Başbakan Erdoðan ve hükümet yetkilileri "işkenceye sıfır tolerans"diye dursun, Diyarbakır'da gözaltına alınan Kadri Çelik adlı vatandaş karakolda işkenceye maruz kaldı. Hastanede kendisine rapor verilmediðini belirten Çelik ÝHD'ye başvurdu. ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Türkiye'de işkence vakalarında artış olduðunu belirterek, son işkence vakasında sorumlular hakkında savcılıða suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Yenişehir Ýlçesi Aziziye Mahallesi'nde oturan Kadri Çelik adlı vatandaş, 30 Mayıs gecesi evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı. Toplu Konut Polis Karakolu'na götürülen Çelik, daha karakola götürülmeden polisler tarafından dövülmeye başlandı. Çelik'e yönelik dayak ve işkence karakolda da sürdü. Gördüðü işkenceler nedeniyle elbiseleri kanlar içerisinde kalan Çelik, ÝHD Diyarbakır Şubesi'ne başvurarak hukuki yardım talebinde bulundu.
Yaptıðı başvuruda başına gelenleri anlatan Çelik, çalıştıðı kıraathaneden gece eve gittikten sonra gece yarısı saat 02.00 sıralarında kapının çaldıðını belirterek, "Kızım kapı çalıyor diye beni uyandırdı. Kapıda polislerin olduðun görünce parmaklıklardan niçin geldiklerini sordum. Hakkımda şikayet olduðunu söylediler. Ben de kimlik sordum, gece geç saat olduðu için polis olup olmadıklarından şüphelendim. Kapıda 4 araba vardı. Üçü resmi, biri sivil polis araçlarıydı. 4 sivil, 6-7 resmi giyimli polis vardı. Kimlik sorduðum için hakaret edip kapıyı zorlamaya başladılar ve kapıyı zorla açtılar" dedi.
Ellerini kelepçeledikten sonra sivil araca bindirip Toplu Konut'taki polis merkezine götürüldüðünü aktaran Çelik, şunları söyledi: "Karakolda 10 dakika kaldıktan sonra yeni yapılan Bölge Araştırma Hastanesi'ne götürüldüm. Elazıð yolu üzerinde Şilbê Köyü yoluna yakın bir yerde boş arazide araç durdu. Beni araçtan indirdiler. Benimle birlikte üç polis vardı. Onlardan ikisi tekme tokat bana vurmaya başladılar. Saat 03.00'e doðru geliyordu. Baðırışlarımı duyan orada oturan insanlar yardıma gelerek, polisleri durdurmaya çalıştılar ancak engel olamadılar. Polisler beni tekrar arabaya bindirip yine aynı karakola götürdüler."
ÝŞKENCE KARAKOLDA DEVAM ETTÝ
Karakolda polis amirinin yanına gelmesinden sonra kendisini döven polisleri şikayet ettiðini ifade eden Çelik, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Polis amirine yaşadıklarımı anlattım. Ancak diðer polisler benim doðru söylemediðimi, kendimi yere attıðımı söylediler. Ben de ellerimin kelepçeli olduðunu, söyledikleri şeyi yapmamın imkansız olduðunu söyledim. Ayrıca vücudumun her tarafında darp izi olduðunu, burnum, gözüm ve başımın yara bere içinde olduðunu, kendimi nasıl bu hale getirebileceðimi söyledim. Beni darp edenlerden biri gelip beni bir odaya aldı. Kelepçemi açarak karşıma oturdu ve konuşalım dedi. Ancak beni tekrar dövmeye başladı. Ben yapılan işkence sonucu bayılmışım. Kendime geldiðimde ellerim kelepçeliydi. Kendime geldiðimi gören polisler yüzüme biber gazı sıktılar. Hareket edecek durumda olmamama raðmen yüzüme biber gazı sıkılmıştı. Polislerin amiri gelip onlara kızınca durdular."
