Aile avukatlarından Bülent Aşa, dosyada hala gizlilik kararı olduğunu hatırlatarak, karara itiraz edeceklerini belirtti.

Dilan Kortak, İstanbul'un Sancaktepe ilçesine bağlı Dumanlar Sokak'ta 4 Aralık 2015 tarihinde, bir eve polisler tarafından düzenlenen baskında vurularak katledilmişti.

20 yaşındaki çatışma süsü verilerek infaz edilen Kortak’ın katledilmesi, medyaya 'çatışma sırasında vuruldu' şeklinde yansımış ve olayın ardından dosyaya gizlilik kararı getirilmişti.

Kortak ailesi avukatları, dosyaya getirilen gizlilik kararının delilleri karartma yönünde olduğunu belirtmiş, otopsi raporunun ise infazı kanıtlar nitelikte olduğunu açıklamışlardı.

Anadolu Cumhuriyet Savcılığı yürüttüğü soruşturmada, dosya üzerindeki gizlilik kararını geçen süreye rağmen kaldırmadı. Kortak ailesinin avukatlarının, aile üyelerinin ve operasyona katılan polislerin ifadelerinin alınması talebi ise reddedildi.

Konuya ilişkin etkin bir soruşturma yürütmeyen Anadolu Cumhuriyet Savcılığı dosyaya takipsizlik kararı verdi.  Kortak ailesinin avukatları ise karara itiraz etti.

ANF’ye konuşan Kortak ailesi avukatlarında Bülent Aşa, Dilan Kortak’ın öldürülmesi üzerinden uzun bir süre geçtiğini hatırlatarak, buna rağmen yürütülen soruşturmada herhangi bir gelişmenin yaşanmadığını belirtti.

‘İFADE DAHİ ALINMADI’

Şikayetçi olmalarına rağmen Kortak ailesinden hiç kimsenin ifadesinin dahi alınmadığını ifade eden Aşa, şöyle devam etti: “Olaya karışmış polislerinde ifadesi alınmayınca bu defa memur suçları soruşturması kapsamında başvuru yaptık. Dosyalar birleştirildi ama iki haftalık bir süre içerisinde takipsizlik kararı verildi. Bu sefer de takipsizlik kararına itiraz ettik. Kararı incelerken, dosyada geçen süreye rağmen hala gizlilik kararının kaldırılmadan takipsizlik kararının verildiğinin farkına vardık.”

‘CİDDİ İNFAZ ŞÜPHESİ VAR’

Kortak ailesinin, olaya ilişkin ciddi bir infaz şüphesi taşıdığını dile getiren Aşa, “Savcılık ailenin hiç bir şekilde ifadesini almadı. Polis ve operasyona katılanların ifadesine başvurulmadan takipsizlik kararı çıktı dosyadan. Yaşananların hukuksuz olduğu şuradan belli. Dosyada gizlilik kararı var ve bizler ulaşamadık dosyaya. Ailenin ifadesi alınmadı. Etkili bir soruşturma yapılmadı. Bu yaşananların hepsi hukuksuzluğun göstergesi. Bu şekilde bir soruşturma yürütülemez. Ortada bir soruşturma yok olayın üstü kapatıldı. İnfaz şüpheleri artıyor böyle olunca da” diye konuştu.

‘TALEPLERİMİZ KARŞILANMADI’

Etkili bir soruşturma yükümlülüğünün yerine getirilmeden verilmiş bir takipsizlik kararı olduğunu söyleyen Aşa, bu konularda AHİM’in çok ciddi kararlarının olduğunu hatırlattı. Aşa, “Bunun dışında suç duyurusunda bulunduğumuzda bir takım taleplerimiz vardı. Yakalama sırasında video kaydının yapılıp yapılmadığı? Dilan hakkında öncesinde verilmiş bir soruşturma dosyası var mıydı? Sonuçta sağ yakalama imkanı kullanılmadan direk eve girilmiş ve ölüm meydana gelmiş. Bu iddialar araştırılmadan takipsizlik kararı verildi. Bu kabul edilemez” dedi.

‘ÖHD OLARAK TAKİPÇİSİYİZ’

Takipsizlik kararına ilişkin yaptıkları itiraz kararının kabul görmediği takdirde bütün hukuksal yolları zorlayacaklarını belirten Aşa, “Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD) olarak takipçisi olacağız. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceğiz konuyu.”