Devlet eliyle çocukların hayatı karartılıyor
Devlet eliyle çocukların hayatı karartılıyor
Devlet eliyle çocukların hayatı karartılıyor
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beştaş, devletin çocuklara dönük uygulamalarına tepki göstererek, somut delil ve kuvvetli suç şüphesinin varlığı gözetilmeksizin, ‘makul şüphe’ gerekçesiyle çocukların tutuklandığını belirtti. “Şayet çocuklar sokak ortasında öldürülmüyorlarsa, bu kez cezaevinde baskı ve şiddet altında yaşamaya mahkûm ediliyorlar” diyen Beştaş, Emniyet ve Milli Eğitim'in de fişleme yaptığını ifade ederek, hükümet ve yargıyı; “Hukuk devleti olmanın gereğini yerine getirin ve adaletin terazisini eğmeyin” diye uyardı.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, çocuklara yönelik gözaltı, tutuklama ve yargısız infazlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
2495 GÖZALTI, 700 TUTUKLAMA
Beştaş; “Hükümetin, partimiz ve partimiz bileşenlerini, Kürtleri, çocukları, muhalifleri, kısacası kurduğu hegemonyaya karşı olan herkesi baskı altına almaya dönük faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor” diyerek, gözaltı ve tutuklamaların Kobanê’ye destek ve DAİŞ'i protesto eylemlerinin gerçekleştiği 6 Ekim itibariyle artış göstermeye başladığını belirtti. “O günden bu yana 2495 kişi gözaltına alınmış, bunların 700'ü çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanmıştır. Gözaltına alınan ve tutuklananların neredeyse üçte biri çocuklardan oluşuyor” bilgilerini veren Beştaş, kolluk güçlerinin pervasızca ateş açtığını ve katletmeye devam ettiğini ifade etti. Bu ay içerisinde Abdülkadir Çakmak'ın polis kurşunuyla yaşamını yitirdiğine, 10 yaşındaki Yusuf İdem'in ağır yaralandığına dikkat çeken Beştaş, şunları kaydetti:
“Birçok ilde yapılan operasyonlarda 17-25 Aralık şüphelilerine uygulanan, somut delil ve kuvvetli suç şüphesinin varlığı gözetilmeksizin, polislerce takdir edilen ‘makul şüphe’ gerekçesiyle çocuklar yakalanıyor ve sevk edildikleri mercilerce tutuklanıyor. Bu tutuklama ve göz altıların tek nedeni polisin tek taraflı düzenlediği tutanaklardır. Gerekçe ise toplumsal gösterilere katıldıkları yönündeki iddialardır. Çocuklar kapılarının önünde ya da dışarıda dolaşırken gözaltına alınıp tutuklanıyor. Hâlihazırda sadece Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde, Mardin cezaevinden getirilen 13 çocuk ile birlikte toplam 40 çocuk bulunuyor. 1997 doğumlu A.T., S.Ç., H.B., S.E.; 1998 doğumlu D.İ., S.Ö., S.K., M.Ç., C.Ö., B.B., F.S.; 1999 doğumlu B.S., S.D.; 2000 doğumlu M.B., Y.İ., S.T., B.İ., B.Y. bunlardan sadece bir kaçıdır. Gözaltına alınan ve tutuklanan çocukların yakalandıkları andan itibaren baskı ve şiddete maruz kaldıkları doktor raporlarıyla da ispatlanmıştır. Cezaevinde görüştükleri avukatlarından oyuncak araba isteyen, çizgi film izleyemediklerini ifade eden, annelerini ve ailelerini özlediklerini beyan eden çocuklardır dört duvar arasında tutulanlar."
ÇOCUKLAR EĞER SOKAK ORTASINDA ÖLDÜRÜLMEDİYSE, CEZAEVİNE...
Çocuklara yönelik artış gösteren ihlaller, tutuklamalar, gözaltında şiddet, baskı ve tehdit uygulamalarının 2010 yılında Terörle Mücadele Kanunu’nda çocuklar lehine yapılan düzenlemeleri fiilen geçersiz kıldığını da ifade eden Beştaş, devlet mağduru çocukların yine pervasızca, hiçbir yasa gözetilmeksizin cezaevlerine konulduğunu ve hayatlarının devlet eliyle karartıldığını vurguladı. "Şayet çocuklar sokak ortasında öldürülmüyorlarsa, bu kez cezaevinde baskı ve şiddet altında yaşamaya mahkum ediliyorlar" dedi. Beştaş; “Gerçek hiçbir gerekçe olmaksızın, ‘makul şüphe’ olarak tanımlanan, ancak yasalaşmadan önce de fiilen uygulanan bir hukuk garabeti düzenleme ile yolda, sokakta, evde, işyerinde zorla yaka paça gözaltına alınanların, partimiz sempatizanlarının, seçmenlerimizin, çocukların, gençlerin suç teşkil eden hiçbir eylem olmaksızın, sadece baskı altına almak amacıyla bu muamelelere maruz kaldıklarını biliyoruz. Bu operasyonların tek merkezden verilmiş bir karar neticesinde olduğu ve giderek yaygınlaştığı açıktır” eleştirisinde bulundu.
EMNİYET VE MİLLİ EĞİTİM ÇOCUKLARI FİŞLİYOR
Yaşları itibariyle gözaltına alınamayan çocukların da Emniyet Müdürlükleri ve Milli Eğitim işbirliğiyle fişlendiklerinin ortaya çıktığına değinen Beştaş; “26 Aralık’ta Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün ortaya çıkan yazısıyla, son iki ay içerisinde kayıtlara ‘suça sürüklenen çocuk’ olarak geçen 200 öğrenci tespit edilip, haklarında işlem yapılması için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildirilmiştir. Söz konusu listede 8-9 yaşındaki çocuklar da bulunuyor” dedi.
Beştaş, siyasi iktidarın hedef kitlesinde çocukların büyük bir oranı kapladığını belirtirken, "Neredeyse anne babanın etnik kimliğine, inancına, diline göre ayrımcı bir politika yürütülüyor. Anılan uygulamaların halen yürürlükte olan antidemokratik yasalara bile uygun olmadığını önemle belirmek isteriz" dedi.
ADALETİN TERAZİSİNİ EĞMEYİN!
HDP'li Beştaş, siyasi iktidara ve yargı organlarına; “Hukuk devleti olmanın gereğini yerine getirin ve adaletin terazisini eğmeyin. Bundan zarar görecek olan, başta iktidarınız olmak üzere herkestir. Biz, hukuksuzluğun ve mağdur edilen çocukların haklarının takipçisiyiz” diye seslenirken, demokratik kamuoyunu da bu alanda verdikleri mücadeleye destek olmaya çağırdı.