulunan kara mayınlarının yok edilmesini, arazide bulunan tüm mayınların temizlenmesini istediklerini belirterek, amaçlarının insanların mayınlardan zarar görmesini engellemek ve kara mayınlarında zarar görenlere yardımcı olmak olduğunu kaydetti.

MAYINA KARŞI HERKES SESİNİ YÜKSELTMELİ

“Türkiye ve dünya devletlerinin silahlara yönelimini ortadan kaldırmak istiyoruz” diyen Derlicka, bu konuda STK’ların ve halkın yardımına ihtiyaç duyduklarını belirttiği konuşmasında, “Sıradan insanlar değil hükümetin yapabileceği bir konudur bu. Ancak bu anlaşma silahlarla değil insanlarla ilgili bir durumdur. Bu konuda yüksek sesle konuşarak hükümetlerden adım beklemeden biz adım atmalıyız. STK’lar izlememiz mi gerekiyor? STK’lar  mayınların kaldırılması için hükümetlere baskı uygulamalıdır” diye konuştu.

Derlicke, mayınların kurulumunun çok efor istemeyen ancak temizlenmesinin 10 yıl kadar büyük bir efor gerektirdiğinin altını çizerek, dünya ülkelerinde 17 ülkede mayın olduğunu 20 ülkede ise mayınların temizlendiğini söyledi. Derlicka mayınların temizlendiği ülkeleri ise, Arnavutluk, Bulgaristan, Danimarka, Fransa, Elsawador, Yunanistan, Guatemala, Gambia, Honduras, Malawi, Makedonya, Nijerya, Ruanda, Tunus, Zambia, Uganda olarak sıraladı.

Tüm dünyada mayınlara ilişkin rapor hazırladıklarını belirten Derlicka, hazırlanan raporlardaki Türkiye’nin durumuna dikkat çekti. Derlicka şöyle devam etti: “Daha fazla mayından zarar görmüş insan istemiyoruz. Bu sizi nasıl etkiliyor? Sizin bölgenizde bu sorun yaşanıyor. Ve sessiz kalmamak adım atmak gerekiyor. Kendi bölgenizde mayınların temizlenmesi, insanların zarar görmemesi için çalışmanız gerekiyor. Sizin eyleminiz küçük farklılıklar yaratabilir. Ve bu küçük farklılıklar Türkiye’de, dünyada mayını ortadan kaldıracaktır.”

ARTIK TEK BİR MAYIN İSTEMİYORUZ

Derlicka, 1990’lı yıllarda askeriyenin mayınsız çalışamayacağı düşüncesi ile anlaşma sürecinde çok zorlandıklarını da dile getirerek, Myanmar ve Suriye’nin hala mayınlı bölgeler olduğunu ve dünyanın yüzde 80’nin hala kara mayınlarını kullandığını kaydetti.

Türkiye’nin mayınla kirlenen ülkeler arasında olduğuna dikkat çeken Derlicka, kara mayınlarının temizlenmesine ilişkin ise, “Bir sorun varsa, bu henüz biz hayattayken çözülebilir. Bir politik irade varsa bu sorun çözülebilir. Bu bir irade sorunudur” dedi.

Derlicka, mayınların temizlenmesiyle ilgili bir sorunun da finansman ve kaynak olduğunu belirttiği konuşmasında, Türkiye’nin iki yıl öncesine kadar mayın stoklarının kaldırıldığı ülkeler arasına girdiğini ancak bunun büyük baskılar sonucu gerçekleştirildiğini dile getirdi.

Kara mayınları sonucu yaşanan ölüm ve yaralanmalara da dikkat çeken Uluslararası Mayın Yasaklama Kampanyası yürütücülerinden Kasia Derlicka, mağdur ve kurban sayısında büyük bir düşüş olduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını ifade ederek “Artık bir tek mayın istemiyoruz” dedi.

Veri toplamada yetersizlikleri olduğunu dile getiren Derlicka, ilk kez bir silahsızlanma anlaşmasında mağdurlara yönelik bir hüküm olduğunu ve anlaşmaya taraf olanların mağdurlara destek sunması gerektiğinin altını çizdi ve ekledi: “Ancak Türkiye en üst sayıda vatandaşının mağdur olmasına rağmen kendini bu durumun bir parçası olarak görmedi” diye kaydetti.

TÜRKİYE’DE HER GÜN EN AZ 1 KİŞİ MAYIN MAĞDURU OLUYOR

Mayınsız Bir Türkiye Girişimi aktivisti Muteber Öğreten ise, “Türkiye Mayın Yasaklama sözleşmesinin neresinde?” sorunu yanıtladı. 2003-2013 yılları arasında Türkiye’nin Ottowa sürecine ilişkin bilgi veren Öğreten, her gün en az bir kişinin mayın mağduru ve ya kurbanı olduğunu belirtti. Öğreten, “Bu hiç iç açıcı bir durum değil. Bu tablonun değişmesi gerekiyor” dedi. Öğreten, son mayın temizleninceye kadar mücadelelerini sürdüreceklerini kaydederek sözlerini tamamladı.

Konferans öğleden sonra devam edecek.