Düzce Cezaevi'nde açlık grevi eylemcilerine işkence

Düzce'nin Çilimli ilçesine bağlı T Tipi Kapalı Cezaevi'nde siyasi tutsaklara yönelik cezaevi idaresinin baskı ve işkence yöntemleri uyguladığı ortaya çıktı. 

Düzce'nin Çilimli ilçesine bağlı T Tipi Kapalı Cezaevi'nde siyasi tutsaklara yönelik cezaevi idaresinin baskı ve işkence yöntemleri uyguladığı ortaya çıktı. Tutsakları süngerli odaya atan, ayaklarını bağlayan ve ters kelepçe yapan idare, durumu öğrenen ailelere de tutsakların yalan söyledikleri yönünde beyan verdi. 

Tutsaklar, ANF'ye gönderdikleri mektupla içinde bulundukları durumu anlatırken, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunarak, hak örgütlerinin de meseleyle ilgilenmelerini talep ettiler. Avukat, doktor ve psikologlardan oluşan bir heyetin cezaevine gelmesini talep eden tutsaklar, yaşanan işkencelerin sistematik olarak uygulandığını vurguladılar. İşkenceye uğrayan tutsakların arasında süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde olanlar da var.

İŞKENCE YAPTILAR, REVİRE ÇIKARMADILAR

Gönderdikleri mektupta son 4 yıldır Düzce/Çilimli T Tipi  Kapalı Cezaevi'nde baskı ve işkencenin sürekli yaşandığına dikkat çeken tutsaklar, şunları aktardılar: 

"Hakaretler, küfürler, psikolojik baskılar, keyfi aramalar sürerken 2018 Nisan ayından sonra baskılar  tırmanarak büyüdü. 18 Mayıs'ta da bir gece baskını yapıldı. Tutsakların tümü ağır kaba dayağa maruz kaldılar. Aileler görüşe geldiklerinde bizlerin çeşitli yerlerinde yaralar görüyorlardı. Gece geç saatte aniden koğuşa sayamayacağımız kadar gardiyan ve jandarma girdi. Arama var deyip hakaret etmeye başladılar. Biz tek kelime bile etmeden önce bir köşeye 10 kişi düşecek şekilde etrafımızı sarıp bizi darp etmeye başladılar. Biz kesinlikle karşılık vermedik. Bunun sonucunda revire dahi çıkartılmadık. Aramızda durumu ağır olan arkadaşlarımız da vardı. Revire veya hastahaneye götürülmelerini talep ettik. Bize verilen cevap 'bu daha başlangıç, daha neler neler olacak' oldu."

CEZA ÜZERİNE CEZA

Mektuplarında cezaevi müdürü ile görüşmek istediklerini ama ret cevabını aldıklarını ifade eden tutsaklar, şunları paylaştılar: "Kaç kez görüşmek istedik ama reddedildik. Aileler bunun üzerine müdürle konuşmayı talep etti müdür önce reddetti. Aileler 'buradan gitmeyeceğiz' deyince, müdür geldi. Durumu aktaran aileler 'bizim çocuklarımız sahipsiz ve yalnız değiller, bunun hesabını vereceksiniz' dediler. Müdür 'böyle bir şey yok, yalan söylüyorlar' diyerek görüşmeyi sonlandırdı. Aileler şikayet dilekçeleri verdiler. Hiçbir şekilde soruşturma açılmadığı gibi 'durumu ailelere bildirirseniz bu olur' der gibi bizlere hücre, telefon ve görüş cezaları verildi." 

'SİZE 12 EYLÜL'Ü ARATACAĞIZ' TEHDİDİ

Tutsaklar, cezaevi idaresinin 2018'in 25 Eylül sabahı saat 08.00'da ayakta sayım dayatmasına karşı çıktıkları için çeşitli işkence yöntemlerine maruz kaldıklarını yazarak, şu bilgileri verdiler: "Bizler ayakta sayımı reddedince önce ellerimiz ters kelepçe edilip ayaklarımızı bağlayıp darp ettiler. Sonra da koridora sürükleyerek çıkarıldık. 'Size 12 Eylül'ü aratacağız' diyerek küfür ve hakaretlerini sürdürdüler. Cezaevi müdürü Kazım Kaya ve gardiyanlar, kameralar önünde bizlerin alınlarını  yerlere sürterek 'sizi adam edeceğiz' deyip, süngerli odaya kelepçeli olarak attılar. Bu işkence, 25-26-27-28 Eylül günleri sürekli olarak sürdü. Aileler ve avukatlar bizlerle görüştükten sonra Adalet Bakanlığı Düzce Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular." 

DUYARLILIK ÇAĞRISI

Kendilerine yapılan işkencelerin Meclis'e de taşındığına değinen tutsaklar, kamuoyuna ve hak örgütlerine duyarlılık çağrısında bulundular. Cezaevi idaresinin uyguladığı işkence ve baskıları ailelerine aktararak Meclis'e taşınmasını sağladıkları için idare tarafından cezalara çarpıtıldıklarını vurgulayan tutsaklar, şunları da ifade ettiler: "Yine bizler ceza aldık. 50'şer gün hücre, 3 ay görüş ve 3 ay da telefon görüşü yasakları aldık. Ailelerin dilekçeleri üzerine hâlâ soruşturma dahi açmayan Düzce Başsavcılığı uyuyor. Ama cezaevinin vermiş olduğu cezalar kesinleşip bu ay itibarıyla süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan biz tutsaklara uygulanıyor. Tüm tutsak arkadaşlara uygulanacak ve tabii buradan sürgünlerin yaşanması da kuvvetli ihtimaller arasında. Buradaki artık baskılar had safhaya çıktı, cezaevi cehenneme dönüştü. Kamuoyunun bu konuda duyarlı olması ve hak örgütlerinin meseleyle ilgilenmelerini istiyoruz. Buraya avukat, doktor ve psikologlardan oluşan bir heyetin bir an önce gelmesi gerekiyor."