DTK: Müzakereler için Öcalan’ın koşulları uygun hale getirilmeli

DTK: Müzakereler için Öcalan’ın koşulları uygun hale getirilmeli

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Türk devleti ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan arasında yapılan görüşme ile başlayan süreci desteklediklerini belirterek, “Devlet ve iktidarı Kürt sorunun müzakereyle barışçıl çözüm için samimi davranmaya davet ediyoruz” dedi. DTK, Müzakerelerin başlaması için ise “Öncellikle Sayın Abdullah Öcalan'ın koşullarının buna uygun hale gelmesi ve Ýmralı sisteminin laðvedilmesi gereklidir" diye belirtti.

DTK Daimi Meclisi, 6 Ocak'ta Diyarbakır’da düzenlediði 3'üncü ara dönem 4'üncü toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, toplantıda yoðun siyasi gelişmeler, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler ve Rojava'da yaşanan gelişmelerin deðerlendirildiði belirtildi. Yıllardır imha ve inkâr politikaları karşısında varlıðını koruma özgürlüðünü saðlama mücadelesi veren Kürt halkının, 2012 yılında da aynı politikalar karşısında tarihi bir direniş ortaya koyduðu vurgusu yapılan bildirgede, "Bütün kurumları ile ortaya koyulan mücadelede her defasında sorunun sayın Öcalan ile yürütülecek diyalog ve müzakerelerle çözülebileceði net bir şekilde ortaya koymuştur. Bunun farkında olan devlet 90'lı yıllardan bugüne kadar Sayın Öcalan ile bir dizi temaslarda bulunmuş ancak her defasında bu süreç provokasyonlarla heba edilmiştir. Bunun son örneði de Oslo görüşmelerinde yaşanmıştır. Cezaevlerinde açlık grevleri ile başlatılan ve sokaða taşan direniş ile sorunun çözümünde bir kez daha Sayın Öcalan'ın olmazsa olmaz olduðuna işaret etmiş ve devlet bir kez daha Ýmralı'da görüşmeler gerçekleştirmiştir" diye kaydedildi.

‘GÖRÜŞMELERÝN BAŞLAMASIYLA BU OYUN BU KEZ LÝCE2DE DENENDݒ

"Devlet yetkililerinin Kürt Halk Önderi sayın Abdullah Öcalan ile yapmış oldukları diyalogu ve Eş Başkanımız sayın Ahmet Türk ve BDP Milletvekili Ayla Akat'ın görüşmesini anlamlı buluyor ve deðer veriyoruz. Başlayan bu süreci DTK olarak öncellikle desteklediðimizi belirtmekte yarar görüyoruz. Nitekim yıllardır DTK olarak muhatabın sayın Öcalan olduðunu defalarca vurguladıðımız gibi Ýmralı tecrit sistemine bir an önce son verme çaðrısında da bulunduk, bunun için halkımızla birlikte topyekûn direniş içerisinde de olduk" ifadesinin kullanıldıðı sonuç bildirgesinde, "Diyalog ve ateşkes süreçlerine ilişkin halk olarak yaklaşık 20 yıllık bir tecrübeye sahibiz. Bu deneyimlerin hemen hepsinde de iktidarların, devletin taktiksel ve samimi olmayan yaklaşımlar sonucu hüsranla sonuçlanmıştır. Yine görüşmelerin başlaması ile bu oyun bu kez Lice'de denenmiş ve 10 HPG'li katledilmiştir. Çözüm çabalarına vurulmuş bu tür darbelere karşı yapılması gereken tüm Kürt halkının ulusal birlik temelinde sahiplenme gerçekleştirmesidir. Ancak Silvan olayında 'tam da barış olacaktı' diyenler Lice'de yaşanan olayı görmemiştir" denildi.

‘DEVLETÝ VE ÝKTÝDARI SAMÝMÝ DAVRANMAYA DAEVET EDÝYORUZ’

"Bu nedenlerle DTK olarak öncellikle devletin ve iktidarın Kürt sorunun müzakereyle barışçıl çözüm için samimi davranmaya davet ediyoruz" çaðrısında bulunulan bildirgede, "Müzakerelerin başlaması için öncellikle sayın Abdullah Öcalan'ın koşullarının buna uygun hale gelmesi ve Ýmralı sisteminin laðvedilmesi gereklidir" diye kaydedildi. Diyalogun, müzakereye dönüştürülmemesi durumunda Kürt halkı da kuşkulu ve temkinli olmaya devam edeceði belirtilen bildirgede, "DTK olarak diyalogun müzakereye dönüşmesi için her türlü güç ve desteði vereceðimiz gibi başta bileşenlerimiz olmak üzere Kürdistan'daki tüm ulusal ve toplumsal kesimlerinin örgütlenerek birlik içerisinde sürece karşı duyarlı-sorumlu davranmaya ve katkı sunmaya çaðırıyoruz" denildi.

‘SOMUT ADIMLAR SÜRECÝ HIZLANDIRIR’

Devletin de artık çözüm ile ilgili söylemlerinin sözde kalmaması için somut adımlar atması gerektiðine vurgu yapılan sonuç bildirgesinde, karşılıklı olarak atılacak somut adımların çözümü daha da hızlandıracaðına inandıklarını belirtildi. Türkiye halklarının geleceði açısından önemli olan bu gelişmenin barışçıl bir sürece ve demokratik zemine evrilmesi için tüm kesimlere büyük bir görev ve sorumluluk düştüðünü dile getirilen bildirgede, "Bu açıdan böylesi süreçlerin gelişmesi, umutların büyütülmesi için yol haritası belirlenerek, açık, şeffaf bir şekilde ciddi samimi, iyi niyetli ve güven verici adımlar atılmalıdır. Sadece Kürtler tarafından adımlar atılmasını beklemek, pratikleşme yerine söylem düzeyinde kalmak gerçekçi bir yaklaşım olmadıðı gibi çözüm geliştirici bir yöntem de deðildir. Dünyada böylesi örnekler olmadıðı gibi dünyanın birçok ülkesinde de benzer sorunlar karşılıklı ve güven verici adımlarla çözülmüştür" hatırlatmasında bulunuldu.

‘ROJAVAYA DESTEK KAMPANYASINA HIZ VERÝLECEK’

Rojava'da yaşanan sorunlara da deðinilen bildirgede, şunlara yer verildi: "Bu parçada yaşanan süreç doðrudan tüm Kürt halkını etkilemektedir. Bu gerçekten hareketle duruma bakmak ve ulusal birlik ışıðında da hareket etmek tüm Kürt kurumların sorumluluðudur. Siyasi desteðin yanında insani yardımında çok önem kazandıðı açıktır. Bu noktada DTK üzerine düşen rolü mutlaka oynayacaktır. Her iki konuda yapılan çalışmalar daha da ivme kazanacaktır. Kürdi oluşumlarla başlatılan yardım kampanyasına hız verilecektir. Ayrıca Kürdistan Federal Bölgesinin takındıðı tavırda Daimi meclisimizde yoðunca tartışılmıştır. Böylesi bir süreçte Federal Kürdistan bölgesinin üzerine düşen tarihi sorumluluðu yerine getirmesi gerektiði açıktır. Oysa Bölge yönetimi sınırlar kapattıðı gibi geçişleri olabildiðine zorlaştırmıştır. Bu tutum ulusal birlik noktasında doðru olmayan bir tutumdur. Bu noktada DTK olarak var olan girişimlerimiz sürecektir. Bir kez daha Bölge yönetimine pratikte uyguladıðı ambargoya son vermeye ve Rojava sınırlarını açmaya çaðırıyoruz."

‘KÜRTLER TALANCI ZÝHNÝYETLE YENÝDEN GÖÇE ZORLANMAKTADIR’

Bir diðer önemli konunun da Kürt halkının karşı karşıya kaldıðı linç girişimleri olduðu belirtilen sonuç bildirgesinde, "Geçmiş süreçlerde yerinden yurdundan zorunlu göçe tabi tutulan Kürtler bu kez ırkçı ve faşist saldırılarla, talancı zihniyetle yeniden bir göçe zorlanmaktadır. Bu tür saldırılar karşısında Kürt halkının evrensel, demokratik ve hukuki bir hakkı olan meşru savunma hakkı kaçınılmazdır. Bundan sonraki süreçlerde yaşanabilecek olumsuzlukların sorumlusu da Hükümetin cesaret verici açıklamaları, güvenlik güçlerinin çanak tutan yaklaşımları, yargının ödül verici sessizliði olacaktır" denildi.

Aralık ayı boyunca 11 il ve bir çok ilçede yapılan “Demokratik Özerklik” panellerinin halkın yoðun ilgisiyle karşılaştıðı belirtilen bildirgede, "Yine Kürdistani oluşumlarla Rojava’ya yardım kampanyası başlatılmıştır. Bu kampanyaya tüm halkımızı duyarlı olmaya çaðırıyoruz" denildi.

DTK Daimi Meclis toplantısında bu dönem yapılacak olan planlama ise şöyle sıralandı: "9 ilde 'Demokratik Özerklik' panellerinin devam etmesi, 26-27 Ocak günleri Diyarbakır'da Saðlık Kongresi'nin yapılması, 2-3 Şubat günleri Diyarbakır'da Alevi Konferansının yapılması, 9-10 Şubat günlerinde Yerel Yönetimler Çalıştayının yapılması dır."