Dünya gazeteciler için daha tehlikeli bir hale geldi
Dünya gazeteciler için daha tehlikeli bir hale geldi
Dünya gazeteciler için daha tehlikeli bir hale geldi
‘İsveç Sınır Tanımayan Gazeteciler’ Başkanı Jonathan Lundkqist, ABD’nin “terörizme karşı mücadele” bahanesiyle başlattığı savaşın dünyayı gazeteciler için daha tehlikeli bir hale getirdiğini, demokratik olmayan ülkelerin gazetecilere yönelik baskı ve saldırılarını meşrulaştırdığını söyledi.
Günlük yayımlanan “Svenska Dagsbladet” ve İsveç Gazeteciler Federasyonu’nun yayın organı “Journalİsten”de yayımlanan iki ayrı makalesinde Lundkvist, gazetecilere yönelik missilleme ve saldırıların Suriye başta olmak üzere savaşan ülkelerde olağan hale geldiğini, öldürülen gazetecilerin sayılarında azalma görülürken kaçırılan ve rehin alınan gazetecilerin artmakta olduğuna dikkat çekiyor.
“Basın özgürlüğü neredeyse tüm ülkelerde baskı altında. Edward Snowden’in NSA’nın faaliyetleriyle ilgili yaptığı ifşaatlar ve demokratik ülkelerin kendi ve başka ülkelerinin vatandaşlarını dinlemeleri, demokratik olmayan devletler tarafından bir araç olarak kullanılıyor. ABD’nin terörizme karşı kabul ettiği yasalar diğer ülkeler tarafından gazetecileri baskı altına almak amacıyla kullanılıyor” diyen Lundkvist bu ülkelere örnek olarak Türkiye’yi veriyor.
AKP GEZİ DİRENİŞİNDEN SONRA MEDYAYA YÖNELİK TUTUMUNU SERTLEŞTİRDİ
60’ı aşkın gazetecinin Türkiye cezaevlerinde tutulduğunu, ancak başka suçlar işlemekle suçlandıklarını belirten Lundkvist, “Türkiye Avrupa’nın kıyısında yer alıyor.Nufüsüyla kıyaslandığında kişi başına ve sayı olarak en fazla gazeteci bu ülkede cezaevlerinde. Ama gazetecileri tutuklamadığını iddia ettiği için Türk yetkililerle bu konuda tartışma yürütmek kolay değil. Biz onların gazeteci olduklarını kanıtlamaya çalışıyoruz ama bu konuya dikkatleri çekmek oldukça güç” diyor.
Lundkvist konu hakkındaki sorularımızı Türkiye’de Gezi Parkı olayları sırasında yapılan protesto gösterilerinden sonra medya ve gazetecilere yönelik baskı ve saldırıların daha da gözlemlediklerini, kitlesel eylemlerin dünya kamuoyuna yansımasından rahatsızlık duyan AKP iktidarının medyaya yönelik tutumunu sertleştirdiğini ve bu nedenle de’ Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ihlallerin çok yakından izlediğini söyledi.
Terörizm ve casusluğa karşı çıkarılan lastik gibi yasalarla gazetecileri suçlama eğilimlerinin sürmekte olduğunu belirten Lundkvist, Kenya, Etiyopya ve Eritre gibi ülkelerde bu tür eğilimlerin yaygınlaşmakta olduğuna işaret ediyor.
ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLERDE AZALMA, KAÇIRILANLARDA ARTIŞ
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in yayınladığı son rapor savaş ve çatışmalarda yaşamını yitiren gazetecilerin sayılarının azaltmasına karşın, kaçırılan ve rehin tutulan gazetecilerin sayılarında artış olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yıl 88, bu yıl ise 70 gazeteci yaşamını yitirdi. Ancak aynı süre içinde kaçırılan gazetecilerin sayısı geçtiğimiz yıl 38 iken bu yıl 87’ye yükseldi.
Kaçırılan gazetecilerin sayılarındaki artışın ardında savaşan tarafların medyanın önemimi anlamaları ve kendileri hakkında çıkabilecek olumsuz haberlerin kamuoyuna ulaşmasını engellemek amacı taşıdığı değerlendirmeleri yapılıyor.
EL NUSRA VE ISID GAZETECİLERİ CASUS VE MEŞRU HEDEF OLARAK GÖRÜYOR
49 gazetecinin kaçırıldığı Suriye gazeteci kaçırılan ülkelerin başında yer alıyor. Lundkvist, Suriye’deki savaşta El Kaide bağlantılı El Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti grupların güç kazanmalarıyla birlikte gazetecileri kaçırmanın ve rehin almaların arttığına dikkat çekerek “Bu gruplar giderek önemli aktörler olmaya başladı. Batılı gazetecileri casus ve meşru hedef olarak görüyorlar” diyor.
Tüm kaçırma ve rehin alma olaylarının ardında her zaman El Nusra ve Irak-Şam İslam Devleti olmadığına da dikkat çeken Lundkvist, “Yasaların olmadığı ülkede kriminal gruplar da gazetecileri kaçırıyor. Bunları politik ölçekte bir yerlere yerleştirmek zor. Para kazanmak ve fidye almak için bunu yapıyorlar. Halk arasına girerek gerçekleri araştıran gazetecilerin kendilerini böylesi gruplara karşı korumaları çok güç. Yerel gazeteciler de bu grupların hışmına uğruyor” diyor.