DOKTORLAR ÝŞKENCEYÝ GÖRMEDÝ
Ailesinin karakola geldiðinde baðırış ve yardım çıðlıklarını duyduklarında 155 polis imdadı ve 112 acil servisi aradıklarını anlatan Çelik, şunları söyledi: "Beni Araştırma Hastanesi'ne kaldırmışlar. Kendime geldiðimde hastanenin acil servisinde olduðumu gördüm. Orada tanımadıðım bir kadın benim için 'kafasını yere vurmuş' dediðini duydum. Buna itiraz ederek, polislerin beni dövdüðünü söyledim. Acil servisin doktoru, kadının söylemi üzerine beni tedavi etmek istemedi. Bu duruma tepki gösterince tedavi edeceðini söyledi ancak bu kez ben kabul etmedim. Ben baðırıp çaðırıp doktora kızınca, orada bulunan hastane güvenlikçileri de bana saldırdı. Beni darp eden polislerden biri de benimle gelmişti. Bana bunları yapanlardan biri o olduðunu söyleyince oradan uzaklaştı. Hastanede tedavi edilmeyince beni tekrar karakola götürüp nezarete koydular."
Karakola geri götürüldükten sonra Araştırma Hastanesi yerine başka bir hastanede tedavi olmak istediðini, ancak hastane talebinin kabul edilmediðini söyleyen Çelik, "Avukat istemem üzerine barodan gelen avukat nezaretinde ifadem alındı ve serbest bırakıldım. Karakoldan çıktıktan sonra Devlet Hastanesi'ne gittim. Polisler tarafından işkenceye maruz kaldıðımı söyleyince 'senin bir şeyin yok' diyerek geri gönderdiler. Ben bu şahıslardan şikayetçiyim.”
BÝLÝCÝ: ÝŞKENCE VAKALARINDA ARTIŞ VAR
Çelik’in başvurduðu ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 'işkenceye sıfır tolerans' denilen bir dönemde işkence görenlerin sayısında ciddi bir artışın olduðunu belirterek, "2011 yılında bin 555 kişi çeşitli şekillerde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Maalesef bu giderek artıyor" dedi.
Kadir Çelik'in gördüðü işkenceye dikkat çeken Bilici, "Gördüðünüz gibi elbiseleri kan içerisinde. Karakolda ve karakol dışında ciddi işkencelere maruz kalmış. Bize yapılan başvuru üzerine Türkiye Ýnsan Hakları Vakfı'na başvurarak, alternatif rapor tutulmasını talep ettik. Ayrıca kendisinin anlatımları doðrultusunda savcılıða başvurarak, suç duyurusunda bulunacaðız" dedi.
Yaşanan işkence vakalarının kendilerini kaygılandırdıðını vurgulayan Bilici şunları söyledi: "Şunu bir daha vurgulamak istiyorum; Türkiye'de işkence konusunda ciddi artışlar olduðunu görmekteyiz. Bu da bizleri son derece kaygılandırmaktadır. Keyfi bir uygulama var, keyfi gözaltılar oluyor ve keyfi işkenceler söz konusudur. Hiçbir şekilde hukuk kurallarına, mevcut olan yasalara göre hareket edilmediðini görmekteyiz. Bu da polisin bu kadar rahat davranması, bu kadar pervasızca davranması bizleri son derece kaygılandırmaktadır. Bu vaka gerçekleşmişse, bu coðrafyada hiç kimsenin can güvenliðinin olmadıðını belirtebiliriz. Biz insan hakları savunucuları olarak bunun takipçisi olacaðız, peşini bırakmayacaðız ve derhal gereði neyse yapılmasını istiyoruz."
ÝHD'nin ardından Türkiye Ýnsan Hakları Vakfı'na (TÝHV) da başvuran Kadri Çelik'in gördüðü işkencenin tespiti ve sorumlular hakkında hukuki girişimlerin başlatılması için ÝHD avukatları tarafından bugün ilgili polisler hakkında suç duyurusunda bulunulacak.
ANF NEWS AGENCY