Kürt kadınlar, BDP'li tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesine tepki göstererek, "Çözüm sürecinin devam ettiği bir dönemde Kürt halkının oylarıyla seçilmiş milletvekillerine dönük alınan bu karar siyasete yapılan bir darbedir" dedi. 

Amed DÖKH Bileşenleri tarafından yapılan yazılı açıklamada, BDP'li tutuklu milletvekilleri hakkında verilen karar eleştirildi.

Açıklamada, 14 Nisan 2009 yılında KCK  adı altında yürütülen operasyonlarla birçok Kürt siyasetçi gözaltına alınıp tutuklandığı hatırlatılarak, 'KCK' adıyla yürütülen siyasi soykırım operasyonlarında Kürt siyasetçilerin hukuksuz bir şekilde yargılanmalarına devam edilirken bu hukuksuzluğa bir yenisinin eklendiği ifade edildi. "Dün Diyarbakır 5. ve 6. Ağır ceza mahkemelerinin tutuklu Kürt vekillere ilişkin kararı aslında Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığını ve hukukun çifte standardını da göstermiş oldu" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"2013 Newroz’unda Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan halkların kucaklaşmasına dönük bir süreç başlattığını ilan etti. Çözüm sürecinin devam ettiği bir dönemde Kürt halkının oylarıyla seçilmiş milletvekillerine dönük alınan bu karar siyasete yapılan bir darbedir. CHP milletvekili Mustafa Balbay'ın tahliye edilmesiyle birlikte Kürt milletvekillerinin tahliye edilmeleri yönündeki başvuruların reddedilmesi ikili bir hukukun işletilerek hukuksuzluğu bir kez daha aleni kılmıştır."

Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde AKP hükümetini üstüne düşen sorumlulukları derhal yerine getirmeye çağıran DÖKH bileşenleri, 2009 yılında siyasi soykırım operasyonlarıyla hukukun evrensel normlarının Türkiye’de hiçe sayıldığını, bu kararla aslında hukuktaki eşitlik ilkesinin olmadığı ve siyasi olarak mümkün olamayacağının bir kez daha ifşa edildiğini belirtti. 

'SÜRECİN HEBA EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'

"AKP hükümeti bu sürecin anlamlı bir diyaloga dönüşmesini, müzakere sürecinin sağlıklı bir şekilde sürmesini istiyorsa hukuk vicdanını da sızlatan bu çifte standardı bir an önce çözmelidir" denilen açıklamada, 40 yıllık süreç içerisinde Kürtlerin ulusal, sosyal ve kültürel hakları için verdiği mücadelede defalarca çözüme yönelik fırsatlar yakalandığı fakat küçük hesaplar uğruna heba edildiğine dikkat çekilerek, "Biz Kürt kadınları olarak insanlığın kazanımı adına; içinde bulunduğumuz ve son şans olarak değerlendirdiğimiz bu sürecin heba edilmesine müsaade etmeyeceğiz" mesajı verildi